Jisoo karşımda ellerini birleştirmiş, kafası eğik bir şekilde bekliyordu.
Ben bunu ona yapamam.
Bunu ona yapamam.
Burda öylece oturmuş jini bekliyorduk.
Ayrılmalarına izin veremem birbirlerini deli gibi seviyorlar..
Dün gece
.(Jin jennieyi arar)
-alo jin?
-j-jennie.
-jin!! Ağlıyor musun? Jisooya bişey mi oldu yoksa?! Ji ,ji iyi mi?!
-hayır hayır dur.. Jisoo şey jisoo bana boşanma evrakları yollamış.
-nE nasıl. Jin olmaz böyle tamam mı bak olmaz. Ben hemen gidiyorum ve jisooya her şeyi anlatıyorum. Ya farkında mısın bu onu daha çok yaralıyor jin. Arkadaşımı böyle yıpratamazsın. Ben bir canımı daha kaybedemem anlıyor musun?
-jin? Jin?
Telefon kapanmıştı...
.
Bugün
.Yapamam yapamam..
"J-jisoo"
Tam o an kapı çaldı. Belki de boşanmaları daha iyidir.
Hayır hayır.Jisoo kalkıp kapıya gitti. Bende arkasında durdum.
"Yoongi?!"
Yoongi elindeki kağıda bakıp jisooya uzattı.
"Al"
Hayır bu hiç iyi olmadı şuan. Al mı? Al mı?
Jisoo kağıdı alıp yoonginin yüzüne kapıyı çarptı.
Çarptı ama kapıyı kapatır kapatmaz çöküp ağlamaya başladı."Nerde yanlış yaptım jendeuk he?
Baksana adamdaki umursamazlığa bak!! Yoongiyle yollamış kağıdı ya! Ya imzalayıp yollamış!! Bu salak da al diyor"Oturup kafasını omzuma aldım.
"Ağlama güzelim ağlama.. Tamam jisoo.. şey belki de o kağıdı yırtıp atmalısın hı?"
Kafasını geri çekti.
"Peki hayatımı mahvetti diyorsun ya onu buraya getirsem. Yani jini buraya getirsem ve eğer kimsenin bunu bilemeyeceğini garanti etsem onu öldürür müydün jisoo?"
"Ben yatacağım."
Kafamı salladım..
Bu işe hemen bir çözüm bulmalıyım.4 saat sonra
Jennie balkonun soğuk demirlerine kafasını yaslamış gökyüzünden aşağı inen damlaları izliyordu.
Jisoo da yaklaşık 15 dakikadır kapıda onu izliyordu."Soğuk değil mi?"
Jennie jisooyu fark edince doğruldu
"Hey. Ne zamandır ordasın sen?"
"Yeni geldim"
Hırkasını kendine çekerek jennienin karşısına oturdu.
"Ne düşünüyordun jendeuk"
"Eskileri düşünüyordum. Jisoo bak ne diyeceğim. Benim için--
"Hayır jennie. Jinle ilgili bir konu açacaksan duymak istemiyorum. Gecemi mahvetmek de istemiyorum olur mu?"
Kafasını salladı.
Ama hayır olmaz diyemedi."Ondan nefret ediyorum.
Bir daha hiç bir şey eskisi gibi olmayacakmış gibi hissediyorum. Ve en kötüsü de her şey daha da bok gibi oluyor. Onu özleyemem jennie. Yapamam. İstemiyorum""Sen mükemmelsin. Kendini suçlama jisoo"
"Ben berbat bir insanım. Dokunduğum her şeyi mahvettim"
"Dokunduğu her şeyi mahveden biri varsa o benim, sen değilsin. Her şey bu dünyadaki her şey benim hatam gibi geliyor bana. Sana da öyle geliyor dimi?"
Jisoo kafasını salladı ve titreyen telefonunu eline aldı.
"Saat kaç jennie?"
"3 ama bu saatte kim ki?"
"Şey lisanın ölümünü araştıran avukat"
Jennienin basından aşağı sıcacık bir şey döküldü sanki. Ellerini dilini kıpırdatamıyordu. Zaten insanlar bunu çoğu zaman yaşamıyor mu?
"N-ne diyor?"
"Müsait misiniz yarın görüşebilir miyiz yazmış."
Peki dedi jennie.
"Ben yatsam kızmazsın dimi jisoo"
"Yo hayır git uyu sen"
Hızlı ve panik bir şekilde içeri uçtu jennie.
Üst kata çıkıp telefonu eline aldı.-Jin,avukat jisooya mesaj atmış. Yarın buluşalım demiş. Korkuyorum jin her şeyi anlatacak ona!! Sana dedim kendi öğrenmeden önce sen anlat dedim sana!!