TADINDA AŞK

2.bölüm

Selammm ...

İlk bölümü nasıl buldunuz bakalım.
Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin 🌟🌟🌟

Sevgiler ❤❤❤❤

💙💙💙💙💙💙♥❤💙💙💙💙💙💙💙

Sabahtan beri geçen ay fotoğraflarını çekmek için binbir eziyet çektiğim, Meksika dağlarında gezdiğim ve göllerinde yüzdüğüm, daha doğrusu daldığım " dalmayı sevmiyordum " "Akselotun "* karelerini dergideki yazı dizisine yerleştirmekle uğraşıyordum. Resmen "ebem s. pardon" canım çıkmıştı. Çalan ofis telefonunu duymamazlıktan geliyordum ama o ısrarla çalmaya devam ediyordu. Oflayarak ahizeyi kaldırdım.

"Lidya odama gelir misin ?" Çat telefon kapandı. 3 kelime için bu kadar telefona eziyet edilir miydi ya ?
Yanaklarımı şişirerek masamdan kalktım. Kudret beyin odasına gittim.
Kapıyı çaldım. İçeri girdim.
Telaşlı bir hali vardı.

"Gel Lidya, bana ancak sen yardım edebilirsin " dedi.

Anlayamadım. Alık bir halde ona baktım.

"Serhat'ın annesi ameliyat olacakmış, sen gideceksin mecburen "

Hala alık bir şekilde ona bakıyordum. Ben gidecektim. Serhat'ın annesi ameliyat olacaktı ama ben nereye gidecektim ? Kafamı sallayıp, kendime geldim.

"Nereye ? " direkt sonuca odaklanmıştım.

Kudret bey bana ifadesiz bir halde baktı. Sanırım önce Serhat'ı ve annesini sormamı bekliyordu. Ama ben nereye gidecektim. Takılmıştım.

"Gaziantep'e "

"Ney !! .. Gaziantep .. ben hemde ben kere ben ,gideceğim Antep'e, hadi canım "

Kudret bey benim dediklerime inanamaz gözlerle bakıyordu. Ne demiştim ben .. dediklerimi düşünürken öfkeli ses tonu ile konuştu.

"Sen fotoğrafçı değil misin ?"

"Evet "

"O zaman sen gideceksin, zaten iki gün "

"Kudret Beyciğim,siz beni ayak üstü fotoğrafçı filan mı zannediyorsunuz? Yada foto şipşak filan. ..ellerimi tiki yapmıştım ..  Ne işim var benim Gaziantep'te "

"Lidyacığım bak, diğer dergimiz Gastoronom için çekim yapmamız lazım. Gaziantep'de bir festival var. Ve Serhat gidemiyor. Bu durumda en iyi fotoğrafçı olarak, sen gideceksin. Ve o resimleri dergiye koyacağız. "

Lidyacığım ile başlayan cümle sanırım benim ona yaptığım imalı göndermeye bir cevaptı. Ama gidemezdim. Malum benimde bir programım vardı.

"Gidemem " dedim. Direkt dedim. Yüzüne dedim.

Güldü. Bayağı bir güldü. Neye gülmüştü. Hain bir bakış attı ardından.. bekliyordum. Pençeleri ile bana saldıracak bir kaplan edasına büründü. Kaç hale giriyordu bu adam. Manyak, korkuyordum.

"Lidya istediğin çekimlere gitmek için, sana ne lazım " diye konuya temiz bir şekilde girdi.

Kaşlarımı kaldırdım. Demek öyle. Beni tehdit ediyordu. "Vay be .. beni beni Bihterini ... "

Ne saçmalıyordum. Bihter'e bağlamak da nerden çıkmıştı. Gözlerimi kapatıp açtım.

"Benim gibi bir insana yapılacak bir şey mi bu teessüf ederim. Ama tamam gideceğim. Yalnız iki gün .. "

"Tamam. Ben uçak biletini ayarladım. Bu akşam uçuyorsun. Çarşamba akşamı döneceksin. Yalnız ne istediğimi anladın değil mi ? "

Bu kadar kabul edeceğimden emindi yani .. Kudret kurt olmuştu. Hatta çakal olmuştu. Bak sen ... yarabbim kimlerle sınıyorsun bu kulunu .. bakışımı havaya bakarak, yetkili merciye gönderdim.