Duru öncelikle silahını kontrol etti. Sadece sorun çıkmamasını istiyordu yoksa silahını kullanmak zorunda kalacaktı. Sakin kalmaya çalıştı.
Kapıyı ayağıyla kırarak içeri girdi. İlk başta odaları kontrol etti. Kimse olmadığını gördü ama bu mümkün değildi. İçeride birisi gördüğüne emindi.
Her yere tekrar baktı. Kimseyi göremeyince durakladı. Bir yeri atladığına emindi. Nereyi atlıyordu?
Bodruma bakmamıştı. Bodrumun kapısını bulup açmaya çalıştı. Kapı kilitli değildi.
Bodruma yavaş yavaş inmeye başladı. Merdivenlerin sonuna geldiğinde berbat bir koku aldı. Bu koku ona çok tanıdık gelmişti.
Aklına geldiği şey olmamasını diledi. Adımlarını daha da yavaşlattı. Önüne bir kapı çıkınca dikkatle kapıyı incelemeye başladı, daha sonra ise kapıyı açtı.
Kapıların açık olması Duru'yu şaşırtmıştı. Yanıldığını düşünmeye başlamışken yerde gördüğü insan cesetleriyle şok geçirmişti. Bunun bir kabus olmasını istedi.
Soğukkanlığını koruması gerekiyordu. Telefonundan Atakan'ı arayıp olanları anlattı. Atakan ise hemen oraya geleceklerini söylemişti ve oradan çıkmasını da.
Duru son kez etrafına baktıktan sonra merdivenleri çıkarken bir ses duydu. Hemen arkasına döndü. Hiç kimseyi göremeyince merdivenlerden çıkmaya devam etti.
Kafasındaki düşüncelere o kadar fazla odaklanmıştı ki, arkasından geleni fark etmedi.
***
- Atakan, Duru neden burada yok?
- Bilmiyorum, bana dışarıda bekleyeceğini söylemişti.
- Bana Mesut'u çağırın.
- Efendim, komiserim.
- Arama ekibiyle Duru'yu aramaya başlayın. Bize de her gelişmeyi bildirin.
- Tamam, komiserim.
- Duru'yu bulabilir miyiz, sence?
- Umarım, Atakan, umarım.
Atakan sakin olmaya çalışıyordu ama yapamıyordu. Ortağı ortalıkta yoktu. Kaçırılmış mı, isteyerek mi gitmiş bilmiyordu.
En iyisi evine gidip biraz dinlenmek olduğuna karar verdi.
- Eve gideceğim de bana cesetler teşhis edilince haber verir misin?
- Elbette, Atakan.
- Teşekkür ederim.
- Lafı bile olmaz. Sen dinlen biraz.
Arabasına binip eve doğru sürmeye başladı. Arabayı bile zor kullandığını fark etti. Aklı Duru'daydı. "Neredesin, Duru?" diye kendi kendine tekrarladı.
Eve gelince direkt kendini yatağa attı. Duruyla olan son konuşmasını düşünmeye başladı. Sesinde soruna işaret edecek hiçbir şey yoktu ya da bunu anlamamıştı.
Bir tane küfür savurdu kendine. Duru'ya bir şey olursa kendini nasıl affedebilirdi?
Duru'nun kaçırılacağı aklının ucundan bile geçmezdi. Bu zamana kadar birçok suçluyu yakalamıştı ama hiçbiri peşine düşmemişti.
Neden şimdi Duru'nun peşine düşmüştü? En çok da ortağının nasıl bir durumda olduğunu bilmemek canını acıtıyordu.
Atakan yatarak Duru'yu bulamayacağı için hazırlanıp büroya geldi. Büroya gelir gelmez de kurbanların teşhis edilip edilmediğini sordu.
- Evet, elimize sonuçlar geldi ama bir sorun var.
- Nedir?
- Biz 5 kurban bulduk ama otopsinin eline ulaştığı 2 kurban sadece.
- Bu nasıl olabilir ki? Anlamıyorum ben.
- Araştırıyoruz ama hiçbir sonuç elde edemedik. Tabii, bizim birkaç teorimiz var da bunları kanıtlamak çok zor.
- Teoriniz ne?
- İçimizde hain olduğunu düşünüyoruz. Bunun başka bir açıklaması olamaz. Senden de bize bu konuda yardımcı olmanı istiyorum, Atakan.
- Benim hain olmadığımı nereden biliyorsunuz?
- Biliyorum çünkü sen kurbanlar otopsi yerine götürülürken orada değildin.
- Cesetler otopsiye götürülürken orada kim olduğunu biliyor olmalısınızdır.
- Maalesef, böyle durumlarda tüm ekibi çağırıyoruz.
- Üzgünüm ama bunu yapamam. Benim Duru'yu bulmam gerek, tek önceliğim bu. Bu durumdayken size bir yardımım dokunacağını sanmıyorum.
- Duru'dan bir haber yok henüz ama onu bulacağımıza eminim. Bunu da tek başına yapmayacaksın. Herkes Duru'yu bulmak için uğraşıyor. Emin ol, Duru sapasağlam buraya gelecek.
Atakan bu sözlere karşılık vermemeyi tercih etti. Zaten başka bir ihtimal olamazdı.
İlk başta duraksadı. Duru'yu bulmak için nereden başlaması gerektiğini düşündü. En iyi başlangıcın, Duru'nun kaçırıldığı ve cesetlerin bulunduğu o ev olduğuna karar verdi.
Arabasını eve doğru sürerken daha önce aklına gelemeyen soru geldi: Duru neden oraya tek başına gitmişti?
Normalde hiçbir zaman bir olay bildirildiğinde tek gidilmezdi. Muhakkak en az iki kişi giderdi. Duru'nun olay yerine gittiği vakitte kendisi dahil birçok dedektif meşgul değildi. Asıl soru: Duru tek gitmek istese bile kim buna izin vermişti?
Kahretsin! İşler daha da çıkmaza sürükleniyordu. Emin'in söyledikleri aklına geldi. " İçimizde hain olduğunu düşünüyoruz. Bunun başka bir açıklaması olamaz. Senden de bize bu konuda yardımcı olmanı istiyorum, Atakan. "
Ne yapacağını bilemez hâlde bir çıkmaza sürükleniyordu ve elinden hiçbir şey gelmiyordu.
Merhabalar. Sizi çok beklettiğim için kusura bakamayın ama youtube kanalı açtığımdan ve kanala şarkı çevirileri yüklediğimden kitabı ihmal ediyorum ama daha hızlı bölüm yayınlamaya çalışacağım. Allah'a emanet olun. Hoşça kalın.
İlgilenen olursa youtube kanalım: https://www.youtube.com/channel/UC2SxWOylxvUAFqVPT28GMoA?app=desktop
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masa Altı Dosyaları
Mystery / ThrillerHayatı ne kadar çok kontrol etmek isterseniz o kadar kontrol edemeyeceksiniz. Gerçekten ne kadar çok kaçarsanız o kadar ona hapsolucaksınız. O yüzden hayatı, köşenize oturup izleyin ve elinizden yok oluşuna seyirci kalın. Çünkü herkesin bildiği tek...