14.bölüm

588 70 25
                                    

Merhaba .. kaldığımız yerden devam o halde ...

Sevgiler ❤❤

❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄

"Ben seninle birlikte o ipe tutunmak istiyorum"

Nihayet demiştim. Admir'in bana arkası dönüktü. Yüzünü görmediğim için, ne hissettiğini anlayamıyordum.

Yüzünü görsen sanki anlayacaksın Lidya ..

Ağır adımlarla bana döndü. Ela gözleri sanki bir ateş topu gibi olmuştu. Ve bu beni korkutuyordu. Yutkundum. Başımı yere eğdim.

"Ne dedin sen ?"

Sesi öyle sakindi ki ses tonundan tüylerim ürperdi birden bire ...

Bir elimle diğer kolumu sıvazladım. Sakin olmak zorundaydım. Gözlerim tekrar gözlerini buldu.

"Ben seninle birlikte o ipe tutunmak isti .... "
Cümlemi bitiremeden Admir tek bir adımla dibimde bitti. Ve dudakları kelimelerimi mühürledi. Beni öpüyordu.

Dudaklarımı araladım. Öyle bir öpüyordu ki sanki ruhumu benden alıyordu. Kendine katıyordu. Daha önce hiç böyle hissetmemiştim.

Ruhunu birinin ruhuna katmak ....

Filozof Lidya'ya merhaba de fotoğrafçı Lidya ...

Dudakları dudaklarım da durdu. Biraz soluklandık. Ama asla dudaklarımdan kopmuyordu. Elleri belimi sardı yavaşca ve beni kendine daha çok bastırdı. Ellerim omuzlarına çapa atmıştı resmen. Hareket edemiyordum. Hafifçe geri çekti dudaklarını ama nefesi nefesime yoldaş olmuştu.

"Lidya sen ... sen nasıl bir şeysin böyle .. sen beni delirteceksin sanırım. Ya da çıldırtacaksın bilmiyorum ama senden gelen her şeye razıyım yeter ki o ipi birlikte tutalım"

Gülümsedim. Gülümsememden öptü.
Gözlerimi kapadım. Ellerimi omuzlarından güç bela çekip, boynuna doladım.

"O ipi birlikte tutalım ve hiç bırakmayalım olur mu ?" diyebildim fısıltıyla ...

Bana sarıldı. Hem de öyle bir sarıldı ki, göğsünde yuvama kavuştum sandım.

"Hiç bırakmayalım" dedi oda sessiz bir nefesle ..

"Pardon " diyen bir erkek sesiyle içinde bulunduğumuz bütün ambiyans yerle bir oldu.

Ben sana demiştim sen de şans olsa anandan erkek doğardın Lidya ...

Toparlandık ve gelen sese döndük.
Esmer, yağız, yakışıklı bir adam bize gülümsüyordu. Ve hafifçe elini kaldırıp salladı. Admir gözlerini devirdi.

"Musti,senin ne işin var oğlum burada ?"

"Ya pardon,kusuruma bakmayın. Ben istediğin enginarları getirmiştim ama sizi basmış gibi oldum"

Bana elini uzattı. Elimin biri Admir'in avucunun içindeydi.

"Selam yenge, ben Mustafa ama sen Musti diyebilirsin"

Yenge ... yenge ne be ?

Elimi uzattım. Hafifçe tokalaştık. Kafamı salladım. Sesimi topladım.

"Lidya"dedim.

"He biliyorum. Hani şu parayı bulan kabile değil mi o ?"

Parayı bulan kabile .... hadi bakalım kızım düştün Allah kurtarsın ...

"Musti saçmalama abicim istersen. Neyse Lidya bu benim çocukluk arkadaşım hatta kardeşim Mustafa ve kendisi manavdır."

"Anladım. Memnun oldum" dedim.

TADINDA AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin