sizi, güzel yorumlarınızı ve değerli desteklerinizi çokk özledim
yine sizi uzun süre -ALTI KOCA AY- taekook'un frekanslarından mahrum bıraktım, lütfen istediğiniz kadar kızın bana
umarım hikayeyi unutmamışsınızdır...
çok uzatmayacağım, samimiyetimi ve pişmanlığımı hissedeceğinizi biliyorum çünkü
bu arada bölümde smut var!! hepimiz sabırsızlıkla bu anı bekliyorduk, evet ben dahil
ve hasta olduğum için bölümü bitirdikten sonra pek kontrol etmeye enerjim kalmadı, yanlışlarım için özür diliyorum
sizi gerçekten çok seviyorum, iyi okumalar 🍒
§
Sevgilim, arkadaşları ve arkadaşlarımla birlikte şehrin bir köşesindeki, herhangi bir polis karakolunda ifade vermek aklıma gelebilecek bir sahne değildi, ama hayat işte. Polis arabasının ıssız sokağın sessizliğini sirenleriyle yutmasının ardından kavga ettiğimiz grup anlamadığımız bir hızda oradan kaçınca karakola getirilen yalnızca bizler olmuştuk. Onları yakalamaya çalışan iki polis hala gelmemişti ve bizi ifadeye almışlardı. Sorgu odasında değildik ancak küçük ofis odasını doldururken hepimizin başı yere eğikti, kimse yaptığı şeylerden gurur duymuyordu.
Alkol almadan önce, sonrasında yapacağınız bilinçsiz davranışları göz önünde bulundurmanızı tavsiye ediyorum. Şiddet bile işleniyorsa vücuduma, gerçekten kendime dikkat etmeliydim. Alkol bana neler yaptırıyordu...ağlayarak Taehyung'un yayınına bağlanmamdan sonra bir de bu olay. Acıyan eklem yerlerimi ovarken, mesleği dolayısıyla her gün böyle durumlarla boğuşmak zorunda kalan polise bakmıştım.
Bir sürü soru sormuştu, yaklaşık yirmi dakikadır buradaydık. "Saldırganları gördünüz mü?" dedi ruhsuz bir tavırla, biz sorulara cevap verdikçe önündeki deftere bir şeyler karalıyordu. Bir grup sarhoş gençle uğraşmaktansa hemen işini bitirip evine, sıcak yatağına dönmek gibi bir arzusu vardı tavırlarında. Eh, bizim de öyleydi.
İki yana salladım başımı, Jimin de "Hayır." diyordu. Göz ucuyla odanın köşesine, Yoongi hyung'un yanında bile küçücük duracak derecede sinmiş olan sevgilime baktım. Burada olmaktan hiç hoşlanmıyordu ve neredeyse ağlamak üzereydi. Kıyamadım ona ve kollarımla sarmalayıp saçlarına ufacık bir öpücük kondurmak istedim.
"Ortada diğer saldırganlar olmadığı için, tek taraflı sorgu alarak herhangi bir resmi işlemde bulunamıyoruz. Onlar bulunduktan sonra sizi tekrar çağıracağız. Lütfen çıkarken kişisel iletişim bilgilerinizi diğer memura bırakın." Ayağa kalkarak hepimiz tekrar eğilerek teker teker özür diledik bir anlamı varmış gibi. Gerek yoktu ama diledik işte.
İsimlerimizi ve telefon numaralarımızı bıraktıktan sonra karakoldan çıkarken adımlarım üzgün sevgilime yöneldi ve diğerleri yol kenarında durup internetten taksi numarası ararken, elim Taehyung'un elini tuttu. Onu durdurup kendime çektikten sonra elimi yumuşak yanağına yerleştirdim. "Taehyung? Sevgilim?"
"Hm?" diyordu dokunuşuma sığınırak gözlerini benimkilere dikerken. Bakışlarındaki hüzün ve korku içime sinip bana yük olurken uzanıp pembe dudaklarına ufak bir öpücük bıraktım. "Neden bu kadar üzüldün?"
"Korktum. İlk defa polislik oluyorum ve ilk defa bu kadar şiddetle iç içe kaldım." dediğinde yüzümde beliren küçük gülüşe engel olamadım. Diyordum ya, karanlığımın orta yerine atılmış bembeyaz bir fırça darbesiydi o. Tatlılığına karşılık burnumu kırıştırarak bir de gözünün tam altından öptüm onu. "İyiyiz bebeğim, iyisin. Bu daha önemli. Korkma tamam mı? Hiçbir şey olmayacak, alkollü olduğumuz için bunu göz önünde bulunduracaklar, ayrıca hiçbirimizin geçmiş sabıkası yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
radio frequency :: taekook
Fanfiction"iyi geceler, DB FM dinleyicileri. ben v, bu gecenin son şarkısı jeon jungkook tarafından bana ithaf edilmiş."