Happy Marriage | Jenlisa

[8]

Beklettiğim için iki bölüm atıyorum elim cidden kötü diye birkaç gün yeni bölüm atamayabilirim de

Kaos kokusu alıyorum o yüzden stream Lover

Lisa

Rose'nin elinden tutmuş ailemin evine sürüklüyordum. İkinci kez delice bir işe kalkışıyorduk, bu sefer sonunun iyi olması için dua ediyordum. Jennie'nin öğrenip öğrenmediği konusunda bir fikrim yoktu. Şu anda bunu önemsemiyordum, zaten babam istediği için ona yakındım. Gerçekten iyi hissettirdiği zamanlar olmuştu ve bana inanmasını sağlarken dediğim şeylerin bazıları doğruydu. Şimdiyse işler tersine dönmüştü, Rose ile bir oyun oynamak zorundaydık ve sonunda çok fazla kişinin canı yanacaktı. Telefonumun olmaması yüzünden ailemle yüz yüze konuşmak zorundaydım. Şimdiden son dualarımı etmeye başlamıştım bile.

Babam ve annem sorgular bir şekilde bakıyordu. Rose utancından başını eğmişti. Boğazımı temizledim ve babamın dikkatini çektim. Beni dinliyor gibi gözüküyordu.

- Önemli bir şey konuşmamız lazım.

- Seni dinliyorum, bu kızla bir ilgisi var herhalde. O yüzden soru sormayacağım.

- Benden Jennie'yi inandırmamı istediğini biliyorum, ama bazı sorunlar oldu. Ben bunu yapamam.

Rose başını kaldırmıştı ve bana şokla bakıyordu. Jennie ile gerçekten bir şeyler yaşadığımı düşünüyor olmalıydı. Tepkisi babamın da dikkatini çekmişti.

- Yani?

- Bu gördüğün kız Rose, büyük ihtimalle geldiğinde karşılaşmadınız. Ben onunla evlenmek istiyorum.

- Buna izin vereceğimi mi düşündün? Kim ailesine sözümüz var, bunu unutma.

- Madem izin vermiyorsun, benim gibi bir kızın olduğunu unutabilirsin. Kim ailesi biricik kızını başkası ile evlendirsin.

Ayağa kalktım ve Rose'nin elinden tutarak dışarıya sürükledim. Kalacak bir yer bulmalıydık. Halletmem gereken tonla iş ve oynamam gereken bir oyun vardı. Oyunlardan nefret ederdim. Sahile geldiğimizde Rose durdu ve beni kendine çevirdi. Sinirli gözüküyordu.

- Bu da neydi şimdi? Jennie'ye oyun mu oynuyordun?

- İşime karışma ve konumuza odaklan. Konumuz Jennie'ye dediğim şeyler değil.

- Konumuz tam olarak bu. Benden daha şerefsizmişsin. Bu bana kendimi iyi hissettirdi, benden daha pislik kişiler olduğunu görebiliyorum şu anda.

- Bana laf sokmak yerine yardımcı ol. Bu işe ikimiz birden bulaştık, ikimiz birden çıkacağız.

Öfkeyle başını salladı ve benim dışımda her yere bakmaya başladı. Rose ile bu işi nasıl yapacağımı düşünürken, Rose büyümüş gözleri ile beni dürtmeye başladı.

- Lisa, Lisa çabuk şuraya bak. Onlar Jisoo ve Jennie değil mi?

Arkamı döndüm ve bakışlarımı oraya sabitledim. İkisi bu saatte ne halt yiyordu? Rose kolumu tuttu ve beni uzaklaştırmaya çalıştı.

- Lütfen gidelim, onlarla konuşmak veya yakın durmak istemiyorum. Utanıyorum ve ortadan kaybolmak istiyorum.

Rose'nin telaşı benim de paniklememe neden oluyordu. Dediğini dinledim ve oradan uzaklaştık. Gitmeden önce Jennie'nin Jisoo'yu öptüğünü gördüğüme yemin edebilirdim. Sanırım çoktan cezamı çekmeye başlamıştım.

Jisoo

Jennie ile konuştuktan sonra buluşmaya karar verdik. Sahile geldiğimde orada olduğunu gördüm ve yanına gittim. Sinirli ve halsiz gözüküyordu. Hakkında bildiğim tek şey tek gecelik ilişkileri olmasıydı. Bir şeylerin sonunu düşünen biri değildi, Lisa ile çok benziyorlardı ve hızlı kaynaşmalarının sebebi bu olmalıydı. Her ne kadar içim yansa bile, geçmiş geçmişte kalmalıydı ve bu yüzden sevdiğim kızı affetmeye hazırdım. Lisa ile de çok fazla şey yaşamıştık, onun ne kadar hassas ve içine kapanık biri olduğunu biliyordum. Kendine bir şey yapmasından korkuyordum. Evden kovarken ağır konuşmuş, eski olaylardan ona vurmuştum. Sanırım en pislik ve adi kişi bendim. Jennie'nin koluma dokunması ile ona baktım, bana sorgulayan gözlerle bakıyordu.