WONHO - HAYAL ET

624 43 2
                                    

Yeni sabaha gözlerini açtın. Saate baktığında dersine 5 dakika olduğunu gördün. Hızla yataktan çıktın ve üzerini giyinip hemen evden çıktın. Arada gözlerin kararıyordu. Fakat daha üniversitenin ilk gününden geç kalamazdın.

Okula vardığında dersin başladığını görmüştün.

"Allah kahretmesin! Geç kaldım."

Yavaş yavaş okula girdin. İlk önce lavoboya gidip saçını başını düzelttin. Lavobodan çıktığında anfine doğru yürümeye başladın.

Anfinin önüne geldiğinde kapıda bir gencin beklediğini gördün.

"Merhaba." Dediğinde genç irkilerek sana döndü.

"Merhaba."

"Neden burada bekliyorsun?"

"Geç kaldım."

Gencin söylediğiyle başını olumlu anlamda salladın. Sende aynı durumdan müzdariptin.

"Girecek misin peki?"

"Aslında girmek istemiyorum ama burada yapabileceğim birşey yok. Mecbur."

"Aslında benimde hiç giresim yok birlikte kafeteryaya gidelim mi?"

Sorduğun soruyla içten içe kendini tokatladın. Sana ne oluyordu da bu denli hızlı çıkmıştın? Neyseki genç çok yaklaşıklıydı.

"Peki. Olur."

Genç ile birlikte kafeteryaya gittiniz. Ders bitene kadar kafeterya da sohbet etmiştiniz. Ikinizde aynı bölümü okuyordunuz ve aynı dersleri alacaktınız.

Teneffüs zili çalınca kafeteryadan kalkıp yeni dersin olacağı anfiye gittiniz. Anfiye geldiğinizde sen wonho ya döndün.

"O zaman dersten sonra konuşuruz."

"Tamam."

Sen hemen oturma yerlerinin en arkasına gidip oturdun. En arkalar genelde favorin di.

"(adın) yanına oturabilir miyim?"

sen başını olumlu anlamda salladığında wonho yanına oturdu. konuşurken de sana söylemişti aslında. buraya üniversite için geldiğini ve hiç kimseyi tanımadığını.

dersleriniz bittiğinde birlikte kampüsten çıktınız. yolda birlikte yürürken senin gözlerin iyice karardı ve kendini yerde buldun.

"(ADIN)!"

wonho hemen yanına eğilip başını dizine yasladı. cebinden telefonunu çıkartıp hemen ambulansı aradı. ambulans birkaç dakika içinde geldiğinde hemen seni hastaneye kaldırdılar.

hastaneye vardığınızda seni hemen müdahale odasına aldılar. wonho ise kapıda beklemeye başladı.

"tanrım ilk defa kalbimin bu denli attığını hissettim. içimde doğan huzuru, korkuyu sen biliyorsun. lütfen onu benden alma. ilk kez hoşlandığım kızı bana nasip et."

tam bu esnada doktor odadan çıkıp 'bir şeyinin olmadığını ve akşam çıkabileceğinizi' söyledi. wonho hemen odaya girip başında bekledi.

sen gözlerini açtığında yanı başında elini tutmuş be o şekilde uyuya kalmış wonho'yu görmen ile hafif tebessüm ettin. içinden 'ne kadar iyi bir insan' diye geçirdin. o esnada uyanan wonho hemen sana baktı. senin ellerinize baktığını gördüğünde elini hemen geri çekti.

"nasılsın (adın)?"

"iyiyim merak etme."

wonho hemen ayağa kalkıp doktoru çağırdı. doktor seni son kez muayene ettikten sonra birlikte hastaneden çıktınız. evinin önüne geldiğinizde wonho ya döndün.

"bugün için teşekkürler wonho."

"rica ederim (adın). iyi geceler. kendine dikkat et."

"peki. sana da iyi geceler."

sen içeriye girdiğinde wonho hayla orada bekliyordu. senden o kadar etkilenmişti ki senden ayrılmak istemiyordu. birde bayıldığın için çok korkmuştu. sonunda kendine geldiğinde kendi evine doğru yürümeye başladığında kendi kendine mırıldandı.

"tanrım sen meseleyi biliyorsun. nasip et."


...umarım beğenirsiniz...

_-Litost-_ istek için teşekkür ederim.

...4 mayıs 2020...

Güney Kore'nin Yıldızları...[TAMAMLANDI√]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin