Arabaya binip parka gittik. Yüz defa belki de iki yüz defa ona dönüp dönüp bakmıştım gerçekten yanımda mı diye, Feride'ye milyonlarca kez sormuştum sende görüyorsun değil mi diye. İmkansız değil miydi yan yana gelmemiz, kader bizi acımasızca ortadan ikiye ayırmamış mıydı. Şimdi bankta oturmuş her şeyi konuşuyorduk, yıllardır savaştığı kanseri kazanmıştı hem de bir çok kez hem de hasar almadan
-Keşke yine o odada beni ortaya oturtup evcilik oynamak istesen seni çok sevsem itiraf edemesem ama yine de orada olsak orada kilitli kalsak olmaz mı ? Omzuma koyduğu başıyla gözlerimi kapattım.
-O zaten kilitli Alp, aklında kalbinde kilitli ben olmasam da o orada
-Sen olsan daha güzel olurdu omzumdan doğrulup gözlerime baktı
-Ben varım Alp hep varım minik elini kalbimin üzerine koyduğunda gülümsedi sonra büyüdü gülümsemesi dişlerini gösterdi havaya baktı güzel yüzü güneşle ışıldadı
-Kalbin yerinden çıkacak
-Senin ki farklı mı Beril hanım bana dönen yan bakışlarıyla başını indirip gülümsemesini söndürdü
-Eşit duygular paylaşmaktayken farklı olmasını beklemek aptallık olurdu saçının yüzüne gölge düşüren küçük tutamını kulağının arkasına sıkıştırdım.
-Sanki hiç bir şey yaşamamışım gibi her seferinde yanında yeniden doğuyorum günahsız şekilde
-Sözümü tuttum hiç bir zaman unutmadım seni kirpiklerinin ardından bana bakarken gülümsedim
-Hiç bir zaman senden başkası giremedi şu kalbime yerinden edemedi seni, tek seni sevdim hep seni sevicem. Bakışları Feride'ye döndüğünde uzunca sustuk ben onu izledim o Feride'yi. Ne hayaller geçti aklından, kalbinden. Hangi imkansızlıkların altına imzasını attı hiç gocunmadan. Hangi olmazları oldurdu, hangi olmuşlara kaç bin kez isyan etti gördüm. Kalbini gördüğün birisinin nasıl olur da fikrini, hissini görmezsin ki. Hava iyice kararmıştı.
-Hadi kızım gidiyoruz koşarak yanıma geldiğinde terlemiş sırtına ince hırkasını giydirirken
-Abya şende gelşene bayam şenle şok gülüyoy buluşan bakışlarımızla Feride'ye geri dönüp
-Benim şimdi işlerim var ama gelecek pazar dışarıda buluşalım ne dersin, çığlık atıp
-Oyeyyy! adayaya gideyyim mii ? Berilin sıcacık gülümsemesinde takılı kalan Ferideye cevap tamamdan başka birşey değildi. Berili evine bırakıp numarasını aldıktan sonra yıllar sonra ilk defa huzurla doldu içim. Feride arkadan uyuyakaldığında radyonun sesini kısıp mırıldanarak eve vardım. Saatin farkında bile değilken Feride'yi yatağına yatırdığım da odasındaki saatten fark etmiştim on olduğunu. Odama girdiğimde yatağımda uyuyan Şimale baktım uzunca. Bu değildi olması gereken o değildi burada yatması gereken. Üzerimi değişip yatağa girdim belime dolanan kollarla
-Özür dilerim diye mırıldandı uykusunun içinde, gözlerimi kapadım.
Günler geçmek bilmiyordu, galeri de gelen müşterilerle ilgilenmek sinirlerimi olduğundan daha fazla bozuyordu.
*Nasılsın, tek bir mesaj sizi dünyanın en mutlu insanı yapabilirmiş
*Çok iyiyim ya sen
*Kanser teşhisi koyuldu, ve tek bir mesaj sizi dünyanın en üzgün insanı yapabilirmiş
*Neredesin
*Evime geçiyorum
*Geliyorum, gelen konuma bakıp patrondan izin alıp çıktım. Beşiktaş'a doğru yola koyulurken
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARÇA
Teen Fictionİyiliğin olduğu her yerde çaresiz bir günah vardır. Birkaç yanlış, birkaç günah Bunların bir hayat doğuracağını kim bilebilirdi, Ya da bir hayat alacağını Öğreneceksin. Sihirli bir aşkın tepeden tırnağa intikama bulanmasıydı. Herkes terk edilir pek...