10~Kalbin Kırık~

1.2K 41 6
                                    

Ertesi sabah erken bir saatte uyandı Nefes. Sabah hemen perdeyi açtı ve güneş ışığı doldu evin içine. Kahvaltıyı hazırladı. Hayal ve Umut'u uyandırmak için odalarına girdiğinde elinde kitabı ve kitap okuma ışığıyla kalan Hayal'i gördü. Yine kitap okurken uyuya kalmıştı.

Önce Hayal'in yanına gitti. "Annecim, uyan hadi annem."

Hayal yavaşça gözlerini açar ama yine kapatır. "Annecim bak yine kitapla uyumuşsun. Boynun tutulacak bir gün. Hadi annem. Hadi kalk."

Hayal'i kaldırır ve Umut'un yatağına geçer. "Günaydın annem. Hadi kalk bakalım."

En sonunda Umut'u da kaldırmayı başarır. İkisini de uyandırdıktan sonra aşağıya iner. Sırada yangazlar vardı. Onları da uyandırır ve hep beraber kahvaltılarını ederler.

Umut kahvaltısını ederken aklını kurcalayan soruyu sormaya karar verir. "Anne, hani biz babamızla konuşacağız ya siz de konuşacak mısınız?"

"İsteyen konuşur istemeyen konuşmaz annecim."

Bu sorunun cevabını Hayal de merak etmişti. "Siz isteyecek misiniz peki amca?"

Murat başını Fatih'e çevirdi ve hiçbir tepki alamayınca Hayal'e geri döndü. "Amcacım, bizim konuşup konuşmamamız önemli değil ki."

Hayal trip atar bir şekilde kaşlarını çattı ve trip atar biçimde konuşmaya başladı."Bence önemli."

Fatih dudağını ısırarak Murat'a ve Nefes'e baktı. Daha sonra hızlı bir biçimde konuşmaya başladı. "Siz okula geç kalmıyor musunuz ya?"

"Aynen öyle Fatih. Hadi bakalım geç kalmadan gidelim okula."

"Biz bırakırdık yenge."

Nefes oturduğu sandalyeden kalktı ve masadakileri mutfağa taşırken konuşmaya başladı. "Gerek yok yangaz, kliniğe gideceğim zaten bugün."

Murat "Yenge bence kliniğe birini daha al sen. Çok yoruluyorsun zaten."

"Bulabilsem doğru düzgün birisini neden almayayım ki."

Nefes yukarı kata odasına çıkar ve üstünü değiştirir. Kısa kollu üzerine bayağı bir bol olan beyaz bir tişört giyer. Altına da çok açık mavi olan pantolonunu giyer. Tişörtünü pantolonunun içine koyar ve tişörtünü yukarı doğru çekerek bollaştırır.
Saçlarını at kuyruğu yapar ve rimel ve belli olmayacak bir tonda ruj sürer.

Çocuklarla beraber çıkar. Çocukları okula bıraktıktan sonra kliniğe geçer. Kliniği açmaya gittiğinde kliniğin hemen yanında genç bir kızın beklediğini görür. Nefes kliniğin kapısını açtığında kapıda bekleyen genç kız Nefes'e doğru konuşmaya başlar.

"Merhaba, siz buranın sahibi misiniz?"

Nefes kapıdan bir adım geriye doğru gelir ve ne olduğunu anlayamadığı için değişik bir şekilde bakar genç kıza. Elini uzatır Nefes.

"Evet, Nefes Zorlu ben."

Berrak Nefes'in elini sıkar. "Ben Berrak Yılmaz. Psikoloji bölümü mezunuyum. İş arıyorum."

"Gel, geç içeri."

İkisi beraber içeri girerler. İkisi de girişteki koltuğa otururlar. Nefes için şuan Berrak'ın öz geçmişinden çok davranışları ve nasıl bir insan olduğu önemliydi.

"Merhaba hoşgeldin. Bir şey içmek ister misin?"

"Teşekkür ederim gerek yok."

"Öncelikle hoşgeldin Berrak. Hastaneye atanamadın mı?"

Ayrılığın Gemisi|TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin