SF9 - ROWOON - HAYAL ET

549 35 20
                                    

Her zaman ki klasik bir güne uyandın. Rutinlerini halledip işine gitmek için arabana bindin.

Araba ile yola koyulduğunda her zaman ki müziğinide açıp yoluna devam ettin.

Tâki önüne biri çıkıp, sen ona çarpana kadar.

"Aman Allahım!"

Hızla arabandan inip çarptığın kişiye baktın. Genç bir adamdı.

"İyi misiniz? Beni duyuyor musunuz? Birisi ambulansı arasın!"

Birkaç dakika içerisinde gelen ambulans ile çarptığın adamı hastaneye kaldırırlarken sende araban ile ambulansı takip ettin.

Hastaneye vardığınızda hemen adamı muaneye aldılar. Sende kapının önünde beklemeye. Birkaç dakika sonra gelen poliselere ifadeni verdin. Tek umudun çarptığın adamın şikâyetçi olmamasıydı.

Polisler gittikten sonra odadan çıkan hemşire sana çarptığın adamın iyi olduğunu ve istersen görebileceğini söylemişti. Birde 1 hafta gözetim altında tutulacağını. Sende görmek istediğini söyledin ve odasına girdin. Yavaş adımlarla yatağa doğru ilerledin.

"Geçmiş...olsun..ben.şey özür dilerim.."

"Önemli değil. Şimdi çıkarmısın şu odadan?"

"Hayır çıkamam. Sen taburcu olana kadar başında bekleyeceğim."

"Ya kızım belamısın? Gitsene! Merak etme şikâyetçi olmayacağım. Vicdan azabı çekmene gerek yok!"

"İster ol ister olma. Hiç umurumda değil. Sen taburcu olana kadar burada duracağım."

"Öyle mi?"

"Öyle!"

................

"Hey! Hemen bırakın beni!"

Kollarına giren güvenliklere bağırıyordun ama nafileydi. Onlar seni kapıdan çıkarıyorlardı.

"Seni düşünende kabahat! Öküz!"

"Durun bi dakika!"

Güvenlikler durup hasta yatağında yatan adama döndüler. Doğal yolla sende.

"Sen az önce ne dedin!"

"'Seni düşünende kabahat öküz!' Dedim. Ne oldu zoruna mı gitti?"

"Pekâlâ bunu sen istedin. Bırakın onu. Ben çıkana kadar bana bakacak."

Güvenlikler seni bıraktığında derin bir nefes aldın.

"Ammada sıkı tutuyorsunuz he! Helal valla. Böyle güvenlik-"

"Sus artık!"

Sessiz kalıp yatağın yanındaki koltuğa oturdun.

"Keşke birde adını söyleseydin."

"Hasbin Allah! Rowoon adım. Rowoon."

"Bende (adın). Sormadın ama."

"Sus be kadın. Sus da uyuyayım."

Elinle ağzına hayali bir fermuar çektin ve kollarını göğsünde birleştirerek arkana yaslandın. Rowoon ise uykuya daldı.

...........

1 hafta boyunca işyerin ile hastanenin yolunu ezberlemiştin. Şimdi ise hastanede rowoon ile film izliyordunuz.

Bu geçen dört günde hiç eğlenmediğin kadar eğlenmiştin. Rowoon ise sana karşı ilk üç gün aynı gıcıklığını korumuştu. Fakat bugün farklı davranıyordu.

"(Adın) yanıma uzanarak izlemek istermisin?"

Sen iki büklüm koltukta yatarak izliyordun. Rowoonun bu teklifi ile hemen ayağa kalktın.

"Emin misin?"

"Gelmek için son 5 saniyen."

O saymaya başladığında sen çoktan açtığı yere yatmıştın. Filmi izlemeye devam ederken rowoon senin kokunun ne olduğunu çözmeye çalışıyordu.

Karanfil mi?

Yoksa vanilya mı?

Yada portakal çiçeği mi?

"Ay! Yazık oldu çocuğa. Körmü bu kız canım."

Başını kaldırdığında rowoon ile göz göze geldin. Kalbin küt küt atıyordu. Rowoonun kide öyle.

"Neden..böyle..oldu..ki?"

"Ne..nasıl..oldu?"

"Neden..seni..öpmek..istiyorum?"

"Bilmem."

"Galiba senden hoşlanıyorum."

"Bende."

Rowoon dudaklarına küçük bi öpücük bıraktı ve sarılarak filmi izlemeye devam ettiniz.

...Umarım beğenirsiniz...

100.bölümümüz hayırlı olsun. Ehe ehe ehe.

sumimay istek için teşekkürler.

Bol yorum bekliyorum.

İyi okumalar.

...28 nisan 2020...

Güney Kore'nin Yıldızları...[TAMAMLANDI√]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin