2 yıl sonra
Lisa
Yarın Kore'ye geri dönecektim. 2 yılda planlarımızı yapmış, bütün şeyleri gözden geçirmiş ve kısa sürede her şeyi bitirmiştik. Bu iş sandığımızdan da tehlikeli olacaktı. Jiyong her ne kadar bize destek olsa bile, babamın direkt çekileceğini zannetmiyordum. Planımız işe yararsa Kim ailesi kurtulacaktı. Benim de istediğim buydu zaten, babamla olan kavgama bir süre sonra yalnız başıma devam edecektim. Benim haricimde kimse zarar görmemeliydi.
Wendy ve Yeri Kore'deki evde kalırken, Rose ve ben Japonya'da takılıyorduk. Tayland'a gitmek riskli olduğu için buraya gelmiştik. Joy ise Jennie'nin etrafında kalmaya devam ediyordu. Evet, yanlış duymadınız. Joy'u onun yanına gönderdik ve korumasını istedik. Jennie'nin güvenini kazanarak onun etrafında olmayı da başardı. Şimdi ondan bilgi de alıyorduk.
Yatağımda uzanırken içeriye Rose girdi ve yüzünü buruşturdu. Ters yattığım için olabilirdi, Rose genelde huylarımdan yakınırdı zaten. Yanıma oturdu ve suratıma bakmaya başladı. Bir şey söylemek istiyordu. Kafamı kaldırdım ve gözlerimi kısarak ona baktım.
- Yarın ne olacak?
- Ortaya çıkacağım. Babam zaten bu günü bekliyordur, Jennie ile evlenip onu koruma altına almam lazım. Sadece babam ve o bunu anlaşma için yaptığımı düşünecek.
- İnanacaklar mı sence? Gitmeden önce ikimizin evleneceğini söyledin, Jennie bunu biliyorsa sana asla güvenmez.
- Bilmiyordur, babam hiçbir şey söylememiştir hatta. Gidince hangi yalanları sıraladığını göreceğiz.
İç çekti ve gözlerini yumdu. Başka bir şey daha söylemek istiyordu. Neden bu kadar çekingen ve lafı dolandıran biri olduğunu anlamıyordum.
- Ne söyleyeceksen söyle artık.
- Bu evde aşağı inen bir yer var, oraya hiç baktın mı?
- Hayır, varlığını bile senden öğreniyorum. Ne olmuş oraya?
- Garip bir şekilde kilitli ve anahtarı yok. Jiyong bize bu evi veren kişi olduğu için içeride bir ceset olduğuna bile inanırım.
- Gidelim ve bakalım o zaman. Bir şey olduğunu zannetmiyorum.
İkimiz de yerimizden kalktık ve dediği yere gittik. Kilit paslı duruyordu, bunu kırabileceğimizi düşünüyordum. Elime aldığım bir levye ile kilide vurmaya başladım. Beni şaşırtmayarak birkaç vuruşa kırıldı, artık içeri girebilecektik. Kapısını açtığımda aşağının zifiri karanlık olduğunu gördüm. Oraya girmek istemiyordum.
- Girmesek mi?
- Fikrini değiştiren ne? Aşağıda hayaletler falan yok.
- Benim için var ama.
- Ne? Bodrum katlarından falan mı korkuyorsun?
- Bodrum katlarından değil, karanlıktan korkuyorum. Ayrıca bodrum katları benim için hoş anılara sahip değil.
Rose düşünceli bir hâl aldı ve sorgular biçimde bakmaya başladı. Karanlıktan neden korktuğumu bilmiyordu. Ona hiçbir zaman anlatmamıştım, kimseye de anlatmayı düşünmüyordum. Sadece Joy'a talimat vermiştim, Jennie'nin yanında olamadığım için ona beni anlatmasını istemiştim. Bu karanlık olayı dahil her şeyi anlatacaktı. Rose koluma dokununca ona baktım.
- Cidden karanlık seni tedirgin ediyorsa, burada bekle ve ben aşağı ineyim. Ne olduğunu merak ediyorum.
- Yardıma ihtiyacın olursa ne olacak?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Happy Marriage | Jenlisa
Fiksi PenggemarKitaplarımı çok sorgulamayın kapağı bile rastgele seçen bir insanım ben hiçbir şeye dikkat etmiyorum Jennie ve Lisa'nın ultra mutlu bir evlilikleri olacağına inanarak okuyun o zaman daha çok sövüyorsunuz