Sevgili günlük ;
Bugün benim doğum günüm..Beni merak etme iyiyim.Hayır ağladığım falan yok ! Her seferinde bunu nasıl anlıyorsun anlamıyorum.Aslında anlıyorum bana cevap verdiğin falan da yok !
Burada kendi kendime konuşuyorum.
Evet artık on dokuz oluyorum.Nedense pek mutlu değilim.Ama mutlu olmam gerekiyor artık değil mi ?
Tamam artık ağlamıyorum.Babamsız bir doğumgünü daha geçirdim.Hayır onu özlemiyorum.Belki biraz..Ama sakın anneme söyleme yoksa çok üzülür.Onun ağlamasına neden olan para için bizi terk eden adam için daha fazla ağlayamayacağım.
Annem süpriz yaparak bana pasta almış.Hepbirlikte pastayı yedik ama..Ne yalan söyleyeyim böyle olmuyor gerçekten bir yer hep boş.
Bir kısım hep eksik..Neyse artık büyüdüm değil mi ? Sırlarımı saklamayı öğrenmeliyim.Bu yüzden elveda sevgili günlük ...
Günlüğün kapağını kapatınca etrafa bakındım.Aslında bugün oldukça yorucu bir gündü.Her zamanki gibi okuldan sonra cafe de çalışmıştım.O kafeye ne kadar müşteri geliyor ! Oturduğum yerden kalktım ve Eren'in odasına doğru ilerledim.Kapıyı yavaşça açtım.Eren yatağına yatmış kitap okuyordu.Onu ürkütmeden yanına gittim ve yatağın kenarına oturdum.
"Naber yakışıklı ?"derken aslında nasıl olduğunu biliyordum.
"Bildiğin gibi abla ."
Zaten bekledim cevabı almıştım.Siyah alnına dökülen saçlarını geriye doğru ittim.Gerçekten çekici gözüküyordu ama..Bu hastalık onu günden güne eritiyordu.
"Kontrolün ne zaman ?"
"İki gün sonra ."
"Anladım.Okulda işler nasıl bakalım?"
Eren gülümsedi.Gülümsedi ama kısa bir gülümsemeydi.Yüzünün rengi bir anda soldu.Onu da anlayabiliyordum.On altı yaşında delilik zamanlarındaydı.Gerçi okul hayatı da son bulacaktı.Kemoterapi tedavisi başlayacaktı.Saçları dökülmeye başlayınca okula gitmek istemecektir.Ayrıca buna gücü yeter miydi ?
Eren 'in benim hayatımda bambaşka bir yeri vardı.Babamdan görmediğim sevgi eksikliğini o hissetmesin diye hep onunla ilgilendim.Adeta küçük annesi oldum.
O yüzden şimdi de bu hastalık..
Eren cevap vermeyince onu daha fazla zorlamamak için yanağına sulu bir öpücük bıraktıktan sonra odadan çıktım.
Odama giderken gözüm salondaki anneme çarptı.Koltuğa kıvrılmış bir şekilde uyuya kalmıştı.Dolaptan battaniye alarak annemin üzerine örttüm ve yanındaki koltuğa oturdum.
Annemi izlerken gözlerim dolmuştu.İyiki uyuyordu.Yoksa o da ağlardı.Geçim derdinin üzerine Eren'in hastalığını öğrenmemiz onu çok yıpranmıştı.Çalışmayı bıraktığı için evin çekip çevrilmesi bana kalıyordu.Onlar için her şeyi yapardım.Yeter ki annem ve kardeşim iyi olsun..
Soluğu yine kafe de aldım.Her zamanki gibi kafe tıklım tıklımdı.Vakit kaybetmeden çantamı arka taraftaki dolaba yerleştirdim ve buraya ait tişörtü üzerime geçirdim.
İçeri girdiğimde Büşra bana gülümsüyordu.
"Her şey yolunda mı ?"
"Sayılır."
Tezgahın arasındaki yerimi aldım.İlk siparişi alırken Betül meraklı gözlerle bana bakıyordu.Gerçekten şu zamana kadar beni en iyi anlayan insandı.Gözlerime bakarak bile canımın sıkkın olduğunu anlayabiliyordu.Annem ve Eren'den sonra güvendiğim tek kişiydi.
"Yirmi yedi Tl ."
"Teşekkürler ! Yine bekleriz."
Müşteriyi gönderdikten sonra Büşra'ya döndüm.Zaten olayları biliyordu.Ama canımı sıkan..Bunu ona anlatsam..
"Ne oldu Zehra ? Kötü bir şey yok değil mi ?"
"Hayır yok da.."
Erenin tedavisini nasıl ödeyeceğimiz hakkında bir fikrimiz olmadığını.Bir an önce kemoterapi ve ilaç tedavisine başlamamız gerektiğini ,bunların hepsinin de para demek olduğunu anlatabilir miydim ?
"Eren'in durumunu biliyorsun.Tedavi için para lazım.Burdan aldığım para tedavi için yeterli değil.Hatta bir kısmını bile karşılamaz."
"Başka iş bulsan çalışır mısın ?."
"Aramadığımı mı sanıyorsun ? Denedim ama..Sonuç gözler önünde değil mi ?"
Ben de herkes gibi üniversiteye gitmek isterdim ama bunun pek mümkün olabileceğini söyleyemezdim.
Kardeşim için kendi geleceğimden vazgeçebilirdim.Onun benim gibi olmasını istemiyordum.O yaşayacaktı ! Ne pahasına olursa olsun...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evcilik Oyunu (DÜZENLENİYOR )
RomanceTesadüflerin kadere dönüşme hikayesi.. An gelir Yağmurda ıslanmaktan nefret edersin ama onunlayken eğlenceli hale gelir An gelir Sessizliğini onun huzurlu sesi bozar ve bitmeyen bir muhabbet başlar An gelir Üzüntünüz onunla buruk bir sevince dönüşü...