Sabah uyandığımda yediyi çeyrek geçiyordu ve okulun başlamasına onbeş dakika vardı. istemesem de ayaklarımı yataktan sarkıtıp rutin işlerimi halledip okul üniformamı giyindim. Hemen kabanımı geçirdim ve şipşak tost yaptım kendime.
Lami'nin sütünü ve mamasını tekrar koyup üzerini örttüm. Kediydi ama fazla değerliydi.
Uzun botlarımı giydim ve kapşonumu kafama atıp rastgele müzik açıp yürüdüm.
Okulla aramda beş dakika vardı ve bu çok iyi birşeydi. Geç kağıdı alıp sınıfa girdim. Herkes test çözüyordu.
3 kişi hariç.
Hayatımı mahveden Jeon Jungkook, Kim Taehyung ve Park Jimin.
Onlar yüzünden abim hapishanede parmaklıklar ardında yatan masum bir gençti.
Yerime oturup kimya testimi çıkarıp çözmeye başladım. Hukuk okuyacak,abimi kurtaracaktım.
O adi pislikleri atacaktım oraya.
Hoca ellerini çırpıp dikkatimizi çekerken konuşmaya başladı;
"Az önce haber aldım. Kampa gidiyorsunuz. Yarın herkes eşyaları ile gidecek. Üçerli grup olacaksınız. Herkes kağıda ismini yazsın ve masaya koysun." Dediğinde oflayarak ismimi yazdım.
Ne işim vardı benim böceklerin içinde?
"Herkes yazdıysa elime aldığım üç kişiyi okuyorum." Tüm onikinci sınıflar geliyorsa yandık. Toplam 70 kişi felandık.
Çok kalabalık sevmem. Asosyal değilim. Okulun yarısı arkadaşım. Ama derste hepsi rakibim. Hırslı ve eğlenceli biriydim.
Annemin ve babamın son hediyesiydi galiba.
"Jung Mi Cha,Sung Min,Kim Joon. Son olarak Park Jimin,Jeon Jungkook,Kim Taehyung. Park Danbi. Senin ismin nerede?"
"Vermiştim hocam."
"O zaman seni son guruba ekliyorum."
"Ama hocam ben-"
"İtiraz sevmem Danbi. Bunu biliyorsun." Dediğinde oflayarak kafamı sıraya koydum.
Zil çaldığında ayağa kalkıp karşı sınıfa geçecekken kolumdan tutulmam ile sıraya uçmuştum.
"Park Danbi...bizim küçük şeytan." Dedi Taehyung dudaklarını yalayarak
"Taehyung. Belanı arama. Sen git kızları felan kes."
"Hop hop dedik. Ne bu cesurluk?"
"Taehyung. Cidden defolup gidiyor musun?"
"Yioo ne yapacaksın?"
"Kantine lolipop sokmam! Engellerim!" Dediğimde üzerimi düzeltti ve gülümsedi.
Gerizekalı.
Yoongi'nin sınıfına girdiğimde sırasına gittim. Uyuyordu.
"Yoongi! Kalk ben açım." Dediğimde ve kafasını kaldırdı.
"Kantin aşağıda Danbi. Kalk al."
"Ama Yoongi~"
"Yapma şunu! İğrenç oluyorsun. Lanet olsun geliyorum!" Dedi küf rengi saçlarını düzelterek.
Kantine indiğimizde 2 simit 2 kahve alıp boş bir yere oturduk. Sınıftaki olayı anlatırken yanımıza Jin ve Namjoon geldi.
"Of Jin! Senin yüzünden rezil oldum!"
"Namjoon,sana dedim ki bana sütlü çikolata al. Sen bana çikolatalı süt aldın."
Namjoon sabır diliyerek ofladı;
"Peki peki. Tamam senin yüzünden açılamadımda kıza!"
"Kavganız bittiyse? Gitsek mı artık?"
"Bence de gidelim! Yoksa kafayı yicem."
Onların bu haline gülerken bizim sınıftaki kız beni yanına çağırdı.
"Danbi. Seninle birşey konuşmam lazım."
"Ne hakkında?"
"Sınıfın 3 atlısı hakkında. Birde Jin."
"Jin?"
"Hı hı. Ders boş. Burada bekliyorum seni."
"Tamam."
Deyip onlara yetiştim. Acaba ne diyecekti? Üçünün arasına girip sınıflarına bıraktım.
Aşağıya tekrar inip Yon'un yanına indim.
"Dökül bakalım Yon."
"İlkönceliklebenJin'denhoşlanıyorum"
"Hııı!? Bizim Kim Seok Jin'den?!"
"EVET"
"CİDDİ CİDDİ?"
