İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...
Neler olduğunu ya da ne yapması gerektiğini bile anlayamamıştı. Tek bildiği kendisini bir anda dışarı attığında kadını bulamamıştı. Lanet olası çıplak bir fahişeyi nasıl kaybettiği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu.
Bir Estrada olsaydı muhtemelen odaya çektiği anda onu öldürmeye çalışırdı. Kadının kim olduğunu bilmiyordu. Ancak o kendisini iyi tanıyormuş gibi konuşmuştu. Daha önce hiçbir fahişeyle beraber olmamıştı. Hayatının büyük kısmı Lane'de geçmişti. Lane'de fahişeler olmazdı. Sadece balıkçılar olurdu.
Bir süre etrafına bakındı. Ancak dans ettiği sahne boştu ve kızıl hiçbir yerde yoktu. Jose, hızla asansöre doğru gitti ve parmak izini okutup beşinci katın düğmesine bastı. Jael bir süre önce hepsi için beşinci kata giriş izni vermişti.
Sırtını asansörün duvarına yaslarken gözleri hala uzaklaşmakta olduğu alana bakıyordu. Asansör beşinci kata geldiğinde çıktı ve koridorda yürüdü. Odanın kapısını çalmadan açmaması gerektiğini bilecek kadar her ikisini de tanımıştı ama acelesi vardı biraz.
Hızla kapıyı çalıp içeri girdi. Daha önce kulübün beşinci katına hiç çıkmamıştı. En fazla asansöre kadar gelip parmak izini okutmuştu. Tuhaf bir şekilde odanın yalıtımı o kadar iyi yapılmıştı ki Milagros'un dans ettiği müzik dışarı gelmiyordu.
Genç adam camdan zeminde yürüdü ve en küçük ablasının önünde durdu. Sarı kıvırcık saçları ve oldukça açık kıyafetleriyle Milagros çok dikkat çekici bir kadındı. Yeşil gözleri birer kedinin gözleri gibiydi ve gülümsemesi her zaman av peşindeki bir tilkininki gibiydi ve şuanda kendisine aynı o ifadeyle bakıyordu.
Jael, başını kaldırıp bakma gereği bile görmemişti. Dikkatli bir şekilde önündeki kâğıtlarla ilgileniyordu. Ona bakınca buranın demir başının kim olduğunu sormaya gerek görmüyordu.
Milagros, elindeki kumandayla müziği durdurdu. "Küçük kardeş" dedi neşeli bir şekilde. "Seni en son gördüğümde striptizcilerimden birini götürüyordun"
Neden şaşırdığını kendisi bile bilmiyordu. Sonuçta onların çöplüğündeydi. Eğer malikânede olsaydı Alexandra bilirdi. Sadece o ağzını açmayacak kadar nazikti. "Onun adını öğrenmem lazım" dedi.
"Lisa"
Cevap verirken Jael hala başını kaldırıp bakmamıştı. Kimden bahsettiklerini iyi biliyor gibiydi. Jose, sabırsız bir iç çekti. Kardeşinin cinsel hayatına kendisi kadar saygı duyduğunu umuyordu. Bil ama görmezden gel. "Sahne adı değil" dedi sabrı taşmış bir şekilde. "Gerçek adı"
Milagros, tek kaşını kaldırdı. "Neden gerçek isimlerine ihtiyacımız olsun ki?" derken meraklanmış görünüyordu. "O striptizcilerin hepsi aynı zamanda fahişeler. Eğer seni özel hissettirdiyse boşuna umutlanma. İşi bu çünkü"
Sorun bu değildi. Evet, gerçekten harika hissetmişti. Özelden de öteydi. Ancak problem bu değildi. "Beni tanıyordu" dedi gözlerinin içine bakarak. "Sanki beni çok uzun zamandır tanıyor gibiydi."
"Fahişelerin çoğu Estrada'dır" dedi Jael hala sakindi.
Sabrının sınırsız olduğunu mu düşünüyorlardı? Jose, gözlerini Milagros'dan ayırmadı. Onun bir şeyleri anlamasını umuyordu. Onun gören gözlerinin bunu da görmesini istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CROSS KARDEŞLER 4. KİTAP- MÖSYÖ HAZEL
ActionCROSS KARDEŞLER SERİSİ SON KİTABI. JOSE ESTRADA'NIN HİKAYESİ