Böyle bir kitabım mı varmış
Lisa
Kış.
En sevdiğim mevsime giriş yapmıştık, bunu havadan da anlayabiliyordunuz. Yalancı havası çoktan olduğum yere çökmüştü. Havası tıpkı insanlar gibiydi, görünüşüne kanmamanız gerekiyordu. Güneş ışınları çıplak kalmış ağaç dallarını bile delip geçerken, sıcacık yatağınızdan çıkıp pencereyi açtığınızda gerçek ile yüzleşiyordunuz. Soğuk hava yüzünüze vururken ve siz görünüşüne aldandığınız havaya bakarken, hava bize tek bir şeyi öğretiyordu.
Görünüşe asla aldanmayın.
Aldatıcı kışın bir gününde uyanmış, dökülen yaprakları ayaklarımın altında çiğneyerek yürüyordum. Evde tek başına bıraktığım ve gittiğimden habersiz olan Jennie, bu havada dışarı çıktığım için büyük ihtimalle bana kızacaktı. Ama bunun bir önemi yoktu. O uyanmadan önce eve dönerdim, daha doğrusu tahminlerim o yöndeydi. Aksi takdirde eve dönerken mezar taşımı da götürmem gerekirdi. Olduğum ana odaklanıp havadan farkı olmayan bedene, yani bir ağacın altında dikilen Yiren'e baktım. Onunla buluşmam Jennie açısından uygun değildi. Yiren, Jennie ile yaşadığı ufak diyaloğu kelimesi kelimesine anlatmıştı. Jennie'nin Yiren'den nefret ettiğini anlamak da hiç zor olmamıştı. Soğuk hava ufak esintilerle yüzüme çarparken, Yiren'in karşısına dikildim ve yapraklara eziyet çektirmeyi kısa süreliğine bıraktım. Beni gördüğünde gülümsedi ve samimi bir ses tonunu kullandı.
- Sonunda gelebildin Lalisa, Jennie'nin seni eve kapattığını düşünüyordum.
- Ne diyeceksen de artık. Konumuz Jennie ile olan ilişkim değil, onunla yaşadıklarım seni ilgilendirmez.
- Sakin ol, sadece gördüğümü söylüyordum. Sana zarar verdiğinin farkında değil herhalde.
- Asıl konuya döner misin?
- Beni dinlememezlikten geliyorsun, nasıl anlatabilirim ki?
- Bahsettiğin konu düzgün olursa, çok güzel bir şekilde anlatırsın.
Oflayarak ellerini ceplerine soktu, bunu yaparken ağzından bir buhar çıkmıştı. Kış mevsiminin bir özelliği de buydu, size başka canlıların varlığını gösterirdi. Birinin nefes alıp almadığını anlamak hiç zor olmazdı. Ama bunda da sizi yanıltırdı, çünkü benim gibi ölüler de vardı ve nefes alıyor olmamız bir şeyi değiştirmiyordu. Sanki dediklerime alınmış gibi titrememe sebep olan hava, beni gerçekliğe de döndürmüştü. Yiren hâlâ daha suratıma bakıyordu ve konuya odaklanmamı bekliyordu. Ben de ona baktığımda rahatlamış gibi gözüktü.
- Dünyaya döndüğüne göre artık konuşabiliriz. Jennie'nin babası sürekli sizi takip ediyor, herifin sizi nereden bulduğunu da bilmiyorum. Ama tehlikede olduğunuzu söyleyebilirim.
- Aklımda bir şey var aslında, ama o kişi ile aramda geçenler işleri karıştırıyor. Jennie de duyarsa hoşuna gitmeyebilir.
- Kimden bahsediyorsun?
- Mino, babamın en sadık adamlarından biriydi ve beni vurmakta tereddüt etmeyecek kadar sadıktı.
- Bu durumda ona nasıl güvenebilirsin ki?
Yiren'in suratına boş bir ifade ile baktım, zamanında aramızda bir şeyler varken ona bunları anlatmıştım. Şimdi neden bunu soruyordu? Mino beni vurmuş olabilirdi, bunu yapması anılarımızı silmiyordu. Cevap vermediğim için kaşlarını çattı ve omzuma hafifçe vurdu.
- Cevap ver artık.
- Küçükken beraber büyüdük Yiren, sana bunu anlatmıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/212374610-288-k862836.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Happy Marriage | Jenlisa
FanfictionKitaplarımı çok sorgulamayın kapağı bile rastgele seçen bir insanım ben hiçbir şeye dikkat etmiyorum Jennie ve Lisa'nın ultra mutlu bir evlilikleri olacağına inanarak okuyun o zaman daha çok sövüyorsunuz