5. bölüm

235 106 57
                                    

İşte hayatın bir hilesi daha. Şimdi kim bu kadın. Benim bilmediğim teyzem mi? Bu bilekliği niye göndermişti? Nerden biliyordu benim böyle bir bilekliğimin olduğunu?

Aklımda bu sorularla otururken telefonuma mesaj geldi:

Eloo bu akşam yemeğini bizde yiyeceksin hem senle konuşmam gereken bir konu(bol bol dedikodu😂 )var💑Saat 8'de bizde ol.💋"

Ay bu emojiler ne ya hu! Ceviz ağacı rengindeki yuvarlak saate baktım. Saat 18:23 . Daha zamanım vardı. Mutfak masasından kalktım. Elektrik ve su faturalarını yarın ödemek için yeleğimin cebine sıkıştırdım. Diğer sade olan zarfları alıp önceden gönderilen bir kutu zarfın içine koydum. Sözde teyzemden gelen mektubu ve çantamı alıp merdivenlerden yukarı çıktım.

Annemlerin odasını kilitlemiştim. Kendi odama girdim. Çantamı yatağın üstüne bıraktım. Camı yavaşça açtım. İçeri dolan soğuk havayla bir an üşüsemde tekrar eski vücut ısıma geri döndüm.  Mektubu çalışma masamın üstüne bıraktım. Üzerimdeki okul kıyafetlerini çıkarttım ve mavi uzun boğazlı bir kazak, siyah bir tayt ve siyah üzerinde " I am not happy " yazan sırt çantamı aldım. Evet mutlu değildim.

Nurgül teyze acaba bu kadın hakkında bir şey biliyor mu diye düşündüm. Belki biliyordu. Annemle Nurgül teyze çok yakındı. Bunu müsait bir zamanda söylemeye karar verdim.

Aklıma birden ,cenazeden bir sonraki gün Nurgül teyzenin bana uzattığı polis damgalı kutu geldi. Onun içindeki bej renkli kadife kutunun yanında bir not vardı. Onu hiç okumamıştım. Dalgınlığıma gelmiş olmalıydı. Bilekliği annemlerin aldığını düşünüp okumamıştım. Acilen kutudaki nota bakmalıyım!

Çalışma masamın küçük çekmecesini açtım. İçinde küpelerim olan kutuyu kaldırıp altındaki anahtarı aldım.

Koridora çıktım ve annemle babamın odasına yöneldim. Kapının deliğine kilidi yerleştirip iki kere çevirdim. Kapı açılınca hiç havalandırılmamış odanın kasvetli havası yüzüme vurdu. Pencereyi açmak için perdeyi çektim. Hiç bu odaya girmediğim için pencere örümcek ağlarıyla kaplanmıştı. Pencerenin kolunu tutup çektim. Sıkışmıştı. Bir kaç kez zorlayınca açıldı.

Annemlerin dolabına yöneldim. Çantamı yere bırakıp dolabın kapağını açtım. Dolabın en alt bölmesinde polis damgalı kutuyu elime aldım. İçini açtım. Annemin çantasını buldum ve fermuarını çektim. İçinde o notu bulmak umuduyla çantayı talan ettim. Ama yoktu. Not nereye gitmişti. Bu sefer kutunun içine baktım . Burada da yoktu. Belki o not tüm her şeyi ortaya çıkaracaktı. Yatağın altına düşmüş kağıda baktım.Beyaz değildi. Biraz solgun bir rengi vardı. Renginden hemen tanımıştım. Notu elime aldım ve yavaşça açtım.

"Annesinden küçük Ela'ya hediye"

...

Bir dakika bunu annem mi almıştı yoksa o kadın (kadın dediğim teyzem)mı? Peki neden üstünde annesinden yazıyordu. Acaba o yaptırıp anneme vermiş o da bana mı hediye etmişti? Olabilirdi, neden olmasın?

Annem ve babam benim İzmir'e gitmemi istiyorlardı. Belki de konuşacakları konu buydu ama konuşmak bize nasip olmamıştı. Daha iyi bir eğitime kim hayır diyebilirdi ki? Hem aileme verdiğim sözü daha iyi tutabilirdim. Annemle babam her zorluğa karşı gülümsememi isterdi. Eğer beni görüyorlarsa ve ben bunu yapmıyorsam onlarda üzülürdü.

Nurgül teyzeylede konuşmak istiyordum.Saat 19.40 gibi evden çıktım ve kapıyı kilitledim. Esraların evi bize 20 dk'lık yürüyüş mesafesindeydi.

Esraların evinin önüne geldiğimde ,Esra da çöpü dışarı çıkarıyordu. Göz göze gelince yüzünü kocaman bir tebessüm kapladı. Hemen yanıma gelip koluma girdi. " Hoşgeldin Eloom" diyip yanağıma bir öpücük kondurdu.

"Hoşbulduk" diyip ayakkabımı çıkarttım. Nurgül teyze mutfakta salatalık doğruyordu. Beni görünce işini bıraktı ve yanıma gelip bana sarıldı.

"Hoşgeldin Elacığım. Hadi otur soluklan ,zaten sofra hazır " dedi.

Kenarları siyah deri , haki renkteki koltuğa kendimi bıraktım. Yeleğimi üstümden çıkartıp koltuğun deri koluna bıraktım. Nereye gittiğini bilmediğim Esra mutfaktan ağzında salatalıkla çıktı. Oburdu filan ama çok iyiydi. Gelip yanıma oturdu. Ağzındaki salatalığı yutup konuşmaya başladı " Ela yemek yiyelim sonra direkt benim odama sana anlatacaklarım varr!" dedi son r'sini uzatarak. Nurgül teyzeyle konuşmak istiyordum ama Esra'yı kırmayacaktım. Esra zaten konuşup konuşup uykuya dalacaktı. Hep böyle olurdu çünkü.

Yemeğe oturduk. Esra'nın babası sürekli yurt dışında iş seyahatleri yapardı. Maddi durumları bizden iyiydi. Ama Esra bunu kimsenin gözüne sokmak için kullanmazdı. Bazen de şehir değiştirmeleri gerekirdi. Ve son durakları İstanbul olmuştu.

Bunu hiç düşünmemiştim. Ben İzmir'e gidersem Esra ne yapardı? Ben onsuz ne yapardım? Bunu da Nurgül teyzeyle konuşacağım diye aklımın kenarına not ettim.

Esra yemeği biter bitmez koluma girdi. "Anne biz doyduk. Odama gidip biraz kız kıza muhabbet edeceğiz." dedi ve göz kırptı. Havalı konuşmaya çalışmıştı.Dışarıdan nasıl gözüktüğünü bilmeden.

"Kızım bir bekle Ela da yemeğini bitirsin" dedi Nurgül teyze ama ben ne kadar çabuk Esra ile konuşursam o kadar çabuk aklıma not ettiğim soruları sorabilirdim.

Esra'nın odasına girdik. Ben yatağın üstüne bağdaş kurup oturdum o ise bir sandalye çekti ve karşıma oturdu. Okuldan konuşmaya başladı. Sadece dinliyordum. Arada da "hım, evet, hı hı." gibi cevapla veriyordum. Ama aklım hep teyzemdeydi. Hiç bilmediğim teyzem. Kimdi acaba? Nasıl biriydi? Aklımda delice sorular vardı.

Tahmin ettiğim gibi yaklaşık bir buçuk saat dedikodunun ardından, ben yataktan kalktım ve Esra gelip uzandı. Gözlerini kapatır kapatmaz uykuya daldı. O kadar dedikodu yapmak kolay değil tabi. Yoruluyor insan. Efor harcıyor!

Esra'nın üstünü örttüm. Kapıya doğru yürüdüm. Son kez Esra'ya bakıp kapıyı açtım. Kapıyı arkamdan yavaşca örttüm.

Nurgül teyze mutfakta bulaşıkları yerleştiriyordu. Sorularımın cevaplarını öğrenme zamanım gelmişti...

:::::::::::::::::::::::::::♣

Bu bölümü nasıl buldunuz?
Sizce Ela teyzesinin yanına gitmeyi kabul edecek mi?

Ela'yı ne bekliyor♣

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Emeğe saygı lütfen😊


SAUDADE (Yeni Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin