Merhaba, sanırım bu gün 5-18 yaş arasındaki erkeklerin ciddiyet anlayışını anlatmaya çalışacağım. Genelleme yaptığım ve çoğunlukla kendi üzerimden örnek verdiğim için "Yoo ben böyle değilim. Bende böyleyim ben erkek miyim?" şeklinde tepkiler vermenize gerek yok, çok garip görünüyor çünkü.
Ergenlik döneminde insan kendini bir garip hissediyor, mesela ben, çoğu zaman filler beynimin içinde kolbastı oynuyormuş gibi hissediyorum. Neden bilmiyorum ama ciddi ortamda ciddili olmak çok zor geliyor. Ya da tüm gün koala gibi duruyorum, ciddi ortama girdiğimde eşek gibi hönküresim geliyor. Bu da böyle ironik ve gıcık bir durum.
Bir erkek olarak her zaman yedi yaşındaymış gibi davrandığımı reddetmiyorum ve bence bu kötü bir şey değil.
Uzun zamandır içinde bulunduğum durum sebebiyle annem kendime zarar verdiğimi düşünmüş ve doğru yolu (?) bulmama yardımcı olacağını düşünerek beni yogaya yazdırmış. Böylece kötülüklerden (?) arınacağımı düşünüyormuş. Üstelik koşulsuz şartsız reddeceğimi bildiği için arkadaşlarımla konuşmuş ve benimle birlikte gitmeleri için rica etmiş. Bana fikrimi bile sormadı :ı Üstelik işin kötü tarafı arkadaşlarımda çok fazla film izlediklerinden olacak yoga sınıfında güzel kızlar olduğunu düşündüklerindan bana eşlik etmişler. İşin ikinci kötü tarafı kızlar ve erkekler ayrı sınıflarda çalışıyorlarmış... Zaten bizim yaşımızda bir tane insan yavrusu yoktu.
Biz üçümüz arka arkaya minderlere oturduk, öğretmen geldikten sonra perdeleri, ışıkları falan kapattılar, bağdaş (?) kurup oturttular bizi. Öğretmen arkadaş bizi öncesinde meditasyon sırasında gözünüzü açıp yanınızdakine bakıp gülmeyin, gözlerinizi açmayın, dediklerimi harfiyen uygulayın, gözlerinizi açmayın, söylediğim şeyleri içinizden tekrar edin, gözlerinizi açmayın şeklinde uyardı. Sınıfta da saçma bir ilkokul heyecanı vardı, Mertcan'da arkaya dönüp ellerini kaldırdı.
"Arkadaşlar bu kadar heyecan yapmanıza gerek yok nirvanaya ulaşıp uçmuyoruz merak etmeyin." Egemen'le bizim kayış çoktan kopuk olduğundan dolayı bütün sınıf susarken biz gülüşmeye devam ettik.
Meditasyona başladık ama o kadar ciddiyetten uzak adamlarız ki, öğretmen bana zihninizi boşaltın diyor benim aklım fesata kayıyor. Ya da "Ben güzelim, kendimi seviyorum ve evrene güzel enerjimi gönderiyorum." falan diyor öğretmen ben çiğköfte düşünüyorum. Bir ara öğretmen bize şöyle bir şey söyledi.
"Evet arkadaşlar şimdi derin bir nefes alıyoruz." tarzı bir ıvır zıvır işte, kadın bu lafı söyledikten sonra Egemen önümde genizden öyle bir balgam çekti ki bende ne ciddiyet kaldı ne iyi enerji cart curt hepsi gitti. Gülmemek için dudaklarımı falan sıktım motoru bozuk şahin gibi sesler çıkartmaya başladım. O kadar çok gürültü yaptık ki öğretmen meditasyonu tekrar yaptırmaya başladı. Bu seferde ben uyumuşum kafamı Egemen'in omzuna koymuşum, Egemen'de bana yaslanmış. Mertcan zaten meditasyon yapıyorum ayağına sessiz sessiz horluyordu. Bildiğin kırk dakika meditasyon süresi boyunca uyuduk.
Daha sonra öğrencilerden bir tanesi öğretmene bu 'meditasyonun gücü'yle alakalı bir hikaye anlatıyordu. Mertcan elini salladı adama işte "Ne oldu deden mezardan mı kalktı?" diye sordu bizde Egemen'le hunharca güldük. Adam çok ayıplar şekilde bakmıştı bize, ve tabi yoga sonrası muhteşem yorumlarımız.
"Abi bırak yalan bunlar ya."
"Uçtuk mu uyurken lan?"
"İnanmayın böyle şeylere, hepsi yalan insanlar boşu boşuna 300-400 lira veriyor böyle şeylere." tabi bu meditasyon sınıfına bedava girmiş olmamız da ayrı bir ironik.
Meditasyona lanet ediyorum arkadaşlar çünkü Egemen'in omzunda uyurken belim kakıldı bir hafta sırt ağrısından duramadım.
Bir de şu var; dün ben okula geç kaldım. Okulun bahçesine girmeden önce de Mertcan'a mesaj attım; bak kardeşim, embesil arkadaşım benim, sepet kafalı kankacım, eğer sınıfta öğretmen varsa, söyle, gidip geç kağıdı alayım veya derse girmeyeyim. Bu da bana sınıfta hoca yok rahat takıl falan dedi. Bende onun rahatlığıyla aheste aheste çıktım merdivenleri, sınıfın kapısını dinlemeden açtım kapıyı, aynı anda da ağzımdan şu güzel kelimeler döküldü: "Ben geldim amına kodumun anduları." ve aynı anda güzel okul müdürümüzle göz göze geldik. Adamla bakıştık bir süre, sonra ayağa kalktı, gel çocuğum dedi, o sırada aklıma Sırrı Süreyya'nın gel hele gel bırakın gelsin lafı geldi. Kapıyı çarparak kapattım ve koşarak merdivenlerden indim. Adam tabii ki arkamdan gelmedi ama ben okulun kapısından çıkınca "Nasıl olsa eninde sonunda geleceksin bu okula." dedikten sonra camın önündeki saksıyı bana fırlattı.
Bu olaydan sonra Mertcan'a çok sinirlenmiş ve ona sıra fırlatmıştım ama konumuz bu değil.
Bu gün ben kendi halinde bir gariban olarak takılırken annem geldi bana dedi ki "Hadi gel kek yapalım." Cevabım tabi ki hayır oldu arkadaşlar telaşa kapılmayın lütfen. Daha sonra direk acındırmaya başladı. "Ben öldüğüm zaman aç kalacaksınız siz, ne yapacaksınız..." falan fıstık. İstemeye istemeye kalktım. Gittim mutfağa bana şunu şunu yap falan dedi. Süt yumurta falan karıştırdık işte, un koymaya geldiği zaman sıra, bendeki Amerikan ruhu uyandı arkadaşlar. Un kavanozundan aldım bir avuç unu fırlattım annemin üzerine. Kadının o an bana bir bakışı var, benim 'anne komik olurdu diye düşünmüştüm' hık mık kendimi savunma çabam var...
Neyse biz temizlendik sonra falan keki fırının içine koydum ben, annem fırının fişini tak dedi. Fırının üzerinde ketıl duruyormuş ben onun fişini aldım taktım prize mal gibi fırının çalışmasını bekliyorum. Zaten blendır mı adı neyse işte kek şeyini karıştırırken onu etrafa fışkırttırmam falan o bölümler zaten next next next.
Bir de geçen hafta, matematik dersindeyken sınıfımızın genel durumu; Metehan yanımda Youtube'dan şarkı açmış dinliyor, önümde Yasin telefondan sevgilisiyle mesajlaşıyor, onun yanında Zekeriya gazete okuyor daha sonra da bir ara bulmaca çözüyordu, Ahmet fıstık yiyor, Talha telefonda konuşuyor, bende Mertcan-Egemen-Batuhan'la birlikte en arkada batak oynuyorum. Kızlar? Kızlar da en ön sırada uslu uslu ders dinliyorlar, öğretmenin sorduğu sorulara falan parmak kaldırıyorlar. Öğretmende dersi dinlemiyoruz diye bildiğiniz trip attı bize, ve finalde sınıftaki bütün kızlar yazılıdan geçer not alırken erkekler tayfasında en yüksek not 44'tü.
Erkeklerin ciddi anlayışı budur arkadaşlar. Neden diye sormayın bende bilmiyorum.
Sen ekmek arası bonzai yedikten sonra mı bölüm yazıyorsun lan? dediğinizi duyar gibiyim. Bende bilmiyorum orasını. Eleştiriye açığım, görüşleriniz önemli.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Başlayanlar İçin Erkek Anatomisi
AcakKişisel gerileme kitabı. ©Tüm hakları saklıdır.