Bölüm 14

1.6K 219 20
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...

Otel odasının parası nakit ödenmiş ve telefonunu kapatıp bir çöp kutusuna atmıştı. Otele giriş yaptığı isim farklıydı. Bütün bunların nedeni Alexa'nın onu bulmasını istememesiydi. Milagros'tan kaçamayabilirdi ancak en azından o neyin peşinde olduğunu anlardı. Ancak Alexa fazlasıyla anaçtı.

Duş alıp temizlenmişti ve öksürükleri de kesilmişti. Kahvaltı yaptıktan sonra kendisini daha iyi hissetmeye başlamıştı. Sırt çantasından mahzenden aldığı kağıtları çıkardı.

Sonny onu lunapaklara çekmek istiyorsa bile ona saldırmazdı. Saldırdığı anda bunun bir tuzak olduğunu anlayacağını bilirdi. O çocuk kendi başına hareket etmişti. En azından onu öldürebileceğine inanarak davranmıştı. Ancak bu işe yaramamıştı.

Onun orada olmadığını biliyordu. Sonny bir tuzak hazırlamıştı ancak Jose'nin artık daha farklı planları vardı. Estradalar çok kalabalıktı. Her birini tanımalarının imkanı yoktu ancak onlar kendilerini çok net belli ederlerdi.

Mahzende mahvolmuş kıyafetlerini çöpe attı ve sırt çantasından yeni kıyafetler çıkardı. Siyah bir kargo pantolon ve beyaz bir tişört giydi. Haçı boynunda sallanıyordu.

Sırt çantasından Raven'ın kullandığı şekilde tek atışlık kırk beşlik iki tabanca çıkardı ve ayak bileklerindeki kılıfa taktı. Bu pantolonu bol olduğu için seçmişti. Kol askılarını omuzlarından geçirdi ve silahların ikisini geçirip üzerine ceketini giydi.

Lunaparkın planlarını yırtarak çöpe attı ve odanın kapısını açtı. Tam o anda güzel kadınla karşı karşıya geldi. Favian yüzünde son derece mutsuz bir ifadeyle ona bakıyordu.

Görmeyi beklediği son insandı. Jose, şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. "Favian" diye fısıldadı şaşkınlıkla. "Burada ne arıyorsun?"

Genç kadın onun yanından geçip odaya girdi ve etrafına bakındı. "Alexa bana sabah erken saatlerde eski şarap mahzenlerinde bir yangın çıktığını ve sana ulaşamadıklarını söyledi"

Endişeleneceklerini tahmin etmişti. Ancak şuanda önemli olan Alexa'nın duyguları değildi kesinlikle. "Beni nasıl buldun?" Bu gerçekten şaşırtıcıydı.

"Otele Gusta Host adıyla giriş yapmışsın" dedi Favian sakince. O da sırt çantasını yatağın üzerine attı. "Summer'ın babasının adı" derken kahverengi gözleri ona odaklandı.

Aralarındaki duygusal ve fiziksel bağlar bu durumu biraz tuhaflaştırıyordu. Genç adam ne diyeceğini bilemeyerek durdu. Ancak sessizlik dayanılmaz bir şekilde çok ağırdı.

"Ben erkeklerimin sabah kalktığımda gitmiş olmalarına alışkınım" dedi Favian sakin bir şekilde. "Ancak daha önce komodine para bırakmak yerine bütün ailesini bırakıp gideni görmemiştim. Ödemen bu mu? Beni ailenin yanına bırakıp kendini ölüme göndermen mi? Ben böyle bir şeyi kabul etmem"

Bir yanlış anlaşılmanın olduğu çok açıktı. Evet, Favian'ı seviyordu ancak onu yanında sürükleyecek değildi. "Ne bekliyordun ki?" diye sordu sertçe. "Malikanede seninle ve Alexa ile oturup çay saati mi yapacaktım? Ben bir kaosa sebep oldum ve onu durdurmakta benim görevim. Seni bu işe bulaştıramam"

O gözler onu mahvediyordu. Kahverengi gözlerin bu kadar derin ve anlamlı olmaları mümkün müydü? Onlara bakmak böyle olunca çok zor oluyordu.

Favian, üzerindeki ceketi çıkardı ve yatağa oturdu. Elleriyle yüzünü ovdu. Bir şekilde çok yorgun görünüyordu. "Artık fahişe olmadığımı söylemiştin" dedi en sonunda. "Gerçekten çok mutlu olmuştum. Ancak belli ki senin için bu değişmeyecek." Başını kaldırıp ona baktı. "Beni sevdiğini söylediğinde ciddi olduğunu sanmıştım. Ancak amacın sanırım beni ailenin evinde bırakıp arada bir yanıma uğramaktı. Geldiğinde seninle ilgilenirim, sevişiriz sonra sabah ben uyanmadan gidersin. Bunu yapamam, Jose. Eğer bu şekilde olmasını istiyorsan bırak beni. Seong'a geri dönerim"

CROSS KARDEŞLER 4. KİTAP- MÖSYÖ HAZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin