ATEEZ - JONGHO - HAYAL ET

726 36 70
                                    

Sabah gözlerini açtığında yanındaki bedeni uyandırmamaya çalışarak yataktan kalktın. Banyo'ya girip elini yüzünü yıkadın. Banyo'dan da çıkıp mutfağa gittin. Her sabah içtiğin detoxsunu hazırlayıp içtin. Spor yapmak için herşey hazırdı.

Bahçeye çıkıp yere pilates minderini serdin. Üzerine oturup bağdaş kurdun ve gözlerini kapatarak kendini spora odakladın.

Birkaç dakika sonra oturduğun yerden kalkıp ısınma hareketlerine başladın.

"(Adın)!"

İçeriden gelen sese cevap vermeden sporuna devam ettin. Bir süre sonra sesin sana yaklaştığını hissettin.

"(Adın) neredesin?"

Sen yine cevap vermeden devam etmeye devam ettiğinde jong-ho sana yaklaşıyordu.

Birkaç dakika jong-ho'dan ses çıkmayınca merak ederek spora ara verip arkana döndün.

Jong-ho ile göz göze geldiğinde kendini iş üzerinde yakalanmış katil gibi hissetmiştin.

"Jong-ho!."

"(Adın)!"

"Jong-ho ben..."

"Sen ne (adın)? Ben seninle daha ne kadar konuşacağım bu konu hakkında?"

Suçlulukla başını eğdin. Geçen günlerde seninle dalga geçtiler diye spora başlamıştın. Bir keresinde de bayılıp kalmıştın. O gün jong-ho spor yapmaman konusunda seninle konuşmuştu ama değişen olmamıştı.

"Jong-ho ben öz.-"

"Bu son (adın). Gerçekten bu son."

Jong-ho eve girdiğinde sende arkasından girdin.

Sessizce arkasından ilerlerken jong-ho'nun durmasıyla başını sırtına vurmuştun.

"Zaten inceciksin. Hala spor yapacağım diye uğraşıyorsun!"

Sen cevap vermeyince jong-ho odanıza çıktı. Sende salona geçip koltuğa oturdun.

"Ne aptalım ben!"

Gözünden birkaç damla aktığında jong-ho gelip hemen sana sarıldı.

"Özür dilerim (adın). Seni üzmek istememiştim. Özür dilerim sevgilim. Ağlama lütfen."

"Asıl ben özür dilerim. Söz bir daha yapmayacağım. Seni kaybedemem. Özür dilerim."

Jong-ho ile birsüre sarılı kaldıktan sonra ayrıldınız. Jong-ho akan gözyaşlarını silip alnına uzunca bir öpücük bıraktı.

"Şimdi benim işe gitmem gerek. Sende akşama şöyle güzel güzel hamur işleri yapta birlikte yiyelim. Olurmu karıcım?"

Gülerek başını salladın. Jong-ho da yanından kalkıp üzerini değiştirip evden çıktı. Sende kendini toparlayıp akşam için güzel hamur işleri yaptın.

Akşam jong-ho geldiğinde gülerek yaptıklarını yediniz.

"İşte böyle (adın). Sen hep gül. Seni üzen şeylere kafanı takma. Ben seni böyle seviyorum."

...umarım beğenirsiniz...

yine saçmaladım kusuruma bakmayın.

İstek bekliyorum. Yoksa kitabı bitireceğim.

cucukpanda bu bölüm senin için :)

...3 haziran 2020...

Güney Kore'nin Yıldızları...[TAMAMLANDI√]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin