*Gökyüzünde şarkısıyla okursanız kalbiniz tutuşacaktır*
.
"Ji annecim çabuk ol geç kalacaksın"
"Anne babam hala uyuyorr"
Koşarak jinin yanına gittim.
Yüzüne öpücükler kondurup yere oturdum.
Sesimin titremesine engel olamadım.
Neden bende bilmiyorum."J-jin"
Sıçrayarak kalkınca korktum.
"Jisoo iyi misin ji'ye bişey mi oldu? Bizimkilere bişey mi oldu? Kızlar iyi mi?"
Tanrım ağlayacağım olmaz burada olmaz...
"Bitanem bir şey yok... Ji'yi kreşe bırakır mısın? Ben şeye gidicem de.."
Kafamı eğdim.
Ah~~
Hala kabul edemiyordum...Bugün lisanın 1. Yılı...
Ölümünün üstünden tam 1 yıl geçti..
Onu gömdük çünkü yakılmak istememiş.Ondan sonra hiç birimiz eskisi gibi olmadık.
Rose şarkı söylemeyi bıraktı sadece modellik yapıyor. Aynı şekilde bende.
Jennie ise....Jennie ise idollüğü her şeyini bıraktı..
Tüm parasıyla taylanda bir okul kurdu...
Lili isminde....
Ve şimdi ise çalışarak para kazanıyor.Bir cafe de çalışıyor diye biliyorum.
Kimse jungkookun nerde olduğunu bilmiyor. Lisa gömüldükten sonra kimse görmedi onu. Hiç kimse....
Bugün onu, lilimi ziyarete gideceğim.
Düşüncelerimle lilimin yattığı yerin oraya kadar gelmişim.Kafamı kaldırdığımda tanıdık bir yüzle karşılaştım.
Jennie...
Hiç görmemiştim jennieyi.
Telefonlarımızı da açmamıştı."Jendeukie"
"Unnieee..."
Ağlayarak kollarıma koştu...
"Unnie yapamıyorum.... Çok denedim çok deniyorum olmuyor... Minik sarı prensesim ah unnie..."
Hiçkırıkla karışık bir gülümseme çıktı ağzımdan.
Omzumdaki elle irkildim.
Rosé...Ikisine de sarıldım.
Lisamın mezarının başında sadece sarılarak ağlıyorduk.
Eskiden ağlasak da gülsek de beraber yapardık...
Ruhum kaldırmıyor.
Uyku uyuyamıyorum geceleri.
Ağlayarak uyanıyorum...
Rose lisanın baş ucuna geçti. Jennie sağına ve bende soluna...
Tıpkı morgda olduğu gibi....Biraz daha yakındık lisaya.
Çok yakın ama bir o kadar da uzak....