D-17-

327 226 23
                                    

Aklım Emre'de kalmıştı. Şu an emniyete de gidemezdik. Beklemekten başka hiç bir çaremiz yoktu.

Emre'yi aramak aklıma geldiği an bu fikirden vazgeçtim çünkü onu rahatsız etmek istemiyordum.

Dış kapı açılınca hemen ayaklandım. Ben kalktıktan sonra da Gözde ve Hayal ayağa kalktı.

Emre nefes nefese kalmış bir biçimde dış kapıyı kapattı.

-Kızlar öğrendiklerimi duyunca kulaklarınıza inanamayacaksınız.

Emre'nin dedikleriyle zaten var olan merakımız iyice artmıştı.

-Tamam, sizi daha fazla merakta bırakmayacağım. Emniyete giriş yaptığımda herkes bu olayı konuşuyordu. O nedenle rahatlıkla her şeyi öğrendim. Burak Altan'ın eski karısı, kocasının itiraf mektubunu bulmuş. -Tahminen boşanmadan önce yazıldığı düşünülüyor- Kadının mektubu şimdi bulması bana pek mantıklı gelmedi.

Neyse itiraf mektubunda Burak Altan, oturduğu sokakta yangını başlatıp çocukları öldürdüğünü ve bunları tek başına yapmadığını yazmış ama kiminle iş birliği yaptığını yazmamış. Sonradan öldürülen 6 kişi hakkında hiç bir fikri olmadığını da yazmış.

-Burak Altan tutuklandı mı?

-En ilginci de bu Hayal. Adam evinde ölü bulunmuş. Bana kalırsa Burak Altan'ın iş birliği yaptığı katil, mektubun bulunduğunu duyunca Burak Altan'ın daha fazla itiraf etmesinden korktuğu için onu öldürmüş olmalı.

Duyduklarımızı idrak etmeye çalışıyorduk ama bu hiç kolay değildi.

-Ters köşe diye buna derim.

Burcu söylediklerinde çok haklıydı. Bu gizemde aklımıza gelmeyen olaylar oluyordu.

-Anlattıklarım hakkında yorum belirtmeyecekseniz plana geçelim.

-Söylenecek bir şey yok, Emre. Her şey ortada.

Dediklerime herkes katılmış gibiydi.

-Bence plan yapmadan önce Hayal ve benim peşimdeki adamları halledelim.

-Bir de o mesele vardı ama ben ona çözüm bulamadım. Sizin aklınızda bir fikir var mı?

Emre'nin sorusuna herkes kafasını sağa sola sallayarak cevap verdi.

-Aklıma gelen çözüm yolu sadece kaçmak. Kaçabildiğimiz kadar tabii.

Hayal'in rahat konuşması hepimizi rahatlatmıştı. Başımızda bu kadar bela varken rahat olmamız pek akla yatkın değildi.

-Bence biraz dinlenelim. Sonra da Burak Altan'ın eski karısıyla konuşmaya çalışalım. Olur mu?

-Harika bir fikir, Burcu.

Burcu'nun fikrini övdükten sonra Emre ve Hayal bana katılınca herkes odasına yöneldi.

***
Kapım tıklatılınca yataktan kalkıp kapımı açtım. Karşımda Hayal'i gördüm.

-Burcu, Burak Altan'ın eski karısıyla görüşmeye şimdi gideceğiz.

-Kadının nerede olduğunu nasıl öğrendiniz? Bizimle görüşmeyi kabul etti mi?

-Hepsini Emre halletti. Hadi, çıkalım.

-Tamam, geliyorum.

Hep beraber evden çıkıp taksiye gideceğimiz adresi verdik.

Geldiğimiz adres bir otel oluğunu gördüm. Taksiden inip 30 numaralı kapıyı bulduk. Biz zil basmadan kapı açıldı.

Karşımızda tahminen 30 yaşlarında kadın duruyordu.

-Sizi bekliyordum.

Bunu duyunca şaşırdım ama tek ben şaşırdığıma göre diğerlerinin bunda haberi vardı. Sağ olsunlar, bana anlatma gereği duymamışlar.

İçeri girdiğimizde bizi büyükçe bir salon karşılamıştı.

-Salona geçelim. Ne içersiniz?

-Teşekkürler. Hiç zahmet etmeyin. Bir şey içmeyeceğiz.

Bunu söylediğimde ısrar etmemesine şaşırdım. Normalde hep ısrar duyduğumdan bu durumu garipsedim galiba.

-Siz sorun, ben cevaplayım.

Bu kadın beni daha da şaşırtmıştı. Direkt konuya girmesi çok güzeldi tabii.

-Ben başlıyorum o zaman. Biz sizin eski kocanızla konuştuğumuzda mektubun tam tersi şeyleri söylemişti. O nedenle o mektubun kocanızın yazdığına emin misiniz?

Emre çok güzel bir soru sormuştu.

-Evet, eminim. Onun yazısı ve üzerinde sadece bana yazdığı mektuplarda kullandığı imzası vardı. Yani, resmi imzası değildi. O yüzden taklit de edilemez.

İkinci soruyu sormak için hemen atıldım.

-Peki, bu mektubu nasıl daha önce bulamadınız?

-Anlamadım. Mektubu zaten bugün aldım. Alır almaz da polise gittim.

Bunu duyunca direkt Emre'ye baktım. Emre de şaşırmış duruyordu. Demek ki, emniyette dönen dedikoduların hepsi doğru değilmiş.

-Eski kocanız sizin polise gideceğinizi bile bile mi verdi?

En merak ettiğim soruyu sormuştum.

-Ben de en çok buna şaşırdım. Kesinlikle benim hemen polise gideceğimi biliyordu.

Burak Altan diğer katili söylememesine rağmen onu öldürmesi bana pek mantıklı gelmedi.

Aklkma gelen başka bir olasılık: Burak Altan'ı başka birinin öldürmüş olmasıydı ama bu düşük bir olasılıktı.

-Eski kocanızı kim öldürdüğüne dair bir fikriniz var mı?

Bir an Hayal'in benim aklımı okuduğunu düşünmedim değil.

-Maalesef yok. Bu arada bana bugün Aslı ve Duru adında 2 kız geldi ve sizin benimle konuşmaya gelip gelmediğinizi sordular. Ayrıca gelirseniz de onlardan bahsetmememi istemişlerdi ama sizlerle konuşunca bundan vazgeçtim. Kim onlar?

Şu an hayatımdaki en büyük şoku yaşamış olabilirdim. Bir şey söylemek için kendimi zorladım ama fayda vermedi.

-Başka bir şey dediler mi? Onlar da mektup hakkında bir şey sordular mı?

-Hayır. Sadece sizi sordular.

-Teşekkürler. Hem bunu söylediğiniz için hem de bizimle görüşmeyi kabul ettiğiniz için. Bu numaram. Bir şey olursa arayın, olur mu?

Emre hepimiz önce davranmıştı. Biz de kadına teşekkür edip alelacale evden ayrıldık.

-Kızlar, neler olduğunu tahmin edebilen var mı?

-Hepimizde durum aynı. Şok içerisindeyiz. Şu an aklıma geldi. Ben de Sevda teyzenin numarası var. Onu arayalım mı?

-Bu çok iyi fikir, Burcu. Belki, bildikleri vardır.

Burcu, Sevda teyzeyi arayıp hoparlöre aldı.

-Burcu beni aradığın çok iyi oldu. Ben de seni arayacaktım. Seninle Aslı ve Duru hakkında konuşacaktım.

-Seni dinliyorum.

-Ben çok pişmanım. Hepinizden çok özür diliyorum. Onlar Burak Altanla çalışan katilin kızları.

Başından beri sanki sizin gibi bu gizemi araştırıyormuş gibi yapıp gizemi çözmeye çalışan kişileri buluyorladı. Buldukları kişileri babalarına götürüyorlardı.

Şu ana kadar yakalanmamanızın sebebi, ben engellediğim içindi. Beni dinliyorlardı çünkü ben onların anneleriyim. Üzgünüm, çok üzgünüm.

Çok güzel bir yerde bitirdiğimi düşünüyorum. Bu arada final: 19. bölüm. Bu kurguyu bitirmek benim içinde çok zor ama yapacak başka bir şey yok. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Allah'a emanetsiniz.

Masa Altı DosyalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin