Bölüm 12

2.3K 261 47
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER... İYİ OKUMALAR...

Favian'ın bütün eşyaları bir valize sığmıştı. Belli ki kıyafet konusunda pek bir şeyi yoktu. Daha çok ipe benzeyen iç çamaşırları ki Jose onları gittikleri yerde şömineye atıp yakacaktı. Kendisine göre iç çamaşırı giymesine kesinlikle gerek yoktu.

Valizi arabaya yerleştirdi ve arabaya bindi. Favian, bir an durup etrafına bakındı. Gerçekten de Seong'daki hayatı bitmiş miydi? Gerçekten artık özgür müydü? Bütün bunlara inanamıyordu. Artık dans etmek zorunda değildi. Artık para için tiksindiği halde bir erkekle olmak zorunda da değildi. Artık gerçekten de sevdiği adamla birlikte olabilirdi.

Bütün bunlar rüya olmamalıydı. Çünkü eğer rüyaysa ve Favian birden uyanırsa bunun acısına katlanamayabilirdi. Genç kadın derin bir nefes aldı. Kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu.

Arabanın kapısını açıp içeri girdi. Nereye gittiklerini bilmiyordu. Sormamıştı ancak ona güveniyordu. Araba şehirden çıktı ve uzun sarmal bir orman yoluna girdi. Tahmin ettiği şey doğruydu demek ki. Jose onu Cross malikânesine götürüyordu.

Alexandra Cross'un kalesine...

Çocukken yalnızca bir defa onun gerçek adını duymuşlardı. Ondan sonrasında Jose bir daha Cross adını ağzına almamıştı. Birileriyle tanışacağı zaman hep Estrada adını kullanırdı.

Buraya gelene kadar neyin ne olduğunu bilmiyordu. Estrada-Cross savaşı patlak verdiği zaman herkes kayıp erkek çocuğun mirasını almaya geldiğinden bahsettiklerinde her şey ortaya çıkmıştı.

Favian, onun neden bu savaşı başlattığını ya da neden vazgeçtiğini sormamıştı. Bunlar onun bileceği şeylerdi. Sadece bu yüzden onun kendisini tehlikeye atacağını bilmek onu korkutuyordu.

Erkek başını çevirip ona baktı. Tıpkı bir kedi gibi koltuğunda geriniyordu. Elinde olmadan gülümseyerek elini kadının yanağına koydu. Favian gibi bir kadın gerçekten fiziksel aşktan çok keyif alıyordu. Ancak bu aşkın duygusal kısmını hissettiği zaman gerçekten daha da güzelleşiyordu sanki.

Açıkçası onu götürebileceği başka bir yer aklına gelmemişti. Lane'deki evine bırakıp da beni bekle diyebileceği bir kadın değildi Faian. Beklemezdi de zaten. Ancak Alexandra onu korurdu. Kendisi yokken en büyük ablasından başkasına güvenemezdi.

Alexandra bunu çoktan kanıtlamıştı...

Araba devasa malikânenin kapılarını geçti ve içeri girip durdu. Korumalar anında arabaya koştu. İki tanesi kapıları açarken biri de bagajdan valizleri aldı.

Tabi ki Alexandra, Raven, Nikolai ve Siras hemen kapının önünde onları bekliyorlardı. Jose, Favian'ın elini tutup onların önüne geldi. Alexandra, onu ve kadını dikkatlice inceledi. Gözleri en sonunda kenetlenmiş ellerine indi. Dudakları hafif bir gülümsemeyle kıvrıldı. "Hoş geldin, Favian" dedi en sonunda.

Çok çabuk kabul etmişti. Gerçi zaten reddetmezdi de. Ancak belki biraz daha farklı bir tepki beklemiş olabilirdi.

Favian, dikkatle kadına baktı. Bu kadın gerçekten de ünlü Alexandra Cross'du demek. Düşündüğünden daha kısaydı. Favian ile aynı boydaydı. Üzerinde tıpkı söylentilerdeki gibi simsiyah kıyafetler vardı. Ancak etkisi büyüktü. Gerçekten de o karanlık gözlerin içinde kaybolabilirdiniz.

CROSS KARDEŞLER 4. KİTAP- MÖSYÖ HAZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin