"Jin"
Elimdeki elmayı jinin ağzına doğru uzattım. Ama o fark etmeden sadece telefona bakıyordu.
Oturduğum koltuktan doğrularak kafamı yana yatırdım.
"Jiinn"
"Hı"
"Aşkım problem mi var?"
"Şey yok y-yok"
"Sarılalım mı?"
Kollarını açarak beni o geniş omuzlarının arasına aldı.
Tüm kötülüklerden uzaklaştığım yer.
Lisanın intiharı beni sarstı ve devam edemeyeceğimi düşünmüştüm ama lisa olsaydı bana çok kızardı ve 'unniiiiie senin minik ve okula giden bir çocuğun var onun sana ihtiyacı var' derdi.
Bu günleri atlatmak için Ji'ye ve jine sıkıca sarılacağım.
Jinin kollarından ayrılıp kafamı omzuna koydum.
"Yang comeback yapmamı istiyor"
"Vaov ne bu çok ani oldu"
"Bende aynısını söyledim ama elinde rose ve ben kaldım. E paragöz kaçırmak istemiyor tabi. Jennie gittikden sonra neredeyse batıyordu. E malum lisa da.."
"Jisoo aşkım peki yapabilecek misin?"
"Huh.. Bilmiyorum emin değilim.. ama lisa ile konuşabilseydim bana kesinlikle toparlanmamı söylerdi"
"Lisa evet.."
Sesinin tonu değişince yüzüne baktım.
"lisa ile ilgili bir problem mi var jin?"
"N-ne yo yok hayır. Hem sen düşünme bunları"
"Ama bir dakika na--
"Annneee babaaa bakın resmim bitti."
Kapının ordan paytak paytak ilerleyerek ortamıza oturdu minik kızım. Seslerini duyuyorum ama gözüm bir yerde takılı kaldı.
"Anne beğenmedin mi?"
Kafamı çevirdim
"Bakayım.. Ah bebeğim minik ressamın harika olmuş ama yatma vakti."
"Evet ji hadi pijamalarını giy ve yat ben gelicem babacığım hadii bakalımm"
İkimizin de yanağına öpücük bırakıp geldiği gibi gitti.
"Jin"
"Söyle aşkım"
"Tuhafsın"
bana döndü eliyle elimi okşayarak yanağımdan öptü ve ayağa kalktı
"Kafandaki o şeyden kurtulll ben ji'ye bakacağım"
kapının oraya kadar gidip kafasını kapıdan uzattı
"Seni odaamııızdaa bekliyor olacaağım"
"Salakkk"
sanırım son zamanlarda ilk defa bu kadar içten güldüm.
Kafamı koltuğa dayayıp Ji'nin ilk doğduğu zamanı düşündüm.
Jin trafikten dolayı doğuma geç kalmıştı bu yüzden Ji'yi kucağına ilk lisa almıştı.
Yarın gidip yang ile konuşacağım ve ona comeback yapmak için hazır olduğumu söyleyeceğim.