İnsan, ancak sevdiğinden bir şey öğrenir.
__Goethe
❣❣❣❣❣❣❣❣❣❣❣❣❣❣❣❣
Multimedya:Damla
(Söylemek istediğiniz varsa...?)Arabadayken hepimizin üzerinde ölüm sessizliği vardı. Yol boyunca ağlamamak için alt dudağımı ısırmıştım. Eve varınca doğruca odama girdim. Odamın kapısını kapatıp sırtımı kapıya dayadım ve yere oturdum. Anında yaşlar gözlerime savaş açmıştı. Ve savaşı kazanan gözyaşlarım oldu.
Arka arkaya yuvarlanıyordu yanaklarımdan yaşlar. Ağlayışımın sebebi Damla'nın söylediği şeyler değildi. O an tamamen yalnız olmamdı. Yalnızlık duygusu beni ele geçirmişti.
Yalnızdım... Özlüyordum...
İçimde büyük bir boşluk vardı. Onları yanımda istiyordum. Ben yapboz parçalarını bir araya getirmeye çalışan bir çocuktum dâha. Ama parçalar kaybolmuştu. Bulamıyordum. Yerini başka parçalarla dolduramıyordum.
Toparlanmam gerekiyordu. Kendime gelmeliydim. Yerden destek alarak ayağa kalktım. Dolaptan pjamalarımı alıp doğruca banyoya gittim. Ilık bir duşun beni rahatlatacağından emindim. Elbisemi çıkarıp kendimi suyun altına attım. Akan suyla beraber yorgunluğumun da akıp gitmesini umut ettim.
Gözyaşlarım akan suyun içinde kaybolmuştu. İçimdeki bütün kırgınlıkları ağlayarak atmak istiyordum.
Bayağı uzun bir süre duşta kalmıştım. Parmaklarım buruş buruş olmuştu. Duştan çıkıp pjamalarımı üstüme giydim. Ayaklarımı sürterek yatağıma ulaşabildim. Yatağıma oturup derin bir iç çektim. Bir anda komidinimin üstünde duran ahşap çerçeve takıldı gözüme.
Çerçeveyi elime aldım. Annemle babamın fotoğrafının üzerinde gezdirdim elimi. Ne kadar da özlemişim onları, yanımda olmalarını, her daim arkamda durup bana destek olmalarını...
Ne ben ne de onlar isterdi şu anda bu konumda olmayı. İstanbul'u, bizim şehrimizi, özlüyordum. Orada kalan, arkamda bıraktığım anılarımı özlüyordum. Esra'yı, Nurgül teyzeyi, çevremi, okulumu...
Hep beraber olduğumuz mutlu günleri özlüyordum...
Gözümden aktığını farketmediğim yaşları pjamamın koluyla sildim. Fotoğrafa bakıp gülümsedim.
"Size söz veriyorum. Bu son ağlayışım olacak. Lütfen beni affedin."
Kapı çalınınca sesimi çıkartmadım. Kapı yavaşça aralandı ve teyzemle göz göze geldim. Odama girip kapıyı arkasından kapattı. O da benim gibi pijama giymişti. Saçlarını da arkadan balık sırtı örmüştü. Çocuklara benziyordu. Acaba o çocukluğunu yaşamışmıydı?
Yanıma yaklaştı. Sessizce teyzemi izliyordum. Kimse bilmiyordu içimdeki çatışmaları, fırtınaları, savaşları...
Teyzem yatağıma bağdaş kurup oturdu. Yüzünü avuçları arasına alıp bana gülümsedi. İlk defa bu kadar içten gülümsüyordu.
İç sesim: Galiba ilk defa gülümsüyor Ela!
Gülümsediğinde göz kenarlarındaki bir iki kırışıklık belli etmişti kendini. Yaşlı sayılamayacak kadar gençti teyzem. Bu kırışıklıklar neydi o zaman? Zamanın verdiği yorgunluk mu?
Teyzem elimdeki çerçeveye odakladı bakışlarını. O da özlüyor olmalıydı kardeşini.
"Özlüyor musun?" diye sordu birden bire. Tabiki özlüyordum. Onlar benim hayatımın en önemli parçalarıydı. Anılarıma renk katan insanlardı. Sol tarafımda büyük bir boşluk vardı. Ve hiç durmadan sızlayıp duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAUDADE (Yeni Kitap)
Teen Fiction♣Acı neyle başlar? Hayatınızda acıyı ne zaman tatdınız? Kalbiniz kırıldığında mı? Bebekken ilk kez yürümeye çalışırken yere düştüğüzde mi? Biri sizi yüzüstü bırakıp gittiğinde mi? Bunlar herkesin farklı cevap verebileceği sorular. Ela'nın da farklı...