"Bence böyle düşünmen büyük incelik Taehyung. Eminim Jimin sürprizine hayran kalacaktır." Yatağımda yuvarlanarak prize yaklaştım ve şarj aletimi telefonuma taktım.Akşam geceye yakınlığından çaldığı karanlığı açık perdelerimden odama yayarken telefonda konuşuyorduk yaklaşık yarım saattir. İki gün sonra Jimin'in doğum günüymüş ve Taehyung onun oldukça seveceği bir sürpriz hazırlamış. Onu anlatıyordu.
"Öncelikle, Tae." diye düzeltti beni. İstemeden gülmüştüm, ona böyle seslenmemi istiyordu ve karşı tarafta onun da içten içe gülümsediğini hissettim. Bu çok hoşuma gidiyordu. "Ve çok teşekkür ederim Jungkook. Sen de beğendiysen ben hazırlıklara başlıyorum."
"Kookie." Ben de onu düzelttikten sonra başımı yumuşak kılıflı yastığa iyice gömerek iç çektim. "Rica ederim. Umarım her şey yolunda gid-"
"JUNGKOOK HAZIRLAN!" Odamın kapısı beklenmedik bir anda sözümü kesen şiddetli bir bağırmayla açıldıktan sonra Yugyeom'un upuzun bedeni içeri daldı. Şaşkınlıkla ona bakakalmıştım.
Ardından kaşlarımı çatarak telefonu işaret ettim. Saygısız herif. Başımı iki yana sallayarak yatakta toparlandım. "Tae sonra konuşalım olur mu? Ben seni arayacağım."
"Olur Kookie." Güldüğünü işittim ahizenin diğer yanından. "Görüşürüz sonra."
Ona veda ettikten sonra aramayı sonlandırarak düşüncesiz arkadaşıma döndürdüm bedenimi. "Ne oldu, ne hazırlanması?"
"Jin hyung bu sabah sonunda çalıştığı üniversitede Yabancı Diller bölüm başkanı oldu." Heyecanla ve mutlulukla söylenerek ellerini üzerindeki bol ceketin ceplerine yerleştirdi. "Ve ben de numarasını almak için kıvrandığım kızı neredeyse kendime aşık ettim. Hoseok hyung da geliyor, kalk ve hazırlan. Kutlamaya gidiyoruz."
Göğsümün ortasına dolan sevinç ve rahatlamışlık hissi ile yerimden fırlayarak ayağa kalktım. "Sen ciddi misin?" Jin hyung adına öylesine mutluydum ki, öylesine gurur duyuyordum ki onunla. Kariyeri adına planladığı en büyük şey resmi olarak gerçekleşmişti. Son üç yılda kendini tamamen buna adamıştı ve neredeyse her şeyini feda ederek duraksızca bunun için çabalıyordu. "Neredeler şu anda?" Hemen onu görüp sıkıca sarılmak ve tebrik etmek istiyordum.
"Hoseok hyung aşağıda ve Jin hyung da hazırlanıyor. Hadi çabuk hazırlanıp gel bekliyoruz." Yüzündeki saklayamadığı kocaman, mutlu sırıtışla beraber karanlık odamdan çıktığında ben de aynı onun gibi yüz ifademi kontrol edemiyordum. Hızlıca ışığı açıp giyinmek için dolabımın önüne geçtim.
§
"O zaman Jin hyung'un emeğine ve benim çapkınlığıma!" Yugyeom sesini duyurmak için bağırarak bardağını kaldırdığında hepimiz buna gülüşerek ona eşlik ettik ve bardaklarımızı tokuşturduk.
Olduğumuz yer benlik değildi. Kulaklarınızı sağır eden bir müzik, renkli ışıklar ve kokulu, hareketli bir kalabalık. İlgimi çeken bir ortam değildi fakat burası tam Jin hyung ve Yugyeom'a göreydi. Eh, biz de Hoseok hyung ile onların mutluluğu için onlara ayak uyduruyorduk. Dördümüzden de sarhoş naralar yükseliyordu.
"Size bir hediyem var." dedi Hoseok hyung yüzündeki hafif manâlı sırıtışla beraber. Yerinden yavaşça kalkmış ve alkolün verdiği küçük sersemlikle beraber gülerek masadan uzaklaşmıştı. Kalabalıkta kayboluşunu seyrettim ve merakla arkama yaslandım. Hepimiz onu bekliyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
radio frequency :: taekook
Fanfic"iyi geceler, DB FM dinleyicileri. ben v, bu gecenin son şarkısı jeon jungkook tarafından bana ithaf edilmiş."