[18]

882 67 52
                                        

Mutlu günler yakın dostlarım

Kaosa hayır soft bölümlere evet :D

Lisa

Başımdaki ağrı inanılmazdı, gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk şey kanlar içinde yatan Jiyong ve birkaç adamı olmuştu. Sanırım odadaki canlı kalan tek kişi bendim. Nefes alıp verişlerim hızlanmıştı ve bu gerçeğe karşı bir çığlık atmak istemiştim. İçeriye giren o herif ile bu isteğimi bastırdım. Sırıtarak bana yaklaştı, nefesini boynumda hissedebiliyordum ve aşırı rahatsız ediciydi.

- Resim yapabildiğini duydum, senden bir şeyler çizmeni istesem yapar mısun?

Ne? Psikopat herif iyice kafayı sıyırmış olmalıydı, Jennie gerçekten bunları bilseydi yıkılırdı herhalde. Bir dakika, ben ne kadar süredir buradaydım?

- Bir şartla.

- Pazarlık yapabilecek bir konumda değilsin, ama şartını duymak isterim.

- Kaç gündür buradayım?

- 1 haftadır buradasın küçük hanım. Bunu bilmemen çok normal, seni defalarca bayılttık ve büyük ihtimalle hiçbir şey hatırlamıyorsun. Şartını yerine getirdim ve şimdi isteğime geldik.

En fazla ev çizmemi falan isterdi herhalde, odadaki ölü bedenler beni çok geriyordu. Özellikle Jiyong'un bedeni bende çığlık atma isteği doğuruyordu. Gözlerimi onun bedeninden çektim ve Jennie'nin babasına diktim.

- Seni dinliyorum.

- Sabırlı ol ve bekle.

Kapıyı açtı ve bir işaret yaptı, iki tane adam resim çizebilmem için gereken malzemeleri getirdiler. Olduğumuz yeri incelemeye başladım, kan kırmızı duvarları ve yine aynı renkteki eşyaları ile yerdeki bedenler buraya aitmiş gibi gözüküyordu. Beni rahatsız hissettiren başka bir şey vardı. Adamlar malzemeleri bırakıp çıktı ve Jennie'nin babası bana seslendi. Ona döndüm ve onu dinlemeye başladım.

- Malzemeler bunlar, şimdi senden çizmeni istediklerime gelelim. Duvarlar sence de boş değil mi? Biraz tablolarla dolduralım.

- Psikopat bir herifin tekisin, uzatma ve ne istediğini söyle.

- Bu kadar agresif olma ve şu elimdeki fotoğraflara bak.

Gösterdiği fotoğraflarla baygınlık geçirecek gibi hissetmiştim, Jiyong'u öldürdüğü ana kadar türlü türlü fotoğraflarını çekmiş ve şimdi benden bunları çizmemi istiyordu. Çığlık atmamak için dişlerimi sıkıyordum. Bu adama istediğini vermeyecektim, beni böyle korkutamazdı. Beni tuvallerle ve cesetlerle bıraktığında gözümden bir yaş düştü. Şu anda tek istediğim şey buradan çıkmak ve her şeyi unutmak için Jennie'ye sarılmaktı. Fırçayı elime aldığımda yine tek başıma savaşımı başlatmıştım.

Jisoo

- Delirmek üzereyim, bu fotoğrafları kim atıyor ve Lisa'yı nerede tutuyorlar?

Sesim çok yüksek çıktığında Wendy ve Irene bana döndü. Joy ve Rose hâlâ daha evi bulmaya çalışıyorlardı, 1 haftadır hiçbir şekilde bir başarıya ulaşamamıştık. Sinirle masaya bir tane geçirdim ve kendimi koltuğa bıraktım. Rose olduğu yerden kalkıp yanıma geldi, bana sarıldığında biraz sakinleşmiştim.

- Onu bulacağız Jisoo, Lisa'yı tanıyorsun ve ne kadar inatçı olduğunu da biliyorsun. Onu tutan kişinin elinden bir şekilde kurtulacaktır.

- Umarım öyle olur. Lisa'nın uzun süre kapalı alanda kalma ve karanlık ile sıkıntıları var, orada kaldığı sürede delirmesinden korkuyorum. Hiçbir şey yapmamaları bile onun için tehlikeli yani.

Happy Marriage | JenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin