¤1.BÖLÜM¤

6.4K 250 80
                                    

Multi'de: Eda var♡

iyi okumalar ♡♡

Yıl 2008 Eylül 1,

"Teyze! Teyze uyan lütfen! Nolursunuz uyanın! Teyze! Enişte uyan lütfen! " diye bağırdım. Hem ağlıyor, hem de uyanmaları için onlara yalvarıyordum ama hiç biri uyanmıyordu. Eniştemin göğsüne vurdum uyanması için ama fayda etmiyordu..Ne yani ben bu hayatta tek mi kaldım?  Acımasız dünya'da tek mi kaldım? Hayır, korkardım ben. Hem karanlıktan, hem de tek kalmaktan çok korkardım... ayağa kalkan teyze, omzuma dokunup "başın sağolsun, kızım" dedi ve gitti.. ben hâlâ onlara uyanmaları için yalvarıyordum.

"Lütfen lütfen! Uyan teyze lütfen! Sende mi beni bırakıp gittin tıpkı annem gibi teyze? Gitme! Hayır gitme! Çok korkarım ben, sen olmayınca...Teyze ne olursun bırakma beni! Kalk lütfen! Bu şaka olsun allahım!  Ne olur kalk Teyze!" Diye bağırdım teyzemin göğsüne vurarak..

Başımı, onun göğsüne yaslayıp "rüya olsun bu ne olur rüya olsun!" Dedim, sesimin titremesine engel olamayarak...

1 HAFTA SONRA

"Abi ben nereye gidiyorum?" Diye sordum, elimden tutan adama bakarak..
Abi "gidince görürsün prenses" dedi. Sağ gözümden bir damla yaş düşerek tekrar yanımdaki adama döndüm "ama prensesler ağlamaz ki, onların ailesi olur babası olur seveni olur ama onlar ağlamaz " dedim sesim titrerken...

Sizce de öyle değil mi? Prensesler ağlamaz, her zaman gülerler ve aynı zamanda yüzlerine maske takarlar sevenleri üzülmesin diye...

Araba durunca ilk önce o abi indi ardından elini uzattı.. çekinerek elini tuttum ve onun yardımı ile arabadan indim..

Önden abi, arkasından ben karşımızdaki büyük yere bakıyordum. O kadar büyüktü ki, başım dönmedi değil yaniiii..
"Neden buraya geldik?"
"Bekle biraz, sabırlı ol tamam mı? "
Diye sordu, bende kafamı salladım.
O binaya biraz daha yaklaşırken, hemen abinin arkasına geçtim ve öyle yürümeye devam ettim.

Abi bir tane kadının önünde durdu ve "merhaba efendim, ben eda'nın eniştesinin arkadaşının kardeşiyim. Buraya eda'yı bırakmaya geldim, hemen ne gerekli olan şeyler varsa hemen bitirelim lütfen " dedi. Hemen başımı ona çevirdim, gidecek miydi yani?  Elini biraz sıktım ve onun arkasına daha da saklandım...

Kadın "tabi buyrun" dedi ve kadın binayı gösterdi. Abi tam elimi bırakacaktı ki, elini tutup kendime çektim.  istemiyordum gitmesini, beni burada bırakıp gitmesini istemiyordum...

"Eda, hadi lütfen bırak elimi"
"Hayır istemiyorum, beni burada bırakma abi"
"Eda lütfen diyorum lütfen"
5 adım atmıştı ki, elini bırakmıştım. Artık gözyaşlarım  şelale gibi akıyordu..

Yanıma bir tane hizmetli geldi ve "Hadi canım biz de çıkalım sana odanı göstereyim" dedi ve elimden tutup çekiştirmeye başladı beni.. bense hâlâ o abinin peşinden bakıyordum.. beni burada bırakıp gidecekti.. hayır istemiyorum burada kalmak! istemiyorum işte, başkasını değil ben annemi babamı teyzemi eniştemi istiyorum! Allahım onları bana geri ver nolur! Geri ver onları bana! Gözyaşlarım daha da şiddetlenirken Abi  o odadan çıktı ve bana son kez bakıp hızlı hızlı yürümeye başladı. Elimi tutan hizmetlinin elini bırakıp, abinin peşinden koşmaya başladım. Bırakmıyordu "Bırak! BIRAAAK!" Diye bağırdım ve hizmetli beni bırakınca abinin peşinden koşmaya başladım.

"Abi! Abi NOLUR GİTME? Gitme LÜTFEN! Sende beni bırakıp gitme, annem babam gibi teyzem ve eniştem gibi beni bırakıp GİTME!" Diye bağırdım. Durunca bende durdum ve diz üstü yere düştüm. Şimşek çaktığında, korkuyla gökyüzüne baktım. Abiye tekrar dönüp "B-bak ş-şimşek çaktı g-gördün mü? Ne o-olur sarıl bana, belki teyzem g-gibi sarılmayacaksın ama o-onun varlığını hissettirsene bana! Ha ne olur hissettir bana!" Diye bağırdım sonlara doğru.

Biraz daha durduktan sonra, hızlı adımlarla uzaklaştı buradan..

Yağmur başlayınca gozyaslarimla beraber, akmasına izin verdim...

Belki bulutlar ağlıyordur kaderime... o yüzden yağıyordur..
Yanıma gelen hizmetli abla "hadi kalk bak üşüteceksin!" Dedi ve elimden tutup kaldırdı...

Bense hâlâ abinin arkasından bakıyordum...

Yıl 2010 ocak 10

Cam kenarından yine aynı ağacı izliyordum.. kar yağmıştı ve bu cidden çok güzel görüntü veriyordu insana.. huzur veriyordu böyle, her kartanesi düşerken sanki bütün dertlerimi alıp götürüyordu...

Omuzumda hissettiğim elle, elin sahibine baktım. Soo min'di..
"Efendim?"
"Yemek yemeyecek misin?"
"Yok hayır aç değilim ben"
"Peki bişey istersen beni çağırabilirsin"
"Peki" dedim ve soo min bana bakıp yemekhane ye indi...
Başımı tekrar cama çevirdim ve kar tanelerine izlemeye devam ettim...

Huh! Bitti!
Eee beğendiniz mi peki?
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayin♡

Üvey abilerim  (BTS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin