Rose beni evlatlık alsana
Yorgunluktan ölüyor olmama rağmen sürünerek bu bölümü yazıyorum
- Niye sinirlisin sen?
Sınıfa girmemle Seulgi'nin bana bir soru yöneltmesi bir olmuştu, şaşırdığım pek söylenemezdi. Hızlıca onun yanına gidip oturdum ve sinirle soludum.
- Lisa'yı öldürmek istiyorum, ama en çok ailemi.
Seulgi bana boş boş bakmaya devam etti, şu anda neler olduğu hakkında bir fikri yoktu ve bu tepkisi çok normaldi.
- Lisa şu yeni gelen kız sanırım, ondan ve ailenden ne istiyorsun? Ayrıca seni niye çağırmış?
- Seulgi, bu anlattıklarımı birine söylersen seni de öldürürüm.
- Sakin ol ve dökül artık.
Derin bir nefes aldım ve umutsuzca Seulgi'ye baktım. Ne halt yiyeceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu, anlattığım şeyin de bir şekilde yayılacağını biliyordum.
- Sevgili ailem ve Lisa'nın sevgili ailesi dostmuş ve bil bakalım ne yapmışlar?
- Kardeş mi oluyorsunuz yoksa? Lisa'yı bana ayarlasana.
- Siktir git Seulgi, biraz ciddi ol ve beni dinle. Biz doğmadan önce şirketimiz küçükmüş, o dönemde Lisa'nın ailesi yükselişteymiş ve babalarımız çocukluk arkadaşıymış. Lisa'nın ailesi bize yardım etmiş ve kısa sürede neredeyse aynı konuma gelmişler. Hisseleri paylaşma kararı almışlar ve sevgili babalarımız dahiyane fikirlerini ortaya atmışlar.
- Ne yani, şimdi Lisa'ya falan mı borçlusun?
Yüzümü buruşturdum ve Seulgi'ye sinirli bir bakış attım. İyi biriydi ama salaklığı da tutuyordu bazen. Lafımı kesmesi de ayrı bir olaydı.
- Seulgi biraz daha lafımı kesmeye devam edersen, bu sefer sikilen sen olursun ve acımasız biri olduğumu söylememe gerek yoktur herhalde. Yakın arkadaşınla bu şekilde bir etkileşimde bulunmak istemezsin, değil mi?
Kafasını salladı ve dikkatli bir şekilde beni dinlemeye başladı. Böylesi daha iyiydi, en azından ona katlanabiliyordum. Asıl sorun bunu Rose öğrendikten sonra olacaktı. O meraklı sincap beni kesinlikle rahat bırakmazdı.
- İleride ilk çocuklarının evlenmesine, bunda da cinsiyetin önemsiz olduğuna karar vermişler.
Seulgi birden çığlık attı ve dehşetle bana bakmaya başladı. Ona ters bir bakış attığımda, özür diler şekilde ellerini birleştirdi ve yeniden dinlemeye başladı.
- Sadece şaşırdım, devam et Jennie.
- İkisinin de tek çocuğu olduğu için, bunda bir sorun yaşamayacaklarını ve bizim tanışmamıza karar verdiklerini söylemişler. Daha doğrusu Lisa bunu babasını dinlerken öğrenmiş, az önce de teyit ettim ve gerçekten sinirliyim. Ailemin böyle bir şey yaptığına inanamıyorum!
Bağırdığım için elimle ağzımı kapattım ve başkasının olup olmadığını kontrol ettim. Daha anlatacaklarım bitmemişti. Seulgi de durum değerlendirmesi yapıyordu.
- Şimdi sen o taşla evleniyorsun ve bu yüzden sinirlisin, öyle mi? Jennie sen aklını mı kaçırdın?
- Daha her şeyi anlatmadım Seulgi. Ben de öyle bir taşla birlikte olmak isterim, ama evlilik çok ayrı bir boyut.
- Bir şey değişmiyor, hayatım boyunca öyle bir taşla olmak beni mutlu ederdi. Diğer sürtüklerin canı cehenneme.
- İlk başta ben de böyle düşündüm. Hatta Lisa'yı sıkıştırdım ve neredeyse öpecektim. Ama lanet olası kız hızlı çıktı, beni duvarla arasına alıp tahrik ettikten sonra hiçbir şey olmamış gibi sırıttı. Ayrıca bana "Elinle sana mutluluklar." dedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Happy Marriage | Jenlisa
FanfictionKitaplarımı çok sorgulamayın kapağı bile rastgele seçen bir insanım ben hiçbir şeye dikkat etmiyorum Jennie ve Lisa'nın ultra mutlu bir evlilikleri olacağına inanarak okuyun o zaman daha çok sövüyorsunuz