Bu bölüm sevgili @fmugirl 'e hediyemdir.Bölüm normal yazdığım bölümlerden iki kat daha uzun. Bu yüzden sizden bol bol yorum istiyorum... Sizler tarafından gelen küçük bir emoji bile beni ne kadar motive ettiğini tahmin edemezsiniz.
Aslında bugün 15 temmuz olduğundan bölüm paylaşmayacaktım ama tarihi unuttum, bölümün perşembe günü geleceğine dair söz verdim.
Tam beş yıl önce vatan için şehit olan herkese, Allah'tan rahmet, ailelerine de sabır diliyorum.
Bölüm 3
"Zamanda kaybolan küçük kız.""Önemli olan yere düşüp düşmemen değil, tekrar ayağa kalkıp kalkmamandır. "
💙🦋
Beynimin içinde bir enkaz vardı ve ben o enkazın altında kalmıştım.
Beni kurtaran yoktu. Üzgün ve küskün, yalnız ve kimsesizdim. Yine.
Tek bir farkla.
Bu sefer yalnızlığın ne demek olduğunu biliyordum. Çocukluğumdaki beklentilerimi toprağa gömmüştüm. Mesela artık birinin göz yaşlarımı silmesini beklemiyordum ya da bisikletten düşerken kanattığım dizlerimi üflemelerini.
Şimdi fark ettim de, benim hiç bisikletim olmamıştı.
Küçükken yalnızlığımı bölüştüğüm biri vardı ama artık yoktu. Eminim ki bisikletim olsaydı ve ona binebilseydim, düşmekten korkmazdım çünkü beni tutacağını bilirdim.
Zaman beni güvensiz bir kadına çevirmişti. Hayır hayır, ben güvensizliğimi insanlara borçluydum.
Sanki zaman yavaşlamıştı ve ben, içinde kaybolmuştum. Nefesim boğazımda sıkışıp kalmış, kalbime anlamdıramadığım bir sızı yerleşmişti.Titreyen elimi boğazıma götürdüm ve kazağımın yakalarını çekiştirerek nefes almaya çalıştım. Rüzgar salık bıraktığım saçlarımı, dalgalandırarak geriye doğru savurdu ve çıplak tenimi, soğuk ele geçirdi. Ama içimde alev alev yanan yangını söndürmeye yetmedi.
Hiçbir şey yetmezdi.
Karakoldan çıkar çıkmaz yaptığım ilk iş Alex'i aramak olmuştu. Evin çevresindeki tüm parkları, sokakları gezmiştim ama yoktu. Omuzlarım düşük bir halde eve geldiğimde, kapının tam önünde Alex'i görmeyi beklemediğim kesindi. Beyaz ve siyahın uyum sağladığı tüyleri kabarmıştı ve toz içindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zevahir |18+
Romansa"Kuralları yık, adaletsizliği yak. Bırak, gözlerindeki perdeyi çıkarıp atsın, ahmaklar." Şeytan, arkamda pusu kurmuş, en ufak yanlışımda beni asmak için bekliyordu. Ölümün gerçekliği parmaklarımı karıncalaştırırken son nefeslerimi verdiğimi biliyo...