Rose (Chaeyoung)
Ben Park Chae-Young. Uzatmaya gerek yok. 22 yaşındayım ve hem yetim hem de öksüzüm. Bir ailem yok.
Amcam ve yengemin evinde kalıyorum. Onlarında 20 yaşında bir kızları var. Bana çok iyi davranıyorlar (!). Desemde inanmayın...
Hayatım sayelerinde öyle berbat ilerliyordu ki. Yaptıkları onca zorbalık üzerine şimdi beni birine satıyorlardı. Adamı bir kere görmüştüm. Benden yaşlıydı ve iğrenç bir konuşması vardı.
Para karşılığında yapıyorlardı bunu ve benim rızam yoktu. Ben sadece meslek sahibi olmak istemiştim ama üniversite okumama da izin vermemişlerdi.
Penceremin kenarında günlüğümü yazarken içeri yengem girdi. Öfkeyle girdiğinde, günlüğümü yırtmasın diye hemen arkama sakladım ve ayağa kalktım. "Çabuk Se Jon'un odasına git. Seni akşama hazırlayacak. Ne diyorsa yap!"
Söyleyeceklerini makine gibi bir bir söyledi ve çıkıp, gitti. Gözyaşlarım eşliğinde günlüğümü rafa kaldırdım ve kuzenim Se Jon'un odasına gitmeye başladım.
Gözyaşlarımı sildim ve kapıyı tıklattım. "Gel!" emrini duyunca içeri girdim.
Se Jon, dönen sandalyesinde oturmuş beni bekliyordu.Kapıyı kapatıp, öylece dikildim. Derin nefes alıp, alayla "Bu akşam kocanla birlikte burdan gidiyorsun. Muhtemelen sana dokunacağı için sana tanga aldım. Onu giyeceksin." dedi.
Çaresizce, "O benim kocam değil." dedim. Değildi. Aslında beni tam olarak evlendirmiyorlardı. Sadece vücudumu satacaklardı. Bu iğrenç ötesi bir şeydi. Bu insanların hepsi iğrençti.
"Doğru, değil. Ama seninle sevişecek." dedi tekrar alayla ve bir şey dememe izin vermeden elime kıyafetler tokuşturdu. Odanın içinde, otlardan yapılmış bir paravan vardı. Arkasında giyinmem için işaret etmişti orayı.
İç çekerek paravanın arkasına gittim. Gözyaşlarım eşliğinde soyundum ve tangayı giydim. Üzerime de apaçık beyaz bir elbise giydim ve topukluları ayağıma geçirdim.
Gözyaşlarımı silip, paravanın önüne çıktım. Kıskançlıkla, "Olmamı-" diyecekken içeri yengem girdi. Gözleri kocaman olmuş, bacaklarıma bakıyordu. "Olmuş!" dedi çirkef bir edayla.
Üzgünce nefes verdim. Yengem elimden tutup beni makyaj masasının önüne oturttu. Makyaj yaparken, beni tembihliyordu. "Sakın adama karşı çıkayım deme!"
Yarım saatin sonunda makyajı bitirmişti. Hafif bir makyajdı. Çünkü yengem eğer yüzüme yoğun bir makyaj yapılırsa palyaçoya benzediğimi biliyordu.
Altımda ki tanga beni çok rahatsız ediyordu. Kapı çalmıştı. Yengem ve kuzenim adamı karşılamaya giderken, yengem "Sakın ağlayıp, makyajı mahvetme!" diye beni uyardı ve çıktılar.
Akşam olmuştu. Hava kararmıştı. Yengem uyarmış bile olsa, gözyaşlarıma engel olamamıştım. Korkuyla ayağa kalktım ve pencereden bakmaya başladım. Burdan kaçmam lazımdı. Benden yaşça kat kat büyük birine vücudumu satmalarına izin veremezdim.
Ev, tarlaların içinde ıssız bir yerdeydi. Dağ ya da köy gibi bir yerde yaşıyorduk. Şanslıydım. Ev tek katlı olduğu için de, kolayca camdan kaçabilirdim.
Hemen sessizce camı açtım ve dışarı atladım. Atlarken, alçak bile olsa ayağımı burkmuştum ve çok kötü acıyordu. Ama ne olursa olsun sesimi çıkarmamalıydım.
Hemen koşmaya başladım. Topallıyordum ve topuklu ayakkabılar canımı çok acıtıyordu. Başaklar benim boyum kadardı ve elbiseminde beyaz olması iyice gizlenmeme yardımcı oluyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/204475382-288-k627623.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOOMSLANG // YoonRose
FanfictionEĞER BİR BOOMSLANG YILANI TARAFINDAN ISIRILIRSANIZ, VÜCUDUNUZUN BÜTÜN DELİKLERİNDEN KAN FIŞKIRIR. (Gerçek bir bilgidir) ~ Chaeyoung, anne ve babasını trafik kazasında kaybettiğini sanıyordur. Ailesini kaybedince ortada kalan Chaeyoung'a amcası sahip...