Bölüm 9

2K 259 31
                                    


YENİ BÖLÜMLER YORUM VE BEĞENİLERE GÖRE GELİYOR...


"Biliyorsun, Alacud'da sorun çıkarmak gerçekten zordur. Sonuçta baya ufak bir kasaba. Kaldı ki Seong'un panik odası gibi bir kasaba olduğu düşünülürse gerçekten başarılı bir iş"

Neden burada olduğunu bilmiyordu. Gerçekten bunu yapmak istememişti ancak Jael'e hayır demek gerçekten çok zordu. Uzun zamandır içmediği düşünülürse alkole pek de dayanıklı olduğunu düşünmüyordu. Ancak belki de bir iki kadeh içmesinden zarar gelmezdi.

Erkek başını eğdi ve altındaki cam zemine baktı. Burası onu hep tedirgin ediyordu. Neden zeminin cam olduğunu gerçekten bilmiyordu ama aşağıdaki direklerde dans eden kadınları görebiliyordu.

Onu görebiliyordu...

Derin bir nefes alıp başını kaldırdı ve Jael'e baktı. Onu Milagros'dan ayrı görmek çok nadirdi. O ikisi artık siyam ikizleri gibi sürekli birlikteydiler. Genç adam geri yaslanıp bacaklarını ileri uzattı. "Ufak bir sıkıntı yaşandı sadece" dedi sıkkın bir sesle.

"Neredeyse ölüyormuşsun" derken Jael her şeyden haberdar olduğunu gösteren bir gülümsemeyle ona baktı. "Milagros'un bu konuda ne kadar endişelendiğini anlayabilirsin"

Onun alaycı sesi kafasında yankılandığında genç adam başını hızla iki yana salladı. Milagros'un endişesini gösterme yöntemi bile farklıydı. "Milla'yı korkuttuğum için üzgünüm" derken sesi gerçekten acı çekiyormuş gibiydi. Onunla yaklaşık bir saatlik bir konuşma yapmıştı. En çok hangi kısmı acı vericiydi karar veremiyordu.

Jael, gülmesini daha fazla tutamadı ve başını iki yana sallayarak geri doğru yaslandı. Elbette ki Milagros'un tarzını en iyi bilen kişi kendisiydi. "Canını sıkmasına izin verme" dedi en sonunda neşeli bir şekilde. "Seninle oynamak hoşuna gidiyor sadece"

Elbette, Milagros herkesle oynamayı seviyordu ne de olsa. Jose'nin nasıl olurda onun gibi bir kadının bu kadar delicesine bir erkeğe bağlandığını anlayamamıştı. Ancak Milagros, gerçekten de Jael'e deliler gibi âşıktı.

Bu ikisinin nasıl olup da bir araya geldiğini bilmiyordu. Tek bildiği Jael'in onu bulmak için Lane'e geldiğiydi. Onu kraliçesine hediye vermek istediğini söylemişti. Jose karşı çıkmamıştı.

Jael, gözlerini dalgın bir şekilde ayaklarının altındaki cama çevirdi. İşte oradaydı Jose'nin minik dansçısı. O kadın onu hem korkutmuş hem de arzu duymasına neden olmuştu. Üstelik onunla bir geçmişleri vardı. "Neden bu kadına bu kadar takıntılısın?" derken beklemediği bir soru olmuştu.

Bu beklenmedik soru karşısında Jose bir an ona baktı. Ardından başını eğdi ve ayaklarının altındaki zemine baktı. Favian'ın kıvrak bedeni direkte dans ediyordu. Bu kadın gerçekten çok iyiydi. Ne demesi gerektiğini bilemeden bir süre ona baktı.

Bu kadar çok izleyeni olan böylesi güzel bir kadının nasıl olur da fahişelikte çok az müşterisi olabilirdi ki? Favian gerçekten konuşmak istemediği bir konuydu. O kadar karışık ve derindi ki düşünmek bile istemiyordu.

"O" dedi ve durdu bir an. Hem Jael'in çalışanıydı hem de kendisinin eski bir yakınıydı. Doğrusu Favian'a yakın denmezdi ancak ortak bir geçmişi paylaşmışlardı. "Bir tanıdık" dedi sakince.

"Umutsuz bir durum" diye mırıldandı Jael. Geçmişten gelen kadınlar her zaman sorun olurlardı. Özellikle de çocukluğunu beraber geçirdiğin kadınlar. Jael bunu iyi bilirdi. Erkek tekrar dalgın bir şekilde başını eğip dans eden kadına baktı. "Şu kadını sen sorduktan sonra biraz araştırdım" dedi en sonunda. "Milagros'un onun eğitimiyle özel olarak ilgilendiğini biliyorum"

CROSS KARDEŞLER 4. KİTAP- MÖSYÖ HAZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin