Telefonun çalması ile telefonu eline aldın. Arayan johnny'di.
"(Adın) nasılsın?"
"İyiyim. Sen nasılsın?"
"Bende iyiyim. Evde durmaktan sıkıldım da bütün arkadaşları aradım birtek sen kalmıştın. Uygunsan birşeyler yapalımmı?"
"Olur tabi. Bende sıkılıyordum."
"Süper o zaman. 1 saate parkta buluşalım. Olur mu?"
"Olur. Görüşürüz."
"Bay. Bay."
Telefonu kapatıp hazırlanmak için odana çıktın. Hazırlandıktan sonra evden ayrılıp parka gittin. Johnny'nin gelmediğini görünce salıncaklara oturup düşüncelere daldın.
Bu parka birçok anın vardı. İlk sevgilin, ilk öpücüğün, ağlayışın, kahkahalar ile gülüşün, sevdiğinden ayrıldığın...vb. birçok anın vardı. Şuanda aklına ilk gelen johnny'nin burada ettiği çıkma teklifi oldu.
Johnny sana çıkma teklifi etmiş sende kabul etmiştin fakat bir anda 'biz arkadaşken daha iyiyiz' diyerek seni terk etmişti. Ayrılma sebebini hiç sorulamamıştın. Şimdi ise yakın birer arkadaş olmuştunuz.
"Hey! (Adın) sen salıncağa binmek için çok geç kaldın."
Johnny'nin sesini duyup başını kaldırdın. Gülerek sana doğru gelen johnny'i izledin. Yalana gerek yok, ondan hoşlanıyordun ama siz arkadaştınız.
"Ya ben seni beklemek için şey yapmıştım."
Johnny salıncağın arkasına geçip seni sallamaya başladığında ilk şaşırsanda sıkıca zincirlerine tutundun.
"Johnny-ah! Ne yapıyorsun?"
"Salıncağı amacına uygun kullandırıyorum."
Sen derin bir kahkaha koyverip akışına bıraktın. Johnny ise sallamaya devam etti.
................
Sallanma faslını bitirdikten sonra parktan çıkıp sahile indiniz. Sahilde birkaç tur atıp kendinizi kafeye attınız. İçecek birşeyler sipariş edip onları beklerken sadece bakışıyordunuz. Arada sen gözlerini kaçırırken arada o kaçırıyordu.
İçecekleriniz geldinde içmeye başladınız.
"Eee johnny. Sevdiğin kız felan yokmu?"
Johnny bir müddet şoka girmiş gibi sana baktı. Sonradan kendine gelip boğazını temizleyip konuşmaya başladı.
"Var. Fakat artık bizim olmamız imkansız gibi birşey."
"Nasıl yani? Neden?"
"Kalbini çok kırdım çünkü."
Söyleyecek birşey bulamadın. Sessiz kalıp içeceğini yudumlamaya devam ettin.
"Ee senin yok mu sevdiğin biri?"
Biran donup kalsanda hemen kendini toparlayıp cevap verdin.
"Var. Fakat hoşlanıyorum sadece."
"Hm...kim peki?"
"Boşver tanımazsın?"
"Tamam öyleyse. Peki olurmu sizden?"
"Bizdende olması pek mümkün değil."
"Neden?"
"Çünkü denedik olmadı."
Sen böyle deyince johnny zamanda yolculuk yaptı. Senin ondan önce hiç sevgilin olmamıştı. Johnny 'demek benden hoşlanıyor.' Diye geçirdi içinden. Bunu hemen kesinleştirmek istiyordu.
"(Adın) sen bana hiç birzaman kendin hakkında yalan söylemedin demi?"
"Evet. De nereden çıktı bu soru?"
Johnny masanın üzerinde duran elini tutup derince gözlerine baktı.
"(Adın) bana bir şans daha veririmisin? Madem benden hoşlanıyorsun. Bende hala seni seviyorum. Biliyorum seni terk etmem hataydı. Özür dilerim. Bana bi şans daha ver olur mu?"
Sen hiçbir cevap veremedin. 'Nasıl anladıki?' Diye sorup duruyordun. Johnny bekletmemek için başını olumlu anlamda salladın. Johnny ise tuttuğu eline bir öpücük bırakıp sana bakmaya başladı. Sende ona.
...umarım beğenirsiniz...
tipsiz_mochi istek için teşekkürler :)
Arkadaşlar lütfen bu ara istekte bulunmayınız.
Oy ve yorumları unutmayınız.
...22 mart 2020...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güney Kore'nin Yıldızları...[TAMAMLANDI√]
Fanfiction[İstekler İkinci Kitaba...]Got7 - Bts - Exo - Astro - Monsta X - Ateez - Stray Kids ve daha fazla grup ile nasıl tür isterseniz sizin zevkinize göre dizayn edilecek olan bu kitabı umarım beğenirsiniz. 23 TEMMUZ 2019 } BAŞLANGIÇ