Happy Marriage | Jenlisa

[12]

Ben bunlara fazla rahatlık verdim

Sabah sabah Highway To Hell dinlerken bölüm yazmayan da ne bileyim ileride gerçekleşecek kaosun sorumlusu tamamen şarkı

Lisa

Uyandığımda Jennie'nin kafasını göğüslerimin arasında bulmuştum, ayrıca bir eli belimde ve diğeri bacak aramdaydı. Onu uyandırmadan elini çektim ve kafasını düzelttim. Yoksa kötü şeyler olacaktı. Kıpırdanmaya başlayınca yanağına bir öpücük bıraktım ve gülümsedim. Gözlerini açtığında gülümsememe karşılık verdi ve birden üstüme çıktı. Kalp atışlarım hızlanmıştı, ne yapacağını kestirmek zor oluyordu ve az sonra kendimi uke olarak da bulabilirdim. Yutkunduğumda gülümsedi, dudaklarını dudaklarıma sürtüp geri çekildi.

- Günaydın Manoban, her sabah böyle uyanmaya alış.

- Sanırım alışamayacağım. Çünkü kalp krizi geçirmek üzereyim ve kalbim bunları kaldırmıyor.

Sırıttı ve tam ağzını açacakken onu yana yatırdım. Üstüne çıktığımda artık sırıtmıyordu, büyük bir arzu ile dudaklarıma bakıyordu ve kendini bana bastırıyordu.

- Ayrıca sana da günaydın Jennie, sen de her sabah böyle uyanmaya alış.

Üstünden kalktım ve pantolonuma baktım. Giymek istemiyordum, zaten Jennie'den başkası yoktu. Ben aşağı inerken arkama baktığına emindim. Evde resmen sapık vardı ve kendimi güvenceye almak gibi bir düşüncem yoktu. Jennie de aşağı indiğinde gülümsedim, mutfağı işaret etti ve yanına gelmemi bekledi. Mutfağa girdiğimizde en azından kemirebileceğimiz bir şeyler aradı. Umutsuz bir şekilde dudaklarını büzdü ve kapının çalması ile bir küfür savurdu.

- Sakin ol Jennie, gelen kimse kovarız olur biter.

- Altında iç çamaşırından başka bir şey yok ve sen sakin ol diyorsun.

- Merak etme, tamamen seninim ve bakanlara istediğini yapmakta özgürsün.

Dil çıkardı ve kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında ise içeri giren Seulgi ve Momo ile yüzümü buruşturdum, tezgaha oturup konuşulanları dinlemeye karar verdim. Jennie bugün Seulgi'yi öldürecekti galiba.

- Niye geldiniz siz yine? Telefon diye bir şeyin icadından haberiniz var mı?

- Sabah sabah ne bu sinir? Alt tarafı kahvaltı yapmaya geldik, seni yemek derdinden kurtardık ve yanımızda bir şeyler getirdik.

- Seulgi, benim yemek istediğim şeyler arasında yiyecek diye bir şey yok. Siktirin gidin artık, ağız tadıyla sevişemiyoruz da siktiğimin evinde.

Jennie'nin dedikleri ile kaşlarımı kaldırdım, bu kıza bir cesaret gelmişti herhalde. Seulgi'nin güldüğünü duydum ve tekrardan onlara odaklandım.

- Güldürme beni, Lisa ile ilk günden aynı evde mi yaşadın cidden?

- Dün Momo'yu nerenle dinledin sen?

- Ben onu şaka sanıyordum.

Sesler kesildi ve Jennie'nin mutfağa girmesi ile ona sırıttım. Tezgahta oturduğumu görünce gülümsedi, arkasından gelen Seulgi ve Momo'yu tamamen unutmuş gibiydi. Momo bize şokla bakarken, Seulgi bir çığlık attı ve gözlerini kocaman açtı.

- Bu cidden kızı sikecekmiş, iki dakika durun da gözlerimizi kapatalım bari.

- Siktir git Seulgi, beni ve nişanlımı rahat bırak.