[16]

906 71 26
                                        

Azıcık kaos mu katsam acaba

Ortalığı karıştırmaya geldim

Lisa

Jisoo ve Rose'nin ısrarları üzerine bara gidiyorduk. Yaram daha iyileşmediği için çok acıyordu, yürürken cehennem ateşi karnımda can buluyor gibiydi. Buna rağmen beni zorla dışarı çıkarmışlardı ve sürükleyerek şık, modern ve beyaz ağırlıklı bir bara getirdiler. Jisoo ve Rose bir yere otururken ben de peşlerinden geldim ve yavaşça yanlarına oturdum. Joy'un uyarılarını dikkate alarak dikişlerimi zorlamamaya çalışıyordum. Bir anda Jisoo bana döndü ve bir yeri işaret ederek gözlerini büyüttü.

- Jennie burada desem ne yaparsın?

Jisoo'nun işaret ettiği yere baktım ve Mia ile gülüşen Jennie'yi gördüm. Yakınlardı ve Seulgi'nin dediği gibi sevgililerdi sanırım. Kalbimin acısını görmezden geldim, şu anda bunu ne ona ne de kendime yapabilirdim. Hayatını yaşamasına izin vermeli ve onu beladan kurtarmalıydım. Jisoo'ya döndüm, acı gülümsememi sunduğumda kaşlarını kaldırdı ve elime uzandı.

- Hiçbir şey yapmam abla, benim için bir şey ifade etmiyor artık. Onu rahat bırakmalıyım.

- Lisa... Kendine acı çektirmekten vazgeç artık, bunlar bitince onu geri kazanacaksın. Bunu biliyorsundur umarım.

- Öyle bir amacım yok.

- Ne demek yok?

- Yok işte, onu kendi haline bırakacağım ve ölmesem bile hayatından tamamen çıkacağım.

Ablam olmasına rağmen ona Jisoo demek istiyordum, bana eski günleri ve mutlu anılarımızı hatırlatıyordu. Sadece tepkisinden korktuğum için abla diyordum. Derin bir nefes alıp Rose'ye döndü ve onunla muhabbet etmeye başladı. Ben de arada bir Jennie'ye bakarken gözüme biri çarptı. Gerçekten o burada olamazdı, değil mi? Jisoo'nun kolunu dürttüm ve baktığım yere bakmasını sağladım. Jisoo bir küfür savurarak ayağa kalktı.

- Bu aptalın burada ne işi var? Her şeyi berbat edecek.

- Yiren ve Mia nereden tanışıyorlar?

Jisoo kafasını salladı ve beni de Yiren'in yanına sürükledi. Mia'nın şaşkın bakışlarını ve Jennie'nin nefretini üstümde hissedebiliyordum, şu anda umrumda bile değillerdi. Jisoo Mia ve Jennie'yi uzaklaştırırken, Yiren'in kolundan tuttum ve dişlerimi sıkarak konuştum.

- Ne halt ediyorsun burada?

- Asıl sen ne halt ediyorsun? Ben buraya arkadaşım ile buluşmaya geldim.

- Mia mı arkadaşın cidden?

- Onu nereden tanıyorsun?

- Cevabını Mia verir sana, kaybol şimdi.

- Saçmalama Lalisa, eğer gidersem tüm sırlarını dökerim. Bundan çekinmeyeceğimi biliyorsun.

- Neyi dökeceksin Yiren?

- Sen bir katilsin, kardeşinin ölümüne neden oldun.

- Ne? Sen bunu k-kimden öğrendin?

- Baban ile o kadının çocuğunun olmasını kendine yediremedin, değil mi? İtiraf et artık.

Sinirle Yiren'i tuttuğum kolundan sürükleyerek dışarı çıkardım. Şu anda kimin ne düşündüğü umrumda değildi. Sinirimi bozuyordu ve açılmaması gereken bir konuyu açıyordu. Durduğumuzda onu duvara ittirdim, sırtını vurduğu için yüzünü buruşturdu ve bana öfkeyle baktı.

Happy Marriage | JenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin