Cansu ve Şimal aradan geçen zamanda hiç bir şekilde anlaşamıyorlardı. Cansu Şimalin ne kadar zor bir şeyle baş başa olduğunu bilip durumu onun için katlanılabilir hale getirmek için arkadaş olmaya çalışsa da Şimal ona sadece kötülükle karşılık veriyordu. Evin içinde Cansu'nun yatak odası hariç başka bir odasının olmasını bile tersleyip ayakkabı odası yapacağını iddia etmişti ama bu ikimiz tarafından da reddedilmişti. O odanın ikimiz içinde önemi büyüktü. O oda sırlarla doluydu, o sırların ne olduğunu çözmek için sabahlara kadar çabalıyorduk. Yine o kilitli odanın arkasındayken
-Demir dedi kapıyı iki kere tıklayıp Cansu gözlerini devirirken ayağa kalkıp kapıya yürüdüm kilidi açtığım da Şimal içeriye girmek için adım atarken vücudumu önüne koyup engel olmuştum bir elimle kapıyı arkamdan tutarken
-Evet dedim
-Ben şey dedi avuçlarını arkasına saklarken yine hiç bir şey yokken sırf içeriye girmek için gelmişti
-Yemeğe çağıracaktın dedim defalarca söylediği yalanı ortaya atarken kaşlarını kaldırıp başını dikleştirdi
-Hayır, içeriye girmek için geldim bende bu evde yaşıyorum en doğal hakkım bu evdeki odaya girmek dedi bana bir adım yaklaşırken kapıyı tam örtüp kollarımı önüme birleştirdim
-Hayır değil
-Ne yapıyorsunuz neler oluyor orada
-Seni ilgilendirmez dedim sıradan birşeycesine
-Ben senin karınım diye bağırdığın da kaşlarım havaya kalkmıştı
-O şırfıntıyla aynı çatı altında yatmana müsaade edecek kadar gurursuz değilim diye bağırmaya devam ederken tek ilgilendiğim Cansu için kullandığı ahlaksız kelimeydi
-Cansu hakkında düzgün konuşman için seni tekrar uyarmayacağım
-Ve şunu unutma Şimal sen benim kağıt üzerinde aldığım bir sorumluluktan daha fazlası değilsin karım asla burnundan bir hah sesi çıktığın da
-Gidiyorum artık ben katlanamıyorum aylardır gözümün önünde yediğiniz haltların hepsi artık yetti anlıyor musun bu kadar gurursuz değilim diye bağırarak merdivenleri inerken giriş boşluğuna bakan koridora geçtiğim de
-Anlaşmayı babanın bitirmesi kaydıyla bu evden çıkabilirsin yaşlı kızarmış gözleriyle aşağıdan bana bakarken
-Sen bitireceksin dedi
-Eğer sen bitirmezsen o kadınla neler yaptığını tek tek anlatırım dedi işaret parmağını az önce çıktığım odaya doğrulturken
-İspatın nedir dedim oldukça sakince
-Yeter diye bütün evi çınlattığında
-Dayanamıyorum anladın mı senden tek beklediğim saygıydı dedi az önce indiği merdivenleri daha hızla çıkarken koşarak kapıya ulaştı ama biliyordum Cansu çoktan kilitlemişti bakışları bana dönerken omuzları aşağıya düşmüş şekilde yanıma ulaştı
-Yapma dedi sessizce
-Katlanamıyorum anlamıyor musun
-Benim gururumu nasıl bu kadar umursamazsın
-Nasıl böyle ayakların altına serersin, sessiz çığlıkları sürerken
-Ben hiç bir şey yapmıyorum buna inanan sensin
-O zaman neden her geldiğinde yüzüme bile bakmadan o odaya koşuyor sabaha karşı çıkıyorsun Şimal tüm bunları mı izliyordu bizi mi takip ediyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARÇA
Teen Fictionİyiliğin olduğu her yerde çaresiz bir günah vardır. Birkaç yanlış, birkaç günah Bunların bir hayat doğuracağını kim bilebilirdi, Ya da bir hayat alacağını Öğreneceksin. Sihirli bir aşkın tepeden tırnağa intikama bulanmasıydı. Herkes terk edilir pek...