"(Adın) yeter ya! uyan artık!"
Jackson başında bir saattir ötüyordu. Derin bir nefes verip yatakta oturup sırtını başlığa dayadın.
"Jackson ne kadar yorgun olduğumu biliyorsun. Ne var sanki beni bıraksanda akşam'a kadar uyusam. Hemen birde başıma randevu çıkarttın."
Kendi Söylediklerine kendin gözlerini devirdin ve tekrar uyku moduna geçtin. Jackson ise sana ayarladığı randevuyu daha şimdi hatırlıyordu.
"(Adın) uyuma! Kalk. O randevuya gitmek zorunda değilsin. Kalk hadi ben çok sıkılıyorum."
Oflayarak tekrar eski haline geldin.
"Jackie..." diyerek Jackson'a sırnaştın.
"Hadi gel birlikte uyuyalım."
"Ha.?"
Jackson'un tepkisine gülerek kollarını boynuna doladın ve kendine çekerek yatağa yatırdın.
"(A.adın) yapma."
"Hadi uyu jackson."
Sen gözlerini kapatarak Jackson'un kokusunu soludun. O kadar güzel o kadar rahatlatıcı bir kokusu vardıki mayışarak kendini uykunun kollarına bıraktın.
Jackson ise bir süre kımıldamadan durmuş ve kollarını sana sarmıştı. Burnunu saçlarına daldırarak saçlarını kokladı.
"Çok güzelsin (adın). İnanılmayacak kadar hemde.
...
"J.jac.jackson! Bırak!"
Jackson'ın sana koala misli sana yapışmış olan kollarından kurtulmaya çalışıyordun. Jackson uykusunda sana öyle sıkı sarılmış ki ondan kurtulamıyordun.
"(Adın) gitme."
Sen şaşırarak Jackson'a baktın. Jackson daha da mümkünmüş gibi sıkıca sarılıyordu.
"(Adın) yalvarırım gitme. Tamam arkadaş kalmaya devam edelim. Yeterki beni bırakma."
Sen bu sözler ile daha bir şok olup Jackson'u sarstın.
"Jackson uyan. Jacksooon!"
Senin bağırman ile Jackson'un seni sıkan kolları gevşedi. Jackson yavaşça gözlerini açıp dibindeki sen ile göz göze gelince bir anda kendini geri çekmesiyle yataktan düştü.
"Ah!"
"Jackson iyi misin?"
"Neden o kadar dibime giriyorsun ki? Ah! Totom acıyo."
Sen söylediği şeye kahkaha atarken jackson cins cins sana bakıyordu.
"Ne gülüyorsun!? Çok mu komik!?"
Sen cevap vermeyip gülmeye devam ederken jackson hızla ayağa kalktı ve seni yatağa yatırıp üzerine çıktı. Sen şaşkınlıktan zaten susmuştun ama jackson emin olmak için elini ağzına kapattı.
"Ne bakıyorsun? Sadece bunu yapıp seni yataktan atmadığıma şükretmen gerek. Birde far görmüş tavşan gibi yüzüme bakıyorsun."
Jackson'un söyledikleriyle pek ilgilenmedin. Çünkü o saniyelerde kalbinin sesine kulak kesilmiştin. Heyecandan O kadar hızlı atıyorduki sen bile şaşırmıştın. Senin cevap vermemen'e jackson elini hızla çekip sana baktı.
"(Adın) iyi misin? Ne oldu? Ben sadece şak-"
"Jackson."
Derin bir nefes alıp Jackson'un gözlerine baktın.
"Daha yeni uyurken '(adın) beni bırakma' diye sayıklıyordun. Ne gördün rüyanda?"
Jackson bir anda donup kalırken sen hala gözlerine bakıyordun. Jackson derin bir nefes verip dudaklarını yaladı.
"'(Adın) yalvarırım gitme. Tamam arkadaş kalmaya devam edelim. Yeterki beni bırakma.' Da dedim değil mi?"
Sen kafanı olumlu anlamda salladın. Jackson konuşmaya devam etti.
"(Adın) bunu sana nasıl söylemeliyim bilmiyorum. Çünkü bu şeyleri son 1 aydır sürekli sayıklıyorum. Hatta emin olmak için bir gecesinde ses kaydını açık uyudum. Şimdi sana bir şey daha itiraf edeceğim. Belki benden nefret edeceksin ama bunu yapmazsam bu sayıklamamın geçmeyeceğine eminim. (Adın) bu zamana kadar beni hep arkadaşın olarak gördün, biliyorum ama ben sana öyleymiş gibi davransamda asla arkadaşım olarak görmedim seni. En baştan beri seninle aynı evi paylaşma fikri felan hepsi bahaneydi. Sadece sana yakın olabilmek için yaptım. Çünkü seni seviyorum (adın). Hemde çok. Bu saniyeden sonra ne yaparsan kabulum. İstersen beni evden bile at. Ama yeterki benden nefret etme (adın). Senin benden nefret ettiğin zaman ben yaşayamam. Yapamam."
Jackson üzerinden kalktığında sende yatakta oturur pozisyona geldin. Jackson tam kapıdan çıkmak üzereydiki ona seslenip onu durdurdun.
"Benim cevabımı dinlemeden mi gideceksin."
Hafif tebessüm ederek ona baktığında onun gözünden bir damla yaş aktığını gördün. Jackson sessizce karşına gelip oturduğunda yüzünü avuçlayarak göz yaşlarını sildin.
"1.si ağlamak yok. Sen erkek adamsın. Böyle çok duygusal olma. 2.si yani nasıl desem evet uzun zamandır seni arkadaşım olarak görüyordum ama bana 'sana randevu ayarladım (adın). Hadi yine iyisin kalukluktan kurtuldun' dediğin gün kalbimin sanki hüngür hüngür ağladığını hissetim. Sanki binbir parçaya ayırmışlar gibi hissetim. Neyse işte seni kırmak için kabul ettim. O günden sonra seninle birlikte olacak kızı vazgeçirebilme planları kurdum. Her türlü senden vazgeçmesini sağlayacaktım. (Jackson gözünden akan yaşlara rağmen güler) bu sabaha geldiğimizde şu randevu geldi aklıma. Aslında seninle bugün küsecektim ama neyseki başımda karga gibi ötmeseydin belki sana çoktan küsmüş olacaktım. Son ve 3. Olarak ben çok zor bi kızım jackson wang bana bakmak için çok çalışman lazım. Hergün beni sevmen, iltifat etmen, vs. Yani bütün bunlara katlanabilirim diyorsan buyur. Kendimi sana verdim gitti. Hayrını gör."
Senin gülerek söylediklerine jackson şaşkın şaşkın bakıyordu.
"Ooooo. Sen daha şimdiden başladın. Böyle yaparsan olmaz ama."
Jackson bir anda transtan çıkmışcasına sana bakıp sonunda konuşabildi.
"Y.yani..biz...şimdi-"
"Jackson kendine gel yoksa vaz geçiyorum."
"Tamam tamam. Sarılayım mı bi kere?"
Sen jacksonun sorusuna gülüp kafanı salladın. Jackson anında sana yaklaşıp sarıldığında sende ona sarıldın.
"Seni çooooook seviyorum(adın)!"
Bir anda geri çekildin ve kulağını kapattın.
"Kulağımın dibinde bağırmasan iyiydi."
...umarım beğenirsiniz...
AhgaseBlinkOnceExo-L istek için teşekkürler
...23 mayıs 2020...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güney Kore'nin Yıldızları...[TAMAMLANDI√]
Fiksi Penggemar[İstekler İkinci Kitaba...]Got7 - Bts - Exo - Astro - Monsta X - Ateez - Stray Kids ve daha fazla grup ile nasıl tür isterseniz sizin zevkinize göre dizayn edilecek olan bu kitabı umarım beğenirsiniz. 23 TEMMUZ 2019 } BAŞLANGIÇ