FİNALE DOĞRU ADIM ADIM İLERLİYORUZ... ARTIK KOCA BİR SERİNİN SONUNA GELMEK ÜZEREYİZ... İNANIN Kİ BU YÜZDEN ÇOK MUTLUYUM... BU ZAMANA KADAR YAZDIĞIM EN UZUN SERİ OLDU BU... YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... EMEĞE SAYGI BOL KEYİFLER...
Bir erkeğin en büyük zaafı her zaman bir kadın olmuştur. Onu koruma içgüdüsü o kadar yoğundu ki Jose kıpırdamamakta çok zorlanıyordu. Her ikisi de ellerini iki yanında havaya kaldırmışlardı. Silahı kol askısındaydı ama eğer hamle yaparsa Henry ya onu ya da Favian'ı vururdu.
Hayır, kendisine zarar vermezdi. Sonny onu ne olursa olsun sağ isterdi. Bu durumda da en büyük korkusu ortaya çıkıyordu. Favian'ın zarar görme olasılığı çok yüksekti.
Başını çevirip kadına baktı. Oldukça sakin görünüyordu. Gerçekten öyle olduğunu umut ederdi. Aksi halde çok ciddi bir sorun olaabilirdi. Bakışlarını Henry'e çevirdi. "Anladığım kadarıyla bir polisin yapmaması gereken her şeyi yapmaktan keyif alıyorsun" dedi başını iki yana sallayarak. "Sen bir sürü çocuğun hayallerini mahvediyorsun"
Buna karşılık Henry güldü. "Babasının parası içinde yüzen çocuğa da bakın hele" dedi "Harçlık versin diye ablalarının ayaklarına kapanıyor musun? Ben paramı çalışarak kazanıyorum. Yaptığım her şey için uğraşmam gerekti."
Hiç şüphesiz ki para konusunda hiçbir zaman zorluk çekmemişti. Annesinin hesabında her daim yüklü miktarda para olurdu. Sonrasında onun ufak mirası Jose'ye kalmıştı. Bütün parayı bir zamanlar Summer ile yaşayacaklarına inandıkları Lane'deki o evi almak için kullanmıştı.
Sonrasında ise bu dev krallığın gerçek sahibi olduğunu söyleyenler krallığını kötü cadılardan kurtarmak için ona gereken desteği vermişlerdi. Eh, ablaları da kardeşlerinin ceplerinin boş gezmesine izin vermezlerdi. Her şekilde Henry gibi çalışmak zorunda kalmadığı doğruydu.
Bundan hiçbir zaman hoşlanmamıştı ancak hiç kendi hayatını yaşayack vakti de olmamıştı. Omuzlarını silkti hafifçe. "Eminim üst katta ki esrar bahçesi için çok emek dökmüşsündür." Jose'nin şansı olsaydı bile bununla zaman geçirmezdi.
Adamın yüzü karardı. Belli ki evinin araştırılmasından hoşlanmamıştı. İçeri doğru girdi. Silahı özellikle Jose'ye doğru tutuyordu ancak Favian'a doğru yürüyordu. "Seong'u bitireceğiz" dedi en sonunda. "Sürtük ablalarının etkin olduğu her noktayı kendi elimize alacağız. Sonny bu ülkede yaşayan bir Cross bırakmama konusunda kararlı"
O biraz zordu. Jose ölse bile Alexandra savaşı bırakmazdı ve onları yok edene kadar bütün gücüyle saldırmaya devam ederdi. Milagros, bir yolunu bulurdu. Sonuçta her zaman zirvede olmanın bir yolunu bulmuştu. Raven için de endişelenmeye gerek yoktu. Onun acımasızlığı söz konusu olduğunda karşısında kimsenin durabileceğini sanmıyordu.
Ablaları için endişelenmesine gerek yoktu. Asıl endişelenmesi gereken kişi Favian'dı. "Şimdi ne olacak?" dedi en sonunda. "Bizi yakaladın. Ne yapacaksın? Sonny'nin gelmesini mi bekleyeceksin yoksa bizi ona mı götüreceksin?"
Henry, yerdeki kadının kolunu tutup sertçe ayağa kaldırdı ve kendisine kalkan yapacak şekilde önünde tuttu. Bir kolunu onun beline sarıp kadını sertçe kendisine bastırdı. "Önemli olan sensin" derken hoşnut bakışları Favian'da gezindi. "Sonny'nin adamları gelene kadar bende kadınla biraz eğlenebilirim"
Yumrukları iki yanında yumruk oldu. Anlamadığı şeyse Favian'ın nasıl bu kadar sakin olduğuydu. Şimdiden çığlıklar atarak çırpınıyor olmalıydı ancak o hiçbir şey yapmıyordu. Gözleri onun gözleriyle buluştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CROSS KARDEŞLER 4. KİTAP- MÖSYÖ HAZEL
ActionCROSS KARDEŞLER SERİSİ SON KİTABI. JOSE ESTRADA'NIN HİKAYESİ