Bir kitap sayfası verilsin , yüzüme söyleyemediklerini oradan öğrenebileyim. Bir deniz kabuğu elime uzatılsın, maviliklere yelken açayım. Bir kaset hediye edilsin, döndürüp dinledikçe sesin yankılansın kulağımda. Öyle bir sev ki... Eskiler kıskansın.
Kıskandıracak olduklarımız insanlar değil, yanlış olmasın. Amaç; yüzsüzlükteki yüzü çıkarabilmekte. Çıplak ayaklar ile kuma eşlik edip, proporsiyonunu ufuk çizgisindeki ince ayrıntılar ile iç içe geçirmekte saklı asıl ayrıntı. Sarhoşluk sadece şişede baki değildir.
Beni yanına aldığın an sarhoşlığuna kapıldım, şuursuzca dans ettim kalbinin sokaklarında. Sevda da aşk da bizde kaldı, kaderin kötülüğüne bürünmeden ışığa kavuştuk. Öyle ki, güzel günlerimiz de bizimle dans etti.
Sev kardeşim dünyayı, ölüm uzak durur elbet. İyi olarak yaşlan. Kulağından Barış Manço, kollarından kol düğmeleri eksik olmasın. Kıymet bilmek, karşılık vermek değildir. Karşılık için yürüme sokaklarını, menekşe kokusu almayı bekleme hayattan. O kokuyu tahmin et çünkü, senin tahminini kimse bilmeyecek. Neden her şey sana özgü olmasın ki?
Hiçbir şeyin baki olmadığı bir yerde, hiçlik yerine kendi varlığını seçmek ve kendi romanını yazmak imkansız değildir.
Daha çok sev... Daha çok aşık ol...
Anneanneme gittiğimde, ondan aldığım eşyalar eski plakları ve kasetleriydi. Başladı anlatmaya;" Bunları çalıp dans ederdik, en çok dayın dinlerdi.. ."
Dayım mı?
Dayımı görmedim ben, ama içimde büyüttüm. Plağın üzerinde ismi vardı - Zafer-. Onu görmedim ama ona dokundum, en azından ismini yazdığı yere...Neler yaşayacağımızı bilemediğimiz şu kötü günlerimiz de, kafalarımızı eskiler ile saflaştıralım. Çok kötüyüz bunun başka tabiri yok.
Suya düşen sineğin kanadını silip, uçurmaktan vazgeçmeyeceğim. Hep aşık kalacağım ve sonsuzluğumu kendim yazacağım. İyi kötü sevgim, hep kalbimde barınacak.
Aşkımı süpüren çöpçülere de kinli değilim, onları çoktan affettim. Dudağımdaki türküler ismini zikreder kalbime, düşmanlığın tarifi olmaz kindarlıkta. Oysa ki yeşerttiklerimizi kuruturuz sadece. Uğruna dünyaları verdiklerimiz, bize mızraklarını uzattılar elbette ki ama biz çiçeğimizi eksik eylemeyelim elimizden. Ümitlerimiz eskilerde kaldı, umutlarımız yarınlar olsun.
Çok zaman geçti gitti ikimizden ve sizden, hiçbir şey düşünmeden oku bu satırları ya da hisset, çünkü bunlar geldi içimden. Kayıplarımız ve kazandıklarımız olabilir. İnsanoğlu gelir ve gider, önemli olan bize sunulan soruları sorunsuz çözmektir. Kapıları kilitlemeden, camları açık bırakılan mahallelerde değiliz artık. Biz yokken çiçeklerimizi sulayan sadık komşularımız da yok. Çiçeğimiz soldu, evimize hırsız girdi...
Delicesine özlediğimiz kişiler eskide kaldı, bu kişileri siz getirin aklınıza sınırlama koymuyorum. Sınav olarak gösterilen hayatta, bize verilen her satırı saygı, sevgi ve inanç ile doldururken aldığımız notta biçtiklerimizden farklı olmayacaktır. Sürekli eskilere olan özlemden bahsetsem bile geri döndürme yetkimiz yok. İçinizden gelen iyilik, tepeden tırnağa başınıza gelsin.
Ben mi?
Ben belki eskilerde yaşarım. Kimin dokunduğunu bilmediğim, eski ama anısı taze kalan eşyalarda his depolarım. Depolama sınırı olmayan bir kalp hedefliyorum kendim için, hedeflerime elbette ki ulaşacağımdır. Belki de dün rüyamda gördüğüm kişi ile aynı 'Arnavut Kaldırımını' paylaşırız. Sonuçta o kaldırımın dili yok ve kimse onu benden uzak tutamaz. Her şey gizli yaşanırsa, sonsuzluğu tadarız.Sana dokunuyorum dayıcığım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANNEMİN PLAKLARI - Sevgi Neydi? (yazılıyor/AKTİF KİTAP)
Genel KurguSevgili Zeki Müren dinleyicilerine şu şekilde seslenmişti; 'Hepimizin son aşkı, son sevgisi; unutulması imkansız olan taze bir hatıraya dayanır. Onu gönül dağarcığımızda bir sır gibi ebediyen saklarız. Bu hatıra bazen solgun bir resim, bir yaprak, b...