21.

1.3K 52 0
                                    


Evin önüne park edip araçtan çıktığım da daha toparlanmıştım şuan odaklanmam gereken tek nokta pazar gecesiydi. Babamı ispitliyeceğim gece. Eve girip merdivenleri tırmanırken elinde ki polisiye romanla kış bahçesinden çıkan Şimal ile göz göze gelmiştik. Onca zamana rağmen beni yok saymış şekilde yaşayan Şimal' e buruk bir tebessüm ettim. Bakışlarını üzerimden çekip salona ilerlediğin de bende odaya girmiştim. Cansu ortalıklarda yoktu. Buradan çıkmazdı. Geceleri bile sandalye tepesinde uyuyakalıyordu. Telefonla arasam da telefonu bu oda da çalıyordu. Kaşlarım çatılırken oda da fır dönmeye başlamıştım. Nereye gitmişti bu kız odanın kapısı aniden açıldığın da içeriye girmesiyle sarılmam anlık olmuştu.

-Demir ne oldu kuzum dedi şefkatli ses tonuyla

-Çok merak ettim seni dedim uzun ıslak saçlarına başımı gömerken

-Ne olacak allasen evin içindeyim geri çekildiğimde fark edebilmiştim ancak bornozlu olduğunu

-Ben yemek hazır demek için gelmiştim ikimizde başımızı çevirdiğimiz de Şimal başını öne eğmiş gidiyordu, burun kemerimi sıkarken

-Yemin ediyorum şu kız kadar sinsi insan görmedim

-Onun duygularını incitmek istemiyorum, kimsenin duygularını incitmek istemiyorum

-O her gün yüzüme fahişe diyerek beni incitiyor ama dedi arkamda giyinirken

-İkimizi birlikte sandığı için söylüyor, biliyorum çok iğrenç bunu sana demesi seni daha çok yıpratıyor her şeyin farkındayım konuşacağım onunla

-İyi edersin dedi bornozunu kafama atarken

-Hadi ufaklık gidelim de günlük zehir dozajımızı alalım

-Odadan çıkıp kapıyı kilitlerken

-Yemekten sonra hemen odaya dönelim dedim Cansu kaşlarını çatarken bakışlarım üzerimdeki bakışları hissetmiş gibi onu bulmuştu. Hem bornozla girdiği odadan benimle birlikte giyinik çıkmış hem kurduğum cümleyi yanlış idrak etmişti. Cansu'yu arkamda bırakıp hızlıca yanına vardığım da

-Yemekten sonra konuşalım mı biraz

-Aylar önce bunu söylemiştim sana değil mi, sanırım ancak bana zaman bulabildin, metresinden dedi arkama bakarken

-Düzgün konuş dedim bileğini tutarken karanlık gözleri gözlerime çöktüğünde, ne kadar hayal kırıklığıyla dolu bitkin halde olduğunu fark edebilmiştim ancak, bunca zaman sonra gözlerini yere indirip bileğini elimin arasından kurtarmıştı. Yanımdan geçip giderken arkasından gittim masaya oturduğumuz da ölüm sessizliği çökmüştü herkesin diline.

Yenilmeyen yemekler masada dururken birer birer dağılmıştık. Şimal' in odasının önüne gelip kapıyı tıklattığımda kapı açıldı başını uzatan Şimal

-Demir, ne işin var burada diye şaşkınlıktan saçmaladığını görmezden gelip

-Konuşabilir miyiz?

-Bekle dedi kapıyı kapatıp içeri girdiğinde kaşlarım istemsizce çatıldığın da iki dakika sürmeden kapı geri açılmıştı

-Gel, içeriye adımımı atar atmaz beni karşılayan koku Şimal' in uzun zamandır hayatım da olduğunu anımsatıyordu, kısa sürede insanın kokusu sinemezdi bir yere. Ben camın kenarındaki tekli berjere oturduğumda o da yatağına oturdu.

-Cansu'yla aramda sandığın gibi bir şey yok.

-O fahişeyle aranda ne olduğu umurumda değil, bana neden açıklama yapıyorsun

PARÇAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin