Bölüm Şarkısı: Sessiz Gemi
TUNA
28 yaşında bir insan dışarıda giydiği kıyafetleriyle uyuyor diye annesi tarafından azarlanarak uyandırılır mı? Eğer Nazenin Gürler annenizse cevap evet olacaktır. Bahçedeki salıncağımdan kalkıp annemin sesi yüzünden acı çekerek odama giderken aklıma geçen akşam yaşadığım 'kayık faciası' geldi. O rezillikten sonra iyi bir duş almam gerekiyordu. Denizin iyotlu havası üzerime yapışmıştı ve kendime gelmem lazımdı.
Duştan çıktıktan sonra aynanın karşısına geçtim ve esneme hareketlerimi yaptım. Odamın camını açıp içeriye temiz hava ve ışık dolmasını sağladım. Bugün pazardı ve dışarıda yapmam gereken bir işim daha vardı. Bugünden sonra bir süre evden çıkmadan yaşayabilirdim. Üzerime rahat kıyafetler geçirdikten sonra aynaya biraz daha yaklaştım ve yüzüme baktım. Koyu kahverengi saçlarım sanki biraz uzamış gibiydi. Aynı durum sakallarım için de geçerliydi. Asker tıraşına alışkın olduğumdan bu halimi garipsedim. Onlardan kurtulmam gerekiyordu. Ellerimle kaşlarımı düzelttim ve göz altlarıma baktım. Uyku düzenim hala normale dönmemişti. Zavallı kahverengi gözlerim kızarmış, göz altlarım da çökmüştü. Bu halime üzülüp yan tarafımda kalan yatağıma ve çok sevgili yastığıma baktım. 'Geri döneceğim, merak etmeyin canım sevgililerim.' diye mırıldandım ve odadan çıkmak için hazır olduğumda kapıya yöneldim.
Annem ve babam her zamanki gibi kahvaltı masasında beni bekliyorlardı. Tek fark babamın bu sefer televizyonu da açması olmuştu. Sabah haberlerine bakıyordu. Annem ise beni görünce sabahki azarını unutmuşçasına gülümsedi ve beni yanına çağırdı.
"Günaydın kuzum, hadi gel kahvaltı hazır."
"Anne şu halime bir bak, böyle kuzu mu olur?"
Annem bana hak verircesine kafasını salladı.
"Haklısın. Böyle dayak yemiş gibi göz altları morarmış kuzu mu olurmuş!"
Annem yine olayı kendi görmek istediği yerden görüyordu. Yetişkin bir adam olarak buna artık bir cevap vermiyordum. Annem için dış görünüşümüz çok önemliydi. Sağlıklı olduğumuzun bir kanıtı olan görüntümüz mutlaka mükemmel olmalıydı. Eğer iyi görünmüyorsak dışarı da çıkmamalıydık! Bazen kendimi sırf bu yüzden kuzudan çok kurbanlık koyun gibi hissediyordum. Annem bu halimi hiç beğenmemişti ama bugün dışarı çıkmam gerekiyordu ve bir şekilde annemi ikna etmeliydim.
"Anne, bak sadece iki saat. İki saat sonra evdeyim zaten. Ne gerek var şu kontrollere? Kim görecek beni sabahın bu saatinde? En önemlisi görse ne olacak?"
"Sen büyüdüm artık diyorsun ama hala minik bir kuzusun Tuna. İki saatte hayatın bile değişebilir ama sen bunu görmek istemiyorsun. Neden hala bu yaşına kadar evlenemediğini sanıyorsun? Bu umursamazlığın yüzünden!"
"Demek varmak istediğin konu buydu anne. Neden siz kadınlar asla net konuşmazsınız anlamıyorum. Derdin evlilikse ben sokakta gördüğüm ilk kızla da evlenirim. İstediğin bu mu?"
Annem gözleri yuvalarından çıkacakmış gibi şaşkınca baktı. Sonra da bunu kesinlikle istemediğini gösteren çatık kaşlarıyla kafasını iki yana salladı. Bu hali bana Nil'in dünkü bakışlarını hatırlatıyordu. Madem ikisi de bu kadar evlenmemi istemiyordu, neden bu konuyu sürekli ısıtıp ısıtıp önüme koyuyorlardı ki? Sonra biraz düşündüm. Annem ne düşündüğümü anlamaya çalışır gibi suratıma bakarken onun tedirgin olduğunu fark ettim. Neden tedirgindi ki? Benim bu düşünceli halim onu neden korkutuyordu? Acaba ondan bir şey mi sakladığımı düşünüyordu? Ne saklayacaktım ki annemden?
Belki bir sevgiliyi?..
Beynimde bir şimşek çaktı. Kendime sorular sorarak geliştirdiğim bu düşünme taktiği her zamanki gibi işe yaramış, annem ve Nil'in hareketlerinin sebebini bulmuştu. Benim gizli bir sevgilim olmasından korkuyorlardı! Bunu bana direkt olarak soramadıkları için de evlilik konusunu sürekli açarak ağzımı arıyorlardı. Pes doğrusu! Sizin bu düşündüğünüzü otuz yedi yaşındaki Erdem binbaşı düşünmüyor. Kadınlar kesinlikle askeriyenin her alanında bulunmalıydı. Aktif görev yapmak zorunda değillerdi ama plan kurma ve bunu uygulama konusunda kesinlikle bizden daha başarılılardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufukta Buluşalım
Romantizmİki güçlü ama birbirinden bağımsız karakter yan yana gelirse ne olur? Daha da önemlisi bu iki meşgul hayat nasıl yan yana gelir? Arya Söğütlü başarılı bir F-16 pilotu. Yıllar önce acemi bir pilot olarak ayrıldığı İzmir'e bu sefer kendi öğrencileri...