Happy Marriage | Jenlisa

[6]

Uykum var

- Vampirlerle alakan olabilir mi? Boynuma yaptığına bak.

Aynada kendime bakarken, Lisa'nın gülümsemesini yakaladım. Okula gideceğimiz için bunu bir şekilde kapatmalıydım. Lisa kalktı ve yanıma gelerek başını omzuma koydu.

- Kapatıcı falan kullan. İzlerim sende çok güzel duruyor, ama okuldakiler saçma şeyler derler şimdi.

Geri çekildi ve telefonunu alarak odadan çıktı. Bir an önce bu izlerden kurtulmalıydım. Yakın bir zamanda da Lisa'dan intikamımı almayı düşünüyordum.

Aşağı indiğimde annem ile karşılaştım, bana sorgulayan gözlerle bakıyordu. Seulgi veya Rose ona bir şey anlatmış olabilirdi.

- Sana da günaydın anne.

- Arkadaşların terasta seni bekliyor, yemeğini de oraya gönderdim.

- Lisa?

- Onun işi varmış.

Sabah sabah ne işi olabilirdi ki, sinirle soludum ve yukarı çıktım. Terasta oturan arkadaşlarımı görünce sahte bir gülümseme ile onlara baktım. Seulgi sırıtırken, Rose hâlâ daha mahçup bir şekilde bakıyordu. Yanlarına geldiğimde bir sandalye çektim ve oturdum.

- Sabah sabah ne diye buraya geldiniz?

- Söyledik ya Jennie.

Seulgi anlamamazlıktan geliyordu herhalde, yüzümü ekşittim ve ona baktım.

- Lisa'nın odasına ne diye geldiniz? Asıl soru bu Seulgi, senden anlamanı da beklemezdim zaten.

- Annen dün olanları söyledi. Açıkçası şaşırdım, çok hızlısınız herhalde.

- Öyleyizdir.

- Ne yani, şimdi sevgili misiniz? Daha dün evleneceksin diye şikayet ediyordun.

- Sevgili değiliz Seulgi.

Seulgi yüzünü buruşturdu ve arkasına yaslandı. Rose bizi dinliyor gibi durmuyordu, onun da ifadesini sonra alacaktım. Hızlıca yemekleri ağzıma tıkarken, Seulgi'nin konuşmasıyla ona döndüm.

- Tek gece olayından bıkmadın mı? Gerçi bazı şeyler duydum, ama doğruluğunu bilmiyorum.

- Bıkmadım ve ne duydun?

- Lisa da senin gibi hızlılardanmış, o da tek gececi tiplerden.

- Harika, mükemmel bir çift olacağız.

Alayla söylediğim şey yüzünden Seulgi gülümsedi, uzanıp patateslerden birini ağzına attı ve bana bakmaya başladı. Yemeğimi bitirmemi bekliyordu ve gerçekten geç kalıyorduk. Biraz daha hızlanmalıydım.

Okula geldiğimizde Rose'yi kenara çektim, bir sıkıntısı vardı ve söylemiyordu. Etrafı kontrol ettikten sonra ona döndüm.

- Neler oluyor?

- Jisoo'ya yazdım ve henüz görmedi. Vereceği cevaptan korkuyorum.

- Merak etme Rose, seni kıracağını hiç zannetmiyorum.

Sıkıntıyla başını salladı ve yürümeye başladı. Sınıfına geldiğimizde gözlerim Lisa'yı aradı, yine defterine bir şeyler karalıyordu ve etrafında da aç köpek sürüsü toplanmıştı. Adımlarımı hızlandırdım ve yanına oturdum.

- Günaydın.

Kafasını kaldırıp baktı ve gülümsedi. Diğerleri buna şaşırmış gibiydi. Onlara ters bir bakış attım ve dağılmalarını sağladım. Lisa'ya gözlerini diktikleri için onları defetmem lazımdı.