Nefes silahını hareket ettirmeye korkuyordu çünkü tek bir hareketinde çocukları yetim ve öksüz kalabilirdi.
Karşısındaki adam silahını sabit tutup sert bir ses tonuyla konuştu. "Silahını yere at."
Nefes silahını yere bıraktı. "O ölürse, emin ol sende ölürsün."
"Silahın ucunda olan sensin. Burda senin dediklerin değil benim dediklerim olur."
"Tamam, sadece ambulansı çağır. Ambulans gelene kadar çoktan beni kaçırmış olacaksın. İçinde vicdanı olan bir adam var olduğuna inanmak isteyerek söylüyorum bunu. Çocuklarım babasız kaldı. Annesiz kalacaklar. Ama hem annesiz hem babasız kalmasınlar. İstediğin bendim zaten, istediğin oldu işte, benim de tek isteğimi duydun."
"Benim tek istediğimin sen olduğunu nerden biliyorsun?"
"Doğru istediğin iki şey var, biri Tahir'i öldürmek. Diğeri de ben. Hangisini daha çok istiyorsun? Eğer cevap bensem ambulansı ara, değilsem de beni kaçırdığında Tahir öldükten çok kısa bir süre sonra da sen ölürsün. Sevdiğim bir kişi giderse, birine zarar gelirse, en acılı ölüm senin olacak."
"Cevap ikisini de istiyorum. Hem seni, hem bunun gebermesini. Ve sen beni daha fazla oyalamayacaksın."
Nefes'in saçından tuttu ve hızlı adımlarla yürümeye başladı.
Nefes sürüklenerek gitti ve bir arabaya bindirildi.
Arabada gözlerini ve ellerini bağladılar Nefes'in.
Arabadan indiklerinde depo gibi bir yere gelmişlerdi. Nefes çığlıklar atıyordu belki birisi sesini duyar diye.
Vedat, Nefes'in kulağına yaklaştı. "Bunun işe yaramayacağını o kadar iyi biliyorsun ki."
"Bildiğim başka bir şey daha var. Sen insan olamayacak kadar acizsin. İnsanlıktan, adamlıktan, merhametten, vicdandan acizsin. Allah belanı versin."
Vedat sinirlenmişti Nefes'in saçlarından tuttu. "Beni sinirlendirmemeni tavsiye ediyorum Nefes. Aksi tadirde canın çok yanar."
"Canımın yanmasından korktuğumu hiç sanmıyorum."
Nefes'i saçlarından yere doğru itti. "Bana itaat ediceksin. Benim seni sevdiğim kadar beni seviceksin."
Nefes yüzüne gelen saçlarını başını sallayarak geriye attı. Gözünü kapatan şeyi çıkardı. Karşısındaki kişinin suratına baktı "Hiçbir şey istediğin gibi olmayacak. Sana itaat etmiyeceğim. Seni asla sevmeyeceğim. Zaten sen sevgiden ne anlarsın?"
Vedat, Nefes'in yanına yaklaştı ve dizlerinin üzerine çöktü. "Ben seni Tahir'in sevemediği kadar çok sevdim. Tahir'in sevemediği kadar cesurca sevdim."
"Sen sevgiden anlamazsın. Aşk nedir bilmezsin. Asıl Tahir cesurca sevdi. Kim sevdiği yaşasın diye sevdiğinden vazgeçer? Benim sevdiğim adam vazgeçti. Kendi hayatını bitirdi biz yaşayalım diye. Ama sen psikopatsın. Sevmeyi alıkoymak zannediyorsun. Sevmek, sevilmeyi beklemekten kolaydır. Sen sevilmeyi beklemeyi bilmiyorsun ama beklememekte haklısın. Çünkü seni asla sevmeyeceğim."
"Seveceksin, yıllar geçecek beni sevmeye mecbur kalacaksın."
"Değil seneler bir hafta bile kalmam senin yanında. Kaçarım, kaçamazsamda senin olmaktansa kendimi öldürmeyi tercih ederim. Senin için değil ama senin yüzünden ölürüm."
Vedat sinirlenmişti. "Benim olacaksın!" diye bağırdı. Ardından da Nefes "Asla!" diye bağırdı.
Vedat Nefesin ayağını da bağladı ve bir köşede bıraktı Nefes'i.
_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayrılığın Gemisi|Tamamlandı
General FictionNefes ve Tahir evlenirler. İkizlerinin doğumuna iki gün kala Tahir gemiye binip gider. Nefes'inin çığlıkları eşliğinde gider Tahir. Aradan 10 yıl geçtikten sonra geri döner. İlk Bölüm Yayın Tarihi: 22.08.2019