Güney Kore'nin Yıldızları...[TAMAMLANDI√]

THE BOYZ - SUNWOO - TEPKİ ( 2 ) PART ( 2 )

Hastaneden çıktığında sunwoo da seninle birlikteydi. Hastane kapısında bekleyen paparaziler sizin resimlerinizi çekti ve size birkaç soru sormaya başladılar.

"Sunwoo bey ( adın ) hanımla çıkıyormusunuz?"

"Sunwoo bey iki haftadadır hastanede ( adın ) hanımın yanında neden kaldınız?"

"Bir aşk söz konusumu?"

"( adın ) hanım gelir gelmez gönlünüzü sunwoo beye mi kaptırdınız?"

Gibi gibi birçok soruyu yanıtsız bıraktınız. Şirket tarafından yollanan araca korumalar eşliğinde binip hızla hastaneden uzaklaştınız.

"( Adın ) iyimisin? Ağrın felan varmı?"

Sunwoo'nun iki haftadır sormaya bıkmadığı soruydu bu artık.

"Sunwoo sunbaenim iyiyim ben merak etmeyin artık."

"( adın ) bana sunbaenim deme."

Sen sunwoo'nun bu isteğine şaşırarak baka kaldın ve başını olumlu anlamda salladın.

Yurda vardığınızda sunwoo seni kızlara emanet edip şirkete gitti. Kızlarda seni odana çıkarttıp yatağına yatırdılar.

Yatağına yattığında telefonuna gelen mesaj sesi ile telefonunu eline aldın. Mesaj sunwoo'dandı.

Merhaba (adın).

Merhaba sunwoo.

Nasılsın?

İyiyim teşekkürler.
Sen nasılsın?

Sen iyiysen bende iyiyim :)

:)

(Adın) yarın akşam yemeğine benimle gelirmisin? Sana açıklamam gereken bir durum varda.

Gelirim tabiki :)

:) tamam o zaman yarın görüşürüz. Sende yatıp dinlen ;)

Peki görüşürüz :)

Telefonu komidinin üzerine koymadan önce internete girip sizi haber yapıp yapmadıklarına baktık. Tam tahmin ettiğin gibi en başta yer alıyordunuz.

Telefonu kapatıp komidinin üzerine koydun ve kendini uykunun kollarına bıraktın.

Uyandığında sabah olmuştu ama evden tek ses bile gelmiyordu. Kendini yatakta oturur konuma getirip telefonuna uzandığında komidinin üzerinde bir tepsi kahvaltı farkettin.

"Ah benim canım unnielerim."

Tepsiyi alıp kucağına koyduğunda telefonu alıp saate baktın. Saat 9 idi. Telefonu geri yerine koyup kahvaltı tepsisine göz gezdirdin ve bir not buldun.

"Afiyet olsun bizim kahramanımıza ;)"

Gülerek notu kenara koydun ve güzelce kahvaltını yaptın.

Tepsiyi mutfağa bırakıp odana geri döndün ve rutinlerini yapıp rahat kıyafetler giyinip odadan çıktın. Ayakkabılarını giyip evden de çıktığında araba kullanacak gücü kendinde bulamayıp taksi çağırdın.

Taksi birkaç dakika içinde gelince taksiye binip şirketin adını söyledin.

Şirkete vardığında söfore parasını verip şirkete girdin. Direkt kendi prova odanıza gittin. Bütün unnielerin sana neden geldiğini sorduğunda sen gidiyorum geri diyip odadan çıktın.

Tam o anda sunwoo ile göz göze geldin. Tebessüm edip hemen şirketin çıkışına yürüdün.

Tam kapıdan çıkmak üzereyken telefonunun titremesi ile telefonu eline aldın. Sunwoo mesaj atmıştı.

(Adın) nereye gidiyorsun?

Eve gidiyorum. Yada gezerim biraz ne oldu ki?

Hiiçç sadece bizim şu akşam yemek işini şimdi mi yapsak diye düşündüm. Sence?

Tamam olur. Ben şu ilerdeki kafeye gidiyorum. Sende oraya gel.

Tamam :)

Hızla şirketten çıkıp sözleştiğiniz kafeye yürümeye başladın. Birkaç dakika içinde kafeye vardığında hemen boş masanın birine oturdun ve sunwooyu beklemeye başladın.

1 dakika içinde gelen sunwoo ile şaşırsanda belli etmedin. Hoşgeldin beşgittinden sonra birer kahve söylediniz.

"Evet sunwoo seni dinliyorum."

Sunwoo bi an şaşırsada boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Şimdi (adın) nasıl başlasam bilmiyorum. Sen geldiğin günden beri sürekli seni düşünüyorum. Sürekli seni gördüğümde gözlerimi senden alamıyorum. Seninle birlikte geçirdiğimiz iyide olmasa bu iki hafta bana bayram gibi geldi. Yani uzun lafın kısası ben seni seviyorum (adın). Biliyorum beni sunbaenin olarak görüyorsun ama napıyım senin o çakıl gibi gözlerin baldan tatlı sözlerin o temiz kalbin çaldı kalbimi. Tek isteğim bize bi şans ver. Lütfen."

Sen sunwoo'nun sözlerine çok şaşırmıştın. Fakat sende onu seviyordun ve bilmeye hakkı vardı. Değilmi?

"Sunwoo evet başta seni sunbaenim olarak görüyordum. Fakat sonradan değişti. Her seni gördüğümde bende sadece sana bakıyorum. Bende senin o güzel gözlerine temiz kalbine aşık oldum. Bende seni seviyorum."

Sunwoo tebessüm ederek sana bakarken masanın üzerindeki elini tuttu.

"Seni çok seviyorum (adın). Şirket karşı çıksa bile seni bırakmayacağım."

"Bende seni çok seviyorum sunwoo-şii"

Sonuç olarak şirket ilişkinize karşı çıkmadı ve mutlu mesut yaşadınız.

Umarım beğenirsiniz...

turkanilhan0066 istek için teşekkürler...

...25 ocak 2020...