Bölüm 7

1K 386 115
                                    

Merhaba.

İlk kez yazardan bir bölüm yazıyorum ve doğrusu biraz yadırgadım. Bir daha yazmam dkdkdkdkdkdk

Diğer bölüm sizin aktifliğinize bağlı olarak gelecek. Ne kadar çok yorum, o kadar hızlı bölüm.

Çok fazla detay var bu bölümde, dikkatli okuyun lütfen.

Yazılım yanlışı gördüğünüz yerleri belirtmeyi lütfen unutmayın.

Bu bölüm @mirkalem52'ye hediyemdir. 

İyi okumalar🦋

Bölüm 7
"Tik tak."
"Unutma, aydınlığa kavuşmak için ilk önce karanlığı tatman gerekir, çünkü aydınlık, sadece karanlıkta belli olur."

Yazardan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yazardan...

Küçüklüğün bir rengi olsa, hiç şüphesiz beyaz olurdu. Herkes o yaşlarda masum, saf ve temizken, en ufak bir yanlış, bir hata, onları kirletmeye yeterdi.

Masumlar, kötülere, en fazla bir karış mesafe uzaklıktaydı.

Kerem'in çocukluğu ise, istisna değildi. O, anne sevgisinden mahrum kaldığı andan beri, babasının ona söylediklerine boyun eğmiş, dediklerini harfi harfine yerine getirmişti çünkü Kerem'in, babasından başka kimsesi yoktu.

Babası dedi ki ona, "Annen o gece Rüya'nın yüzünü görmemek için çıkıp gitti evden. Eğer Rüya olmasıydı, annen yaşıyor olurdu, canım oğlum." Ardından saçlarını okşamış, ona sarılmıştı.

Kerem'in ruhu küflenmişti. Annesini kaybetmiş, tarifsiz bir acıyla baş başa kalmıştı. Kalbi sıkışıyordu, küçük Kerem'in. Annesini özlüyor, onu bir daha göremeyeğini kabullenmemek için direniyordu.

Küçük Kerem'in kalbine ilk kez o zaman düşmüştü, siyah leke. Kinlenmişti Rüya'ya çünkü onun yüzünden annesini kaybetmişti. Eğer Rüya olmasaydı, annesi o gece evden çıkıp kaza yapmazdı ve böylece, hâlâ yaşıyor olurdu.

Babası, oğlunun gözlerine yerleşen karanlık gölgeyi fark ettiğinde, belli belirsiz güldü. "Rüya senin gerçek kardeşin değil." Kerem kaşlarını çatarak gözlerini babasına çevirdi. Nasıl olurdu? Rüya, Kerem'in annesine, anne diyordu! "Şaşırdığını biliyorum oğlum ama o kızın annesi olmadığı için senin anneni çaldı. Kıskandı seni."

Küçük çocuk o günden itibaren, kendi çektiği acıyı misliyle Rüya'ya ödetmişti. Babası arkasında destekti, biliyordu. Hatta bir keresinde eline bir neşter tutturmuştu ve demişti ki, "Bunu ben olmadığım zaman Rüya'ya ver ama sakın benim verdiğimi söyleme. Gizlice, odamdan aldığını sansın."

Kerem usulca başını sallamış, dediklerini yapmıştı ama tuhaftır ki, kalbindeki acı asla dinmiyordu.

Meltem annenin ölümünden kısa bir süre sonra, Rüya okula başlamıştı. Yaşı diğerlerine göre daha küçüktü ama babası onu evde görmeye dayanamıyordu, bu yüzden, sürekli evden uzakta tutuyordu.

Zevahir |18+Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin