Bir Demet Yasemen

815 173 849
                                    

Ben ne dün, ne bugün, ne de yarın vardım. Yarım kalmıştı her yanım, en çokta içinizdeki ışıktım. Naftalinli raftan avucunuza düşmüştü yapraklarım, üfleyerek satırları devam ettiniz yolunuza. 

Ben geçmişim; sizi yüzleştiren, ben geleceğim;yüzsüzlüğünüzle yüzleştiren. İlmek ilmek dokunan yılların çoktan tini kaçmış yanlarıydım. Basılan bir düğmede açılan tüm dünyanın, sesinizi duymayan kısmıydım. Gülerken kısılan gözlerin, korkulardan açılan kısmı ve en çokta emilen suyun toprak sayesinde köklerine ulaştığı bitkiydim. 

Ben hem geçmişim, hem de gelecek. Sorumlu ve sorunlu tarafları göstermekle yükümlüyüm, satırlarım dün de vardı bugün de, yarın da olacaktır elbet. 

Sıradan bir radyo kanalı ne katabilir insanın hayatına?soruyorum sizlere.

Kalabalığın içerisinde kaybolmuş bir bedeni, ruhuyla kavuşturabilir ancak. Ruhumuzu huzurla kavuşturalım o vakit. Yıpranmış, sepya renkli fotoğraf kareleri her zaman kalbimi yumuşatmıştır. Benim çocukluğum; sarılan kasetler, isli sobalar ve bir torba tasoda saklı.

Mutluluğun, insanın içinde yeşeren bir tohum olduğuna inanmışımdır herzaman. Fakat, inandıklarımız çoğu zaman parçalanan cam misali sıyırır hayatımızı. Sıyrıklarımız ile yaşamayı öğretir yaşam bize, öğrenelim ki her defasında daha güçlü basalım toprağımızın üzerine. İnsanlar yaralarını insanlar ile sarmakta günümüzde, birde dönelim eskiye o halde...

"Bir Demet Yasemen" diye başlamıştık yolculuğumuza, dinleyiniz lütfen. İçimizi yakan ateş nasıl olur da kelimelere sığabilir? Yere göğe sığdıramadığınız iç sesiniz bir bakmışsınız ki susmaksızın satırlara dökülüvermiş, fakat sesiniz kaleminizin hızını çoktan geçip diğer satıra atlamıştır.

Eskiden olgunluk kavramı, herkesin fidanına serpilmiş gübre misaliydi. Gübrenin daha güçlü kökler yetiştirmesini umarken, geldiğimiz nokta kökü kurt tarafından yenmiş çürük bir fidandan farksız. Fidanlarımızı eskide bırakmak isterdim, zira eski tohumları şimdiki topraklara ekmeninde bir faydası olmuyor şu sıralar.

Aşk; Ferhat'ın delemediği dağda, huzur; eski açık hava sinemalarında, masumluk ise; kaçamak olarak yapılan muhallebici buluşmalarında kaldı. Şimdi hayatımızın her duygusunu, elimizdeki cam kaplı fanuslarda yaşıyoruz. Fanustan dışarı bakın, şimdiki benliğinizi çocukluğunuza taşıyın.

Başlıyoruz o vakit...

Sevgi neydi?

ANNEMİN PLAKLARI - Sevgi Neydi? (yazılıyor/AKTİF KİTAP) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin