FİNALE ADIM ADIM... YAZARKEN AĞLADIĞIMI KABUL EDİYORUM... AÇIKÇASI BU SERİYİ YAZMAK BÜYÜK KEYİFTİ... YAZDIĞIM EN UZUN VE TEK FANTASTİK OLMAYAN SERİM OLDU... MÖSYÖ HAZEL'DE YAŞADIĞIM SIKINTILARLA SİZLERİ DE BEKLETTİĞİM İÇİN ÖZÜR DİLERİM TEKRARDAN... CROSS AİLESİ İLE VEDALAŞMAYA HAZIR OLUN... SON İKİ ADIM... BOL KEYİFLER... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... İYİ OKUMALAR...
Çuvalı başından çektiklerinde gözlerinin ışığa alışması için kırpıştırdı. Mide bulandıran sarı ışık baş ağrıtacak kadar kötüydü. Boş bir depodaydılar. Etrafına bakındı. Sonny kendi çapında kötü adam filmlerini canlandırıyor gibi görünüyordu.
Karşılıklı iki sandalyeden birinde bağlı halde Jose oturuyordu. Diğer sandalyede ise Sonny vardı. Doğrusu üzerinde özel dikilmiş takım elbisesiyle tam bir iş adamı gibi görünüyordu. Kendisine sadık olan adamları da bunun nimetlerini görmüş gibiydi.
Geri yaslanıp bacak bacak üstüne attı. Üzerindeki hafiflikten silahlarının tamamının alındığını anlayabiliyordu. Ah, hayır bileğindeki silah hala duruyordu. Dudakları gülümsemeyle kıvrıldı. "Uzun zaman oldu, eski dostum" dedi neşeli bir şekilde. Tıpkı onun mahzenlerde kendisine söylediği gibi.
Sonny onun neşesinden hoşlanmamış gibi görünüyordu. Kaşlarını çatarak öne eğildi. Elbette ki adamlarının karşısında Jose'nin onunla alay etmesine izin veremezdi. "Hainlerle arkadaşlığım yok benim" dedi sert bir sesle.
Bunun üzerine Jose kahkaha attı. "Hadi ama öyle deme" derken o kadar eğleniyordu ki. "Birlikte çalıştığımız zamanları unuttun mu? Beraber altı yıl geçirdik kolay değil. Çoğu evlilik bu kadar sürmüyor"
O ne kadar rahatsa Sonny o kadar geriliyordu. Genç adam burnundan derin bir nefes aldı. Sarı saçları düzgünce kesilmiş, sakalları tıraş edilmişti. Mavi gözlerinde eskiden olan parıltılar yoktu. Kumarhanede çalıştığı zamanda da böyle görünürdü. Ancak o zamanlar gözleri hep neşeyle parlardı.
Jose, başını yana eğdi. "Gitmeme izin verdin" dedi en sonunda.
"Ne?"
İkisi birbirlerine baktı. Jose'nin yüzüne ciddi bir ifade yerleşmişti. "Alexandra ile karşılaştıktan sonra kafam karışmıştı. Sorularımın cevaplarını bulmam gerekiyordu. Bunu biliyordun. Gideceğimi biliyordun ve gitmeme izin verdin. Eğer Alexandra doğru söylüyorsa Estradalarla kalmayacağımı bilecek kadar beni tanıyordun." Onun gözlerinin içine bakıyordu konuşurken. Doğruları görebiliyordu. "Gerçekleri biliyordun. Bu savaşın başkalarının cebini doldurmak için başladığını biliyordun ve gitmemi istedin. Böylece ben Cross ailesine destek veren bir hain olacaktım ve sende başa geçecektin"
Onun itiraz etmesini bekledi. Hala tanıdığı adamın bir nebze de olsa orada olduğunu bilmek istiyordu. Ancak Sonny tıpkı onun gibi arkasına yaslanıp bacak bacak üstüne attı. "Yani" dedi gülerek. "Ne olmuş?"
Ne olmuş...
Jose istemsizce gözlerini kapattı. Hiçbir ablasının göstermeyeceği kadar büyük bir duygusallık gösterdiğini biliyordu. Kaybetmekten nefret ediyordu. Annesini, Summer'ı ve Sonny'i kaybetmişti. Sevdiklerinin hiçbirini koruyamamıştı. Üstelik sevdiği insanlar ona yalanlarla dolu bir dünya yaratmıştı.
Anlamak zorunda olduğu şey buydu. Karşısındaki adam onun dostu olan adam değildi. Bu adamı tanımıyordu. Gözlerini açtığında hiç olmayan bir kesinlik vardı orada. "Ben hain değilim. Hain olan sensin. Estradaların iyiliği için başlattığımızı söyleyip durduğumuz bu savaş sadece senin ceplerinin dolması içindi"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CROSS KARDEŞLER 4. KİTAP- MÖSYÖ HAZEL
AcciónCROSS KARDEŞLER SERİSİ SON KİTABI. JOSE ESTRADA'NIN HİKAYESİ