"Bir haber geldi mi jun?"
"Evet. Bugün aradılar."
"Ee. Sonuç. Kazandın demi?"
"Tabi kızım ne sandın beni. Artık bir idol sayılırım bende."
Heyecanın ile hızla jun'a sarıldın.
"Tebrik ederim."
O gün jun ile akşama kadar eğlenceli vakit geçirdiniz. Akşam olduğunda jun seni evine bıraktı. Sen evine geldiğinde içinde kötü bir his vardı. Nedenini bilmeden onu kaybedecekmiş gibi hissediyordun. Neyseki onun adına mutlu olmuştun. Onun o heyecanlı halini zihninde canlandırarak uyumaya çalıştın.
1 AY SONRA. . .
"Jun sıra sende."
Jun tahtalardan(denge oyunu oynuyorsunuz) birini çektiğinde tam düştü düşecek derken tahtalar düşmedi. Tam sen tahtalardan birini çekeceğin sıra jun'un telefonu çaldı.
"Efendim hyung."
Sen kulağın telefondayken tahtayı yavaş yavaş çekmeye çalışıyordun.
"İlla hemen mi gelmem gerek."
Sen duyduğun cümle ile tahtayı bir anda çekmen ile bütün tahtalar yıkıldı.
"Peki hyung hemen geliyorum."
Jun telefonu kapattığında sen üzgün gözlerle ona bakıyordun.
"Yine mi gidiyorsun?"
Jun başını olumlu anlamda salladığında sen birşey diyemedin. Jun kalkıp kapıya doğru gittiğinde sende arkasından gittin.
"Özür dilerim (adın). Hemen gel-"
"Bana açıklama yapmak zorunda değilsin. Sonuçta sen artık bir idolsun."
"(Adın) deme böyle."
"Hoşçakal jun."
Kapıyı kapattığında gözünden bir damla yaş süzüldü. Eskiden olsa oyunu böyle bırakıp asla bir yere gitmezdi. Fakat artık herşey değişmişti.
Jun ise morali bozuk şekilde şirkete gitti. Onu prova için çağırmışlardı. Jun prova odasına girdiğinde hemen provaya başladılar.
1 kaç saat içinde prova bittiğinde pd jun'u odasına çağırdı. Jun odaya gittiğinde oturmasını söyledi.
"Jun bak sen daha idol olalı 1 ay yeni oldu. Fakat artık arkadaşların ile ilişkine mesafe koyman gerekiyor. Özelliklede kız arkadaşından."
Jun'un önüne bir haberin olduğu gazeteyi koyduğunda jun habere baktı. Geçen gün dışarıya çıktığınızda çekmişlerdi.
"B.ben (adın)'dan uzak duramam. Yapmayın pd-nim lütfen."
"Malesef jun. Yapabileceğim en iyi iyilik bu sizin için. Eğer görüşmeye devam ederseniz hayranların tarafından iyi muamele göremez o kız. Onun iyiliği için."
Jun başını olumlu anlamda sallayıp odadan çıktı. Senden ayrılamazdı. Sana söylememiş olsa bile seni çok seviyordu. Sensiz yapamazdı.
Jun şirketten çıkıp senin evinin önüne geldi. Sana nasıl söyleyeceğini bilmiyordu. Fakat senin için yapmak zorundaydı.
Evinin kapısı çaldığında şükür ederek ayağa kalkıp kapıyı açtın. Karşında jun'u görmeyi beklemiyordun.
"Hoşgeldin jun. İçeri ge-"
"Yok (adın) Teşekkürler. Benim sana birşey söylemem lazım. Fakat nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum."
"Dur ben tahmin edeyim. Geçen gün çıkan haberlerimiz üzerine şirketinizin pd'si seni odasına çağırıp 'o kız ile görüşmeye devam etme. Aksi halde idolluğun son bulur.' Dedi ve sende şimdi bana bunu söylemeye geldin."
Jun senin yazdığın senaryo'ya hem üzgün hemde şaşırarak kaldığında ne diyeceğini bilemedi.
"(Adın) ben senden asla ayrılmak istemiyorum. Fakat hayranlarım sana rahat yüzü göstermeyecekler. Bu yüzden senden uzak durmam en iyisi. Lütfen. Anla beni."
Senin cevap vermeni beklemeden hemen oradan uzaklaştı. Sen ise birkaç dakika kapıda dikildin ve sonrasında içeriye girdin.
2 AY SONRA. . .
2 aydır jun ile hiç görüşmemiştin. O kadar üzülüyordunki gece yatağına girdiğinde kendini ağlamaktan alı koyamıyordun.
Bugün canına tak etmişti. Onunla mutlaka buluşacaktın. Telefonunu eline alıp hemen mesaj kutuna girdin.
Jun. Merhaba. Biliyorum benimle görüşmen yasak ama seni çok özledim. Bugün birkere buluşsak olurmu?
Bende seni çok özledim.
Olur ben sana gelirim bugün.
Telefonu bırakıp hemen evi toparladın. Oturup onun gelmesini beklemeye başladığında kapının çalmasıyla kapıya koştun.
"Hoşgeldin."
Jun içeriye geçerken sana buruk bir tebessüm yolladı.
"Hoşbuldum."
Salona geçip oturduğunuzda sen gözlerini ondan alamıyordun. En son gördüğün günden bu yana çok değişmişti. Sen kendini tutamayıp ağlamaya başladığında jun şoka girmişti.
"Ne oldu (adın)? Neden ağlıyorsun?"
Sen kalkıp juna sarıldığında junda kollarını sana sardı.
"Seni çok özledim."
Jun saçlarını okşayarak sakinleşmeni bekledi. Sende sakinleştiğinde geri çekildin ve gözlerine bakmaya başladın.
"Bunu bize neden yapıyorsun jun?"
"Senin için (adın)."
"Ne benim için jun? Bana 2 aydır çektirdiğin acı mı benim için. Ya inan hayaranlarının eziyetleri daha az canımı yakardı. Yapma bunu bize jun?"
"(Adın) sana zarar gelsin istemiyorum. Benim yüzümden acı çekmeni istemiyorum."
"Neden jun? Neden?"
"ÇÜNKÜ SENİ ÇOK SEVİYORUM. SANA ZARAR VERMESİNLER DİYE SENDEN UZAK DURMAYA ÇALIŞIYORUM. AMA OLMUYOR."
sen jun'un söyledikleri ile şoka girdiğinde jun'un gözünden akan damlalara bakakaldın.
"Jun bende seni çok seviyorum."
Jun şaşırarak sana baktığında sen ona gülümseyerek bakıyordun.
"Şuan çok tatlı görünüyorsun."
Senin söylediğine junda gülünce jun yanına gelip sıkıca sana sarıldı.
"Seni bir daha asla bırakmayacağım."
Jun'un söylediğine gülüp ona cevap verdin.
"Bırakma bir zahmet."
...Umarım beğenirsiniz...
_iron_0 istek için teşekkürler.
...22 nisan 2020...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güney Kore'nin Yıldızları...[TAMAMLANDI√]
Fanfiction[İstekler İkinci Kitaba...]Got7 - Bts - Exo - Astro - Monsta X - Ateez - Stray Kids ve daha fazla grup ile nasıl tür isterseniz sizin zevkinize göre dizayn edilecek olan bu kitabı umarım beğenirsiniz. 23 TEMMUZ 2019 } BAŞLANGIÇ