Güney Kore'nin Yıldızları...[TAMAMLANDI√]

İKON - YUNHYEONG - TEPKİ

bize araba çarpıyor ve tam ölecekken bir mucize gerçekleşiyor ve yaşıyoruz.
turkanilhan0066 istek için teşekkürler.

Sevgilin hyeong ile birlikte dışarıda geziyordunuz. Sahiller, parklar...aklına gelebilecek heryerde.

Saat artık ikindine doğru yaklaşırken yorulduğunu farkettin.

"Hyeong! Bir yere gidip oturalımmı? Ben çok yoruldum."

"Tamam. Kafeye gidelimmi? Hem birşeyler içeriz."

"Olur."

İstikameti kafeye doğru yönlendirip yürümeye devam ettiniz. Kafeye vardığınızda cam kenarında bir yere oturdunuz. Birkaç dakika sonra yanınıza bir garson geldi.

"Hoşgeldiniz. Ne alırdınız?"

Hyeong sana dönüp "ne istersin aşkım?" Diyerek sorduğunda sende ona cevaben "soğuk bir limonata fena olmazdı aşkım." Dedin. Hyeong garsona döndü.

"Biz iki limonata alalım."

Garson başını olumlu anlamda sallayıp gittiğinde hyeong sana döndü. Birsüre hiç konuşmadan sadece bakıştınız. O esnalarda limonatalarınız gelmişti. Bir yandan içerken diğer yandan hala bakışıyordunuz.

"Oh be! Limonata çok iyi geldi. Serin serin."

Hyeong cevap vermemişti. Çünkü seni izlemekle o kadar meşgulduki...

"Hey! Hyeong. Aşkım."

Hyeong uykudan yeni uyanmış gibi kendine geldi.

"Hayatım. İyimisin?"

"İyiyim iyiyim. Sadece güzelliğinde fazla kaybolmuşum."

Sen utançla başını eğerken bir yandanda gülüyordun.

"Seni çok fazla seviyorum (adın)."

"Bende seni çok seviyorum."

...............

"Yaa! Hyeong hadi sen hesabı ödede gel ben karşıya geçiyorum."

"Hey! Bekle birlikte geçeriz."

"Olmaz! Pamuk şekerci uzaklaşmadan yaklamam lazım"

"(Gülerek) peki git ama dikkatli ol."

Başını olumlu anlamda sallayıp koşar adım kafeden çıktın. Biran yola bakmayı unutarak yola atladın. Tam o esnada fren sesi, korna sesi, etraftakilerin korku dolu çığlıkları.....ve hyeong'un sana bağırması ile kendini bir anda havada buldun.

"(ADIN)!"

Yere çok sert bir biçimde düşmüş ve başını fena halde yere vurmuştun. Tam o acı ile kıvranırken birisi senin başını dizine koymuş ve sana sesleniyordu. Bu hyeong'du.

"(Adın)! Aç gözlerini. Bana bak. Konuş. Birşey söyle.(adın) bırakma beni seni çok seviyorum."

O anda kendini uğultulu bir karanlığa bıraktın. Hyeong ise senden hiçbir ses gelmeyince adını kükremişti resmen. Seni kaybettiği için canı çok acıyordu.

Ambulans geldiğinde seni hızla ambulansa aldılar ve hastaneye götürdüler. İlk müdahaleni yaptıklarında artık herşey için çok geçti. Doktorlar kötü haberi hyeonga verdiklerinde inanamadı. Gözyaşlarını tutamayıp ağlamaya başladı.

"Hayır! Hayır! Olamaz! (Adın) beni bırakamaz! Bana kıyamaz o! Hayır ya hayır!"

Hemşireler seni morga götürmeden önce hyeong seni görmek istedi son kez. Odana girdiğinde gözyaşları dahada çoğaldı. Senin yanına herbir adımında gözyaşları seni ıslattı. Durduğu anda gözyaşı sol göğüsüne isabet etti. Başına eğilip yüzünün heryerini öptü.

"Seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim. Seni son nefesime kadar seveceğim."

Kulağına bu sözleri fısıldadığında senin nefes aldığını farketti. Hızla başını kalbinin üzerine koyup kalbini dinledi. Kalbin atıyordu...

Odadan koşarak çıktı ve kolidorda "(adın) yaşıyor." Diye bağırarak bütün doktor ve hemşirelerin dikkatini çekti. Doktorlar koşarak odaya girip seni kontrol ettiler. Gerçekten kalbin atıyordu. Bir mucize gerçekleşmişti. Hyeongun gözyaşları senin gitmeni engellemişti.

Doktor odadan çıkıp hyeongun karşısına geçti.

"Bu nasıl gerçekleşti inanın hiçbir fikrim yok. Bunca yıldır doktorum böyle bir olayla ilk defa karşılaşıyorum. Neyseki sevgilinizin durumu gayet iyi. Başını yere sert vurduğu için bu hafta baş ağrısı çekebilir. Birkaç gün müşade altında tutacağız. Tekrardan geçmiş olsun."

Hyeong "sağolun" diyerek hemen senin odana geldi. Seni uyurken görünce gülümsemeden edemedi. Yatağın yanındaki koltuğa oturup seni izlemeye başladı.

"Beni bırakmayacağını biliyordum. Seni seviyorum meleğim."

...umarım beğenirsiniz...

Sevgili okuyucularım sizlerin sayesinde kitabım 10K oldu. Destekleriniz için çok teşekkür ederim. Nice 10K'lara.

Sizleri seviyorum iyiki varsınız.♥

...24 mart 2020...