Tahir gece Kaleli konağının önünden geçiyordu. Eve yaklaşırken, evi gözetleyen birini gördü. İyice yaklaştı o adama. Adamı omzundan tutup kendine çevirdi.
"Hayurdur ula sen? Evi mi gözetliysın?"
"Yok, siz beni yanlış anladınız. Benim niyetim..."
Adam cümlesini tamamlamadan koşup arabaya bindi ve kaçtı.
Bu Tahirin aradığı kişi değildi. Ama başka kim beklerdi ki bu evin önünde. Adamı elinden kaçırdığı için Tahir kendi yoluna döndü ve gitti. Yayla evine döndü Tahir.
Yarın kendine bir ev alacaktı. Kendi büyüdüğü konak gibi bir yer çocukları da orada büyüsün istiyordu.
...
Tahir gittikten sonra adam. Tekrar evin önüne geldi. Aynı adam telefonla konuşuyordu.
"Bütün ışıklar sönük beyim."
"Tamam Necip. Ne yapacağınızı biliyorsunuz değil mi?"
"Evet beyim. Nefes Hanımı ve çocukları kimse fark etmeden evden çıkarıp size getireceğiz."
"Aynen öyle hadi gidin bakalım."
Necip ve iki kişi daha vardı. Necip Nefes'i kaçıracaktı. Diğer iki kişi de ikizleri.
Eve girdiler. Üst kata çıktılar. Necip Nefes'in odasına girdi. Sessizce Nefes'in yatağına yaklaştı. Eteri hazırlamıştı. Diğer adamlar da yanına gelmişti Necip'in. Karanlıktı oda ama orada Nefes'in uyumadığı ve yatakta oturur bir şekilde durduğu belliydi. Adamlardan birisi ışığı açtı.
Nefes karşısındakilere silah tutuyordu. Silahını indirmeden ve gözlerini karşısındakilerden ayırmadan yavaşça yataktan ayağa kalktı.
"Silahları alayım."
Adamlar korkarak silahlarını bana uzattılar. Üçününde silahlarını aldım.
"Eteri de alayım."
Eteri de elime verdi.
"Yürüyün."
Silahları belime yerleştirdim. Eter ise elimdeydi.
Adamlar yürümeye başladılar. Bahçeye çıkarmıştım. Onların silahları da elimdeydi. Bahçeden de çıkardım. Evden biraz uzaklaştırdım. Ormana doğru götürdüm onları.
Bana sırtları dönük önümden yürüyorlardı. En soldakine eteri koklattım. Bayıldı. Onun yere düşme sesiyle diğerleri hemen bana döndüler.
Birinin karnına tekme attım ve yere düştü. Hemen ardından diğerine eteri koklattım o da bayıldı. Tekme attığım da yerden kalktı bu arada. Yanıma doğru geliyordu. İyice bana yaklaştıktan sonra, belimdeki silahlardan birini çektim ve adamın şah damarına dayadım silahı.
Adam korkudan dondu kaldı. Bu arada ben de ona eteri koklattım. Silahlarını da yanlarına bıraktım. Ama içini boşaltıp. Buradan çıkamazlarsa belki başka kimseye zarar veremezler. Sonra da konağa döndüm. Sessizce eve girdim. Odama girdiğimde Hayal ve Umut uyanıktılar. Endişeyle bana bakıyorlardı.
Hayal "Anne neredeydin?"
"Şey. Ben çok susadımda aşağıya indim su içmeye. Siz niye uyandınız?"
"Ben uyandım. Sen de yoktun. Korktum. Hayal'i de uyandırdım. Seni bekledik."
"Korkmayın annecim. Burdayım ben."
Yine ortalarına geçtim ve sırtımı yatağın başlığına dayadım. Çocuklarda aynı şekilde oturup, benim iki kolumun atına girdiler.
"Umut," dedim. Umut soran gözlerle bana baktı. "Hayal benimle babanız hakkında konuşuyor. Sen hiç konuşmuyorsun annecim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayrılığın Gemisi|Tamamlandı
General FictionNefes ve Tahir evlenirler. İkizlerinin doğumuna iki gün kala Tahir gemiye binip gider. Nefes'inin çığlıkları eşliğinde gider Tahir. Aradan 10 yıl geçtikten sonra geri döner. İlk Bölüm Yayın Tarihi: 22.08.2019