Happy Marriage | Jenlisa

[5]

Gözlerim alev aldı uykusuzluktan ama bölüm yazıyorum işte

Jennie

Tamam, şu anda annem ile bakışıyorduk ve Lisa üstümden kalkmıyordu. Annemin şoktan çıkması uzun sürecek gibiydi. Lisa'yı itmeye çalıştığımda ne kadar güçlü olduğunu anladım, yerinden bile kıpırdamıyordu. Cenaze planlarım Lisa'nın konuşması ile bölündü.

- Bir sorun mu vardı Bayan Kim?

Annem, Lisa'nın sorusu ile kendine gelmişti ve kaşlarını çatmıştı.

- Babalarınız evlilik hakkında konuşmak istiyormuş, o yüzden hemen aşağı iniyorsunuz.

Annemin odadan çıkması ile Lisa kendini yana attı, elimi tutuyordu ve tavana bakıyordu. Bu kızı anlamak zordu ve kesinlikle beklemediğim anda beklemediğim şeyler yapıyordu. Birden kalktı ve beni de sürüklemeye başladı. Aşağı indiğimizde annemin yüzüne bile bakamadım, öyle bir durumda yanımıza gelmesi ve her şeyi görmesi hiç güzel olmamıştı. Babamın konuşması ile bir süreliğine bu düşüncelerden uzaklaşabildim.

- Evliliğiniz 2 yıl sonra, Lisa mezun olunca olacak. O zamana kadar birbirinizi tanımaya çalışın. Yanlış şeyler yapmamaya çalışın ve birbirinize olan güveninizi sarsmayın. Size güveniyoruz çocuklar.

- Bittiyse gidebilir miyiz?

- Son bir şey daha var, bugün burada kalıyoruz. Jennie, odan Lisa'nın odasının yanında. Şimdiden size iyi geceler.

Lisa sırıttı ve odasına gitmek için kalktı. Benim de uykum gelmişti, odaya gidip uyumak ve bir daha uyanmamak istiyordum. Lisa'nın peşinden gittim ve odalarımıza geldiğimizde ayrıldık. Bu konuyu onunla daha sonra konuşacaktım.

Gördüğüm 3.kâbustan sonra sıçrayarak uyandım, korkudan tek başıma uyuyamıyordum. Saate baktığımda gecenin 3'ü olduğunu gördüm. Böyle olmayacaktı, tek başıma hiçbir şekilde uykuya dalamazdım ve dalsam bile göreceğim kâbustan çekiniyordum. Ses çıkarmamaya çalışarak odamdan çıktım ve Lisa'nın odasının kapısının önüne geldim. Şu anda yanına gidebileceğim başka biri yoktu, Lisa'nın da uyuyup uyumadığını bilmiyordum. Yavaşça kapıyı açtığımda Lisa'nın telefona baktığını gördüm ve içeriye girdim. Meraklı bakışlarını üstümde durdurmuş, ne istediğimi sorgular bir biçimde bana bakıyordu. Yatağa oturduğumda iyice şaşırdığına yemin edebilirdim. Dalga geçmesinden korkarak ne olduğunu söyledim.

- Şey, kâbus gördüm de. Korktuğum için uyuyamıyorum.

Ben dalga geçmesini beklerken, anlamış bir şekilde baktı ve yatağın yanını gösterdi. Şaşkınlıkla yanına yattım ve yorganı üstüme çektim. O telefona bakmaya devam ederken, bir cesaret ile uykuya dalmaya çalıştım ve başarılı olduğumda yine bir kâbus ile uykum bölündü. Lisa'nın beni dürtmesi ile uyandığımda, aradan sadece yarım saat geçtiğini ve terden dolayı üşüdüğümü hissettim. Lisa'nın bakışlarından telaşlı olduğunu görebiliyordum.

- İyi misin?

- Evet, sadece bir kâbus gördüm. Sanırım uyumayacağım.

- Uyuyacaksın.

Ona anlamamış bir şekilde bakarken, başımı göğsüne koydu ve kollarını bana sardı. Şu anda neler olduğu konusunda gerçekten bir fikrim yoktu. Tek bildiğim şey ise kokusunun mükemmel olmasıydı. Ben de kollarımı onun beline sardığımda, memnun olmuş bir şekilde ses çıkardı ve gözlerini kapattı. Lisa'yı anlamak gerçekten zordu.

Uyandığımda Lisa'nın boynu ile karşılaşmayı beklemiyordum. İlk başta çekinsem bile, sonradan boynuna yaklaştım ve bir öpücük bıraktım. Ben uyuduğunu düşünürken, Lisa'nın sesi ile irkildim.